Avrupa Birliği, patent tartışmalarına
son vermek için hafta başında konuyu bakanlar düzeyinde ele alacak. Avrupa’daki
patent başvurularına bakıldığında, yeni fikirlerin üretildiği ülkeler arasında
Almanya hemen öne çıkıyor. Avrupa’daki patent başvurularının yüzde 40’ı Alman
işletmelerine ait. Yenilikçilik alanında Fransa, Hollanda ve İngiltere,
Almanya’nın arkasından geliyor. Ancak ürünlerinin ya da fikirlerinin ulusal
özlük haklarına sahip olsalar da Avrupa düzeyinde telif haklarının korunması
için başvurunda bulunmayan Alman şirketlerinin sayısı oldukça yüksek. Alman
Sanayi Birliği Başkan Yardımcısı ve İşadamı Arend Oetker bunun
nedenini anlayabildiğini belirtiyor.
Oetker, “Patent almak çok pahalı. Bu kadar masraflı olunca da patent
başvurusu yapılsın yapılmasın mı dile iyice düşünmek gerekiyor. Bu da özellikle
Almanya’da sayıları çok ve hayli yaygın olan orta ölçekli şirketler geçerli.
Avrupalı şirketlerin rekabet gücünün kalıcılığını sağlayan ve aynı zamanda uygun
fiyata telif hakkına sahip olunabilecek bir sisteme ihtiyacımız var" diyor.
Yüzde 80'i çeviri masrafı
Tüm Avrupa Birliği ülkelerinde geçerli olan bir telif hakkı isteniyorsa,
bunun için Brüksel’deki Avrupa Patent Dairesi’ne başvurmak ve yaklaşık 32 bin
euro harcamak gerekiyor. Bu ödemenin büyük bir kısmı, yani yaklaşık yüzde 80'i,
çeviri masraflarına gidiyor. Zira patent belgesindeki tüm hukuki açıklamalar
Avrupa Birliği’ndeki tüm resmi dillere tercüme ediliyor ve belge tüm Birlik
ülkelerinde ayrı ayrı onaydan geçiyor.
İşte tam bu noktada, ortak bir Avrupa Birliği telif hakkının gerekliliği
ortaya çıkıyor. Brüksel, hem her ülkede ayrı ayrı onaylanmasına gerek kalmayacak
hem de daha az dile tercüme edilerek biraz daha ucuza mal olabilecek bir yöntem
üzerinde çalışıyor. Bunun için sunulan öneri, telif hakkı almak için gerekli
belgelerin sadece üç dile, İngilizce, Fransızca ve Almanca’ya çevrilmesi.
AB genelinde uzlaşı arayışı
Avrupa Birliği Komisyonu’nun bu önerisi, Birlik içinde büyük destek bulsa da
dilsel ayrımcılık yapıldığı iddiasında bulunan İtalya ve İspanya’dan itiraz var.
Roma ve Madrid bu nedenle şikayetlerini Avrupa Adalet Divanı’na taşıdı. Avrupa
Patent Dairesi Başkanı Benoit Battistelli ise sorunun halledileceğine ve kısa
sürede çözüm bulunacağına inanıyor: “Sadece son bir yıla geri dönüp
baktığımızda, dil gibi hassas bir meselede görüş birliği sağlanıp
sağlanamayacağına ilişkin çok az kişi tahminde bulunabilir. 27 Birlik ülkesinden
25’inin destek verdiği bir düzenleme konusunda da çok az kişi tahminde
bulunabilecektir. Ama ben karara artık çok yakın olduğumuzu düşünüyorum. Elbette
son metre her zaman en zorudur. Ancak Avrupa’da bu konuda bir karar almak
zorundayız, çünkü dünyanın geri kalanı boş vurmuyor ve bizi bekliyorlar…”
Aslında Amerika Birleşik Devletleri'nde de telif haklarının
reformdan geçirilmesi planlanıyor. Son yılların büyüyen ekonomileri Çin ve
Brezilya’da da yeniden yapılandırma çalışmalarına bir süredir başlandı. Avrupa
Birliği’nin diğerlerinden farkı ise çok sayıda ülkenin söz konusu olması ve tek
ortak bir telif hakkının amaçlanması. Ama unun için de anlaşmazlık durumlarında
ortak bir yargı yolunun olması gerekiyor. Avrupa Adalet Divanı ise ulusal patent
dairelerinin üzerinde Avrupa çapında bir “patent mahkemesi“ oluşturulması
fikrini geçen mart ayında reddetmişti. Dolayısıyla eğer ortak bir Avrupa patenti
olursa, hukuki sorunların nasıl çözüleceği şimdilik bilinmiyor.
|