Uzmanlar, Doğu Karadeniz'deki katı atık kirliliğinin, halkın sınırlı
sayıdaki kumsal ve plajlardan yararlanmasında engellediğini
söylüyorlar...
Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi
ve TEMA Vakfı Trabzon İl Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz,
Doğu Karadeniz'deki katı atık kirliliğinin, halkın sınırlı sayıdaki kumsal ve
plajlardan yararlanmasında engel oluşturduğunu söyledi.
Erüz, evsel, tıbbi, endüstriyel, ticari ve kurumsal atıklar, tarım ve bahçe
atıklarının katı atık olduğunu, bu atıkların bazılarının çevre ve insan sağlığı
açısından son derece tehlikeli olduğunu, bu atıkların düzenli bertaraf edilmesi
gerektiğini belirtti.
Denizlerin uzun zamandır her türlü tehlikeli atığın maalesef boşaltım alanı
olarak kullanıldığını söyleyen Erüz, ''Son çeyrek yüzyılda çöp sorunu denizlerde
büyük bir problem olarak görülmeye başlanmıştır. Özellikle plajlarda biriken
çöpler son 10 yılda yüzde 80 artmıştır. Hızla artan bu sorun dünyadaki hızlı
nüfus artışı ve nüfusunun büyük kısmının kıyılarda yaşamasıyla dolayısıyla
çöplerin denize boşaltılmasıyla ortaya çıkmaktadır'' diye konuştu.
Kıyısal ekosistem incelemeleri ve bunlarda ciddi değişimlerin gözlenmesinin,
kirlilik konusunda daha dikkatli olunması gerekliliğini ortaya çıkardığını ifade
eden Erüz, ''Teknolojinin gelişmesi ve yeni ürünler üretilmesi, paketleme ve
depolama malzemeleri gibi yeni ve farklı ürünler ortaya çıkması, bunlara bağlı
kirletici problemlerin artmasına neden olmaktadır'' dedi.
''KİLOMETREKAREDE 13 BİN ADET ÇÖP YÜZÜYOR''
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından 5 yıl
önce yapılan bir çalışmada her yıl 6.4 milyon ton çöpün denizlere
boşaltıldığının tahmin edildiğini dile getiren Erüz, aynı çalışmada her gün
yaklaşık 5 milyon adet katı atığın denizlere boşaltıldığını, kilometrekarede 13
bin adet çöpün yüzerek dolaştığının belirlendiğini kaydetti.
Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz, yaptıkları bir çalışmayla kırsal kesimden
akarsular aracılığıyla denize taşınan katı atıkların özellikle kıyı şeridinde
birikerek, fiziksel ve kimyasal kirliliği neden olduğunu tespit ettiklerini
belirtti.
Erüz, şöyle devam etti:
''Kirletici katı atıkların kıyılarda dağılımı irdelendiğinde, atıkların
ağırlıklı olarak akarsu ağızlarına yakın kıyılarda ve dalga etkisinin daha az
olduğu bölgelerde yoğunlaştığı gözlenmiştir. İstasyonlar arasında atık cinsi
açısından fark olmamakla birlikte atık miktarı açısından farklar mevcuttur. Bu
farklılık kıyının kayalık, kumsal, dolgu gibi yapısı ve dalga ile akıntı
etkinliğine bağlıdır. Doğu Karadeniz, kırsalında bulunan yerleşimlerden ve
orman, yamaç, vadi, dere yatakları gibi karasal ortamlara atılan ve rüzgar ile
akarsularla taşınarak denize ulaştırılan, bir kısmı dibe çöken, bir kısmı ise
kıyı akıntıları ile taşınarak kıyılarda biriken atıklarla
kirletilmektedir.''
''HALK VE ÇEVRE SAĞLIĞI TEHDİT EDİLİYOR"
Doğu Karadeniz'deki katı atık kirliliğinin, halkın, sınırlı sayıdaki kumsal
ve plajlardan yararlanmasında engel oluşturduğuna, biyolojik ve kimyasal
kirleticilerle çevre ve halk sağlığını tehdit ettiğine dikkati çeken Erüz,
şunları kaydetti:
''Kamu erkinin yasal sorumluluğunda olan katı atıkların bertarafı konusunda,
sadece belediye merkezleri değil, kırsal kesim yerleşimlerinde de atık toplama
ve bertarafı çalışmaları yapılması gereklidir. En önemli çalışma, kıyılara
taşınan katı atıkların yüzde 80'ine yakınını oluşturan geri dönüştürülebilen
atıkların yerinde ayrıştırılarak geri dönüşümünün sağlanması için kırsal kesimde
eğitim, bilinçlendirme ve atıkların toplanması için araç ile personel
temini sağlanmasıdır.'
|