Honeywell'den Dubai International'a...
Türkiye'nin Pirinç Deposunu...
Enerji Tüketiminde %20'ye...
"Hava Kirliliği Tarihi Eserlere...
Hava Kirliliğine Karşı Yağmur Suyu
Yoksullukla Gelen Hava Kirliliği
'Uusal Hava Kirliliği Emisyon...
Hava Kirliliği Öldürüyor
Hava Kirliliği Haritası Çıkacak
“Sessiz Katil” Her Yıl 10 Bin Kişiyi Zehirliyor
Honeywell tarafından gerçekleştirilen Türkiye Karbonmonoksit (CO) Zehirlenmesi Araştırması’na göre, fosil yakıtla çalışan cihazların kullanıldığı evlerin sadece yüzde 3’ünde CO dedektörü var.
Honeywell, temiz enerji üretimi ve enerji verimliliği, emniyet ve güvenlik, küresel rekabet ve verimlilik artışı gibi konularda çözüm geliştiren ve Fortune 100 listesinde yer alan global bir teknoloji şirketi. Honeywell Türkiye de, kurulduğu 1992 yılından bu yana konut, bina ve endüstriyel uygulamalar için otomasyon ve kontrol çözümleri sunuyor.
Honeywell ürün ve çözümlerinin yüzde 50’den fazlası enerji verimliliği ile bağlantılı. Şirket, 1980’lerden bugüne dünya çapında 5 binin üzerinde büyük ölçekli enerji verimliliği projesi gerçekleştirmiş. Bio-diesel yakıt üretimi, yeşil jet uçak yakıtları, çevreci soğutucu gaz ve akışkanların üretimi, elektrikli araçların daha uzun menzile sahip olmasını sağlayan elektrolit sistemler, konutlar, binalar ve endüstriyel tesisler için enerji yönetimi sistemleri Honeywell’in enerjiyi daha verimli kullanmak için ürettiği çözümlerden bazıları. Honeywell, enerji verimliliği konusunda son derece iddialı ve şunu söylüyor: “Sadece mevcut Honeywell teknolojilerinin tam olarak kullanılması ile dünya enerji tüketiminde hemen yüzde 10-25 arasında enerji tasarrufu sağlanması mümkün.” Honeywell Türkiye geçtiğimiz günlerde, özellikle Türkiye’de çok sayıda ölüme yol açan karbonmonoksit (CO) tehlikesi konusunda bir araştırma gerçekleştirdi. Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Orhan Geniş, bu araştırmanın Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıdığını söylüyor. Orhan Geniş, “TNS araştırma şirketi aracılığı ile gerçekleştirdiğimiz bu çalışma ile, karbonmonoksit zehirlenmeleri hakkında, Türkiye çapında bir bilinç araştırması gerçekleştirmek istedik. Türkiye Karbonmonoksit (CO) Zehirlenmesi Araştırması’nda, bu sessiz katile karşı ne kadar bilinçli olduğumuzu belirlemeyi amaçladık. Araştırma sonucunda tehlikenin büyüklüğüne karşın toplum bilincinin bu konuda çok zayıf olduğunu söyleyebiliyoruz. Araştırmamıza katılanların üçte birinin, kokusuz olan karbonmonoksiti koklayarak fark edebileceğine inanıyor olması dahi bu gerçeği fark etmemiz için yeterli bir veri” diyor. Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Geniş, “Hayati önem taşıyan bu konuda yasa koyucunun öncülük etmesi ve uluslararası normlarla örtüşecek şekilde hem karbonmonoksit alarm cihazlarının kullanımına ait yönetmelikleri geliştirmemesi hem de uygulamanın takibine yönelik tedbirleri alması gerekiyor. Bugün pek çok Avrupa ülkesinde ve ABD’nin çeşitli eyaletlerinde dedektörlerinin kullanımına ilişkin yasal zorunluluklar getirildi” diyor. Geniş şu bilgiyi veriyor: “Karbonmonoksit tatsız, kokusuz ve görünmeyen bir gaz. İnsan duyuları ile karbonmonoksit gazını belirlemek mümkün değil. Zehirlenmeyi önlemenin temel yolu evde kullanılan cihazların düzenli servis bakımlarını yaptırmak ve AB standartlarına uygun (EN) (EN50291) bir sesli karbonmonoksit detektörü monte etmek.” Karbonmonoksit gazında endişe veren tablo • Türkiye’de karbonmonoksit gazının yol açtığı sonuçlara yönelik resmi ve düzenli bir istatistik yok, ancak her gün gazetelerde rastaladığımız “gazdan zehirlendi, soba zehiri bir aileyi yok etti” türünden haberler, tehlikenin devam ettiğini gösteriyor. • Ölümcül gaz sızıntılarının tehlikesi coğrafi olarak farklılıklar ortaya koyuyor. Marmara Bölgesi en yüksek bilinç seviyesine sahipken, Akdeniz Bölgesi ise bu konuda en sonda yer alıyor. Kırsal kesimde yaşayanların yüzde 64’ü ısıtma cihazlarının CO sızıntısı yaratabileceğini bilirken, şehirlerde bu oran yüzde 59’a düşüyor. • 2010 verilerine göre ülkemizde her yıl on binden fazla kişi CO gazının zehirleyici etkilerine maruz kalırken, 39 vaka ölümle sonuçlanmış. • Araştırmaya katılanların yüzde 77’si, evinde CO gazı üretme potansiyeline sahip, fosil yakıtla çalışan (doğalgaz, kömür, tüp gazlı) cihazlar kullandığını söylüyor. Böylesine yaygın kullanım oranlarına rağmen, evlerin sadece yüzde 3’ünde CO dedektörü bulunuyor. • Katılımcıların yüzde 40’ı kullandıkları cihazların ölümcül CO gazı yaymasının mümkün olmadığını düşünüyor. Bu büyük bir bilgi eksikliği. • Katılımcıların yüzde 30’u tamamen kokusuz ve tatsız olan, bu nedenle “sessiz katil” olarak tanımlanan CO gazını koklayarak fark edebileceğine inanıyor. |