Birleşmiş Milletler Bilim, Eğitim ve Kültür
Teşkilatı (UNESCO), Selimiye Camii ve Külliyesi'ni,
'Dünya Mirası Listesi'ne dahil etti. Paris'te yapılan UNESCO
Dünya Mirası Komitesi'nin dünkü oturumunda, Edirne Selimiye Camii ve
Külliyesi'nin 'Dünya Mirası Listesi'ne girmek için gerekli bütün özelliklere
sahip bulunduğu ve koruma durumuyla ilgili alınmış önlemlerin de yerinde olduğu
belirtildi. Mimar Sinan'ın yaptığı ve 'ustalık eseri'
olarak tanımladığı Selimiye Camii, Osmanlı-Türk sanatının ve dünya Mimarlık
tarihinin baş yapıtlarından. Eserin inşaatına 1568 yılında başlanmış, 1575'te
ibadete açılmış. Mimar Sinan, Osmanlı cami mimarisinde o güne kadar
ulaşılan en büyük kubbe genişliğini kubbe yükünü toprağa 8 adet fil ayağıyla
aktararak bir mühendislik harikası ortaya koydu. İç tasarımda kullanılan taş,
mermer, ahşap, sedef ve özellikle İznik çinileri, döneminin en iyi
örnekleri. 2000 yılından itibaren Geçici Liste'de yer alan Selimiye Camii
ve Külliyesi, Dünya Miras Listesi Adaylık Dosyası 1 Şubat 2010 itibariyle Dünya
Miras Merkezi'ne iletildi.
Ertuğrul Günay'dan 'Osmanlı' vurgusu
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kararı, ''İlk defa
dünyadan ve Türkiye'den, doğrudan ve sadece Osmanlı kültürüne ait olan bir eser
Dünya Mirası Listesi'ne girmiş oldu. Bu bizim için son derece sevindirici ve
övünç verici bir gelişme'' şeklinde değerlendirdi. Bakan Günay, Türkiye'den
Dünya Mirası Listesi'nde şimdiye kadar 9 alan bulunduğunu belirterek, en son
1998'te Troya Örenyeri'nin kalıcı listeye dahil edildiğini anımsattı. O
tarihten bu yana Türkiye'den yeni bir alanın listeye dahil edilemediğini
kaydeden Günay, son yıllarda hem aday listeye hem de kalıcı listeye yeni
alanları katmak için yoğun bir çaba gösterdiklerini
vurguladı. Selimiye Camii ve Külliyesi'nin 2000
yılından bu yana aday listede olduğunu dile getiren Günay, ''Gereken çalışmaları
yapıp 1 Şubat 2010'da UNESCO Dünya Mirası Komitesi'ne Selimiye dosyamızı sunduk.
Paris'te yapılan toplantıda 27 Haziran itibariyle Mimar Sinan'ın eşsiz eseri
Selimiye Camii ve Külliyesi UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kabul edildi''
dedi. Böylece listeye Türkiye'den 10 varlığın girdiğini belirten Günay, 13
yıllık aradan sonra ilk defa yeni bir alanın kalıcı listeye dahil edildiğini
bildirdi. ''Yeni alanların eklenmesini
sağlamaya çalışıyoruz'' Selimiye Camii ve
Külliyesi'nin listeye dahil edilmesinin bir başka özel anlamı ve önemi olduğunu
dile getiren Günay, şöyle konuştu: ''İlk defa
Türkiye'den ve dünyadan, doğrudan ve yalnızca Osmanlı kültürüne ait olan bir
eser Dünya Miras Listesi'ne girmiş oldu. Bu bizim için son derece sevindirici ve
övünç verici bir gelişme. Türkiye'den Safranbolu gibi yerleşim yerlerimiz,
sivil mimarlık alanı örneklerimiz listede var ama bunlar karma yapılar. Çeşitli
uygarlıkların izlerini taşıyan, Anadolu'daki eski yerleşimlerinde bazı izlerini
taşıyan alanlar var. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası var, ama bir Selçuklu hatta
bir beylik eseri. Osmanlı kültürünün, mimarisinin bir eseri Dünya Mirası
Listesi'ne katılmış oldu.'' Selimiye Camii ve
Külliyesi'nin 1568-1575 yılları arasında yapılmış, kubbe yüksekliği, kullanılan
malzeme, teknik ve estetik özelliğiyle eşsiz bir baş eser olduğunu ifade eden
Bakan Günay, şunları kaydetti: ''Selimiye Mimar
Sinan'ın 'ustalık dönemi eserim' dediği bir baş eser. Arkasının gelmesini,
kalıcı listede yeni alanlarımızın eklenmesini Bakanlık olarak sağlamaya
çalışıyoruz. Şu anda hazırlık aşamasında olan 'Alanya Kalesi ve Tersanesi'
var. Bazı eksiklikleri olduğu için bu yıl verilmesini istemedik dosyanın.
Sanıyorum gelecek yıl kabul edilmesini sağlayacağız. Arkasından Efes tarihi
şehrini çalışıyoruz.
Türkiye'den şu anda dünya mirası aday listesinde 26 alan bulunuyor. Göreve
başladığım 2007 yılının sonunda bu sayı 18 idi. Süreç içerisinde önce 5, daha
sonra 4 alanın dosyaları hazırlandı ve dünya mirası aday listesindeki sayı 27'ye
çıktı. Şimdi Selimiye Camii ve Külliyesi kesin listeye geçtiği için bu sayı 26
oldu. Şu anda kalıcı listede 10, aday listede 26 alan var. Kalıcı listemizi
önümüzdeki yıllarda en az 15'e çıkarmayı hedefliyoruz. Aday listemizi 30'un
üzerinde yerlere taşımaya çalışıyoruz. Türkiye geride bıraktığı birkaç yıl
içerisinde tarihine özenle sahip çıkmaya ve bunu ülke dışında da kabul ettirmeye
başladı.'' ''Turizm sunumu içine kültür
zenginliklerini katmaya çalışıyoruz'' Geçmiş
yıllarda ihmaller olduğunu, dünya mirası konusunun yeteri kadar önemsenmediğini
belirten Günay, ''Oysa biz şimdi bir yandan kültürümüze sahip çıkarken, bir
yandan da Türkiye'nin turizm sunumu içine kültür zenginliklerini katmaya
çalışıyoruz. Dünyada turizmi marka değeri taşıyan, daha büyük bir prestij
özelliği taşıyan ülkeler, kültür varlıklarını turizm sunumu içine katmaya daha
büyük bir özen ve önem gösteriyorlar. Son yıllarda bu alanda biz de aynı dikkat
ve gayretle çalışıyoruz'' dedi. Kalıcı listeye alan ilan ettirmenin kolay
olmadığını vurgulayan Kültür ve Turizm Bakanı Günay, sözlerini şöyle
tamamladı: ''Bu 80'li yıllarda oldukça kolaymış.
Dünyada bu alanda bir bilinç uyanışı var artık. Bizim de daha hızlı sonuç
alacağımızı tahmin ediyorum. Alanya ve Efes'in yanı sıra Diyarbakır Surları,
İshakpaşa Sarayı, Ani Örenyeri gibi ülkemizin farklı yerlerinden, kültürlerinden
eserlerin dünya mirası listesine katılması için çalışıyoruz. Bu konuda
Bakanlığımızın gayretleri sürüyor. Emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür
ediyorum. Türkiye'de listeye girebilecek çok yer var. Geçmişte ne yazık ki
bu konuda yeteri kadar gayret gösterilmemiş. Bergama'nın aday listesine
girmesini yeni sağladık. Antalya Perge, aday listede bile yoktu. Bu konuda yerel
yönetimlerin biraz daha gayretli ve koruma bilincinin yüksek tempoda olması
gerekiyor.''
|