Rize’nin Muradiye beldesine bağlı Kömürcüler Köyü’nde 2 Ağustos tarihinde yaşanan sel ve heyelanda gündeme gelen ve sahibinin "imar barışı"ndan yararlanmak için başvuruda bulunduğu dere yatağına inşa edilen 7 katlı bina için yıkım kararı verildi.
Birgün'den Rabia Yılmaz'ın haberine göre, doğal sit ve milli park statüsü bulunan Rize’deki Fırtına Vadisi’nde dere yatağına otel inşa ediliyor.
"Çivi bile çakılamaz" Fırtına Vadisi üzerindeki tüm yapıların kaçak olduğunu aktaran Çevre ve Ekoloji Hareketi (ÇEHAV) Avukatı İbrahim Demirci, “Normal koşullarda o otelin oraya yapılmaması lazım. Fırtına Vadisi doğal sit ve milli park statüsü bulunan bir alan. Yani buraya çivi bile çakamazsınız. Şu anda Fırtına Vadisi büyük bir inşaat tahribatı altında” diye konuştu.
"Devlet ‘bu işi yapın’ diyor" Rize’deki iki farklı örneği hukuki açıdan karşılaştıran avukat Demirci: “Hukuk da, hangi koşullarda bina yapılacağının kuralları da belli. Ama hukuksuz bir şeyi hukuki açıdan değerlendirmek zor. Oradaki yetkili idare kim; Rize Valiliği, Rize İl Özel İdaresi, Çamlıhemşin Belediyesi, Milli Parklar Müdürlüğü, Trabzon Tabiat Varlıkları Koruma Müdürlüğü, Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Hepsinin kaçak yapılara yönelik müdahale yetkisi var. Mesele şu; devlet ‘Bu işi yapın’ diyor. Neden ‘Yapın’ diyor; turist gelsin, para kazansın, bölge kalkınsın. Ama bu nasıl bir kalkınma, anlamak mümkün değil.”
Derelere beton dökülüyor Bölgede yapılan bütün inşaatların dere kenarına yapıldığını kaydeden Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dereyi doldurup, üzerine beton döküp dereden yer kapıp inşaat yapıyorlar. Çünkü Fırtına Vadisi’nde dere ve yol arasından başka açık bir alan yok. ‘İmar barışı’ imar olan yerde uygulanır. Ama öyle bir yasa yaptılar ki, yasa Hazine arazilerini de yaylaları da kapsıyor. Dolayısıyla bu yasayla kaçak yapıları legalize ettiler. Çamlıhemşin ve Fırtına Vadisi özelinde konuşmak gerekirse, biz bu tahribatın daha başındayız.”
|