"Spil Dağı Masabaşı Çılgınlıklarına Kurban Gidiyor"

Manisa Tarzanı olarak bilinen Ahmet Bedevi ile özdeşleşen Spil Dağı, bir süredir tartışılan bir projeyle gündemde. Büyük bölümü 1966 yılında Milli Park ilan edilen Spil Dağı’nın turizme açılması amacıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca yürütülen proje kapsamında bölgeye su, kanalizasyon ve altyapı çalışmalarına başlandı.

Sol Gazetesi'nden Yusuf Yavuz'un haberine göre, projeyle bölgeye otel, günübirlik tesisler ve piknik alanları ile çeşitli yolların yapılması planlanıyor. Ancak yaşam savunucuları binlerce ağaç kesilerek bölgeyi betonlaştıran girişime tepkili.

Çok sayıda endemik bitki ve canlı türüne ev sahipliği yapan Spil Dağı’nın Atalanı mevkiinde yoğunlaşan alt yapı çalışmaları kapsamında, 3 adet çevre yolu, 12 trafo binası, su depoları, yürüyüş yolları ve çeşitli drenaj kanalları inşa ediliyor. Çalışmalar kapsamında ayrıca İzmir ve Manisa’dan Spil Dağı’na ulaşan yolların genişletilmesi planlanıyor. Altyapı çalışmaları tamamlandığında ise bölgede otel, günübirlik tesisler, festival ve piknik alanları için ihale açılacak.

Yüzlerce ağaç kesilip beton yollar yapıldı

Manisalı yaşam savunucularının tepkisini çeken çalışmalar sürerken önceki gün bölgeyi ziyaret eden yurttaşlardan Salih Uzuner, Atalanı mevkiinde yüzlerce ağacın kesildiğini ve piknik alanı olarak planlanan bölgeye beton yollar yapıldığına dikkat çekerek gördüğü manzara karşısında dehşete kapıldığını dile getirdi.

Spil Dağı'nda pasaport sordular!

Bölgenin dört bir yanında betonarme yapıların yükseldiğine dikkat çeken Uzuner, Spil Dağı’nın zirvesinin bulunduğu yönde açılan büyük yoldan kalkan tozların ağaçları çamur rengine boyadığını belirterek, “Zirveye doğru yol alırken hayret ve dehşet verici bir görüntüyle karşılaştım. 10-15 metre genişliğinde bir yol açılmış. Sanki Manisa-İzmir yolu yapmışlar. Yukarıdaki yapının yakınında çalışmalar devam ediyor. İşçilerin yanına gidip ‘ne oluyor buraya böyle?’ diye sorduğumda ise şakayla karışık ‘Pasaportun var mı? Nasıl geldin buraya?’ diye soruyorlar. Söylenene göre bu kısma piknik alanı taşınacakmış. Ne çılgınca bir fikir! Oysa burada yer yok ki. Nedenini sorduğumda ise ‘oraya iki tane otel yapılacak. Halk da buraya kaydırılacak’ yanıtını aldım” ifadelerini kullandı.

Yangına hassas olan bölge pikniğe açılıyor

Geçtiğimiz yıllarda bölgenin yangına hassas olması nedeniyle ziyaretçi alınmadığını anımsatan Uzuner, “Demek ki sekiz yıl içinde bu bölgenin yangın hassasiyeti azalmış ya da birilerinin otel veya rant hassasiyeti artmış. Peki bunun için kıyılır mı bu doğaya? Binlerce ağaç kesilmiş zirve yolunda. Atalanı'nda kesilenler de cabası. Zirve yolunda gördüğüm yılkı atı sürüsü şaşkın. Onlarca yıldır yılkı atlarının yaşam alanı olan bu bölgeye giren iş makinaları burayı toz toprak içinde 10-15 metre genişliğinde bir yola çevirmiş. Yılkı atları beni görünce ormanın içine kaçtılar. Havaya kalkan toz bulutu Atalanı'ndan rahatlıkla görünüyor. Dünyada ve ülkemizde çevre bilincinin ve ‘ekolojik tatil’ kavramının yükseldiği bu günlerde maalesef biz ağaç kesip beton atıyoruz. Bu dağ bizim de değil. Atların, domuzların, sansarların, gelinciklerin, tilkilerin, çakalların ve diğer yaban hayvanlarının dağı. Acımasızca tecavüz ediyoruz evlerine. Dün yangın hassasiyeti nedeniyle ‘yassak’ olan bölgeler bugün ‘ateşli piknik alanı’ oluyor. Bugüne kadar doğal şekilde gelişen milli parkımız maalesef masabaşı çılgınlıklarına kurban gidiyor” diye konuştu.

Çalışmalar halka açıklansın

Spil Dağı’nda yapılan çalışmaların halka açıkça anlatılması gerektiğinin de altını çizen Uzuner, 2007 yılında çıkan orman yangınının ardından ağaçlandırılacağı belirtilen Manisa-İzmir arasındaki alanın bir kısmının mera, bir kısmının ise tarla olduğunu anımsatarak, “doğaya zarar verecek her türlü çalışma durdurulsun. Halk, otel yapmak için olmayacak bölgelere nakledilmesin. Zaten bir çok zenginliğini kaybetmiş olan Spil Dağı’nı tamamen bitirmek için uğraşılmasın” çağrısında bulundu.

Spil Dağı, Manisa Tarzanı'nın eviydi

Adı Spil Dağı ile özdeşleşen ve ‘Manisa Tarzanı’ adıyla anılan Ahmet Bedevi, bölgenin ağaçlandırılması ve doğa alanlarının korunması için verdiği örnek mücadele ile tüm ülkeye örnek olmuştu. 1899 yılında bugün Irak sınırlarında bulunan Samara’da doğan Manisa Tarzanı Ahmet Bedevi, Kurtuluş Savaşında Türk ordusuyla İzmir’e gelen askerlerden biriydi. Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Manisa Tarzanı, savaşın ardından yerleştiği Manisa’da bahçıvanlık yapmış, kent merkezi ve Spil Dağı’na diktiği bitki ve ağaçlarla bölgeyi cennete çevirmişti. Türkiye’nin ilk çevrecisi olarak da anılan ve Spil Dağı’ndaki kulübesinde yaşayan Manisa Tarzanı, 1963 yılında yaşamını yitirdi.