Çekmeköy’de Rant Endişesi
JMO'dan Rantsal Dönüşüm Uyarısı
Doğu Anadolu'nun Ormanları...
27 Bin Metrekarelik Fidanlık...
İmamoğlu: "İmar Yağmacılığına...
Orman Arazilerine Tesis Düzenlemesine...
Yanan Ormanlardan Daha Fazlası...
İstanbul'da Ormanlara Girişler...
Orman Teşkilatı 36 Bin 88...
2021’de Yanan Ormanların Rehabilitasyonu...
Yangına Hızlı Müdahale için...
3 Bin Hektar Orman Nerede?
Ormanlardaki ‘Yangın Havuzları’nın...
Seferihisar’da Orman ve Deniz...
Türkiye’nin Ormanları Talan Edildi
Kuzey Ormanlarına Yapılaşma Tehdidi
OHAL’de Olan Ormanlara Oldu
Ormanlardaki Büyük Tehlike: 'İmar Rantı'
Orman yangınlarının ortalama 9-10 bin hektarlık alanı etkilediğini belirten Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara, “Ama asıl felaket her yıl 40 bin hektarlık saha izin irtifaka bağlı olarak orman niteliğini kaybediyor.” dedi.
Türkiye’de 1 Mayıs ve 31 Ekim tarihleri arasını kapsayan dönem, yangın mevsimi olarak kabul ediliyor. Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte orman yangınları riski de artmaya başladı. 2021 yılı içerisinde Muğla Manavgat’ta çıkan 2 bin 793 orman yangınında 139 bin 503 hektar alan yandı. Bu yangın, uzmanlar tarafından Türkiye yangın tarihinin en büyüğü olarak değerlendirildi. Anka Haber Ajansı’nda yer alan habere göre; Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara, yaptığı değerlendirmede, AKP iktidarının 21 yıldır orman yangınlarıyla mücadele konusunda klasik düzenin dışına çıkamadığını, “iklim krizinin orman yangınları üzerindeki etkisini” anlayamadığını söyledi. Eski çalışma düzeniyle sorunun çözülemeyeceğine dikkat çeken Özkara, “Eski alışkanlıklarıyla sürdürdüğü çalışma düzeni. İster istemez çok ciddi sonuçlar doğuruyor. Bunun en somut örneği 2021 yılında Antalya ve Muğla’da yaşanan ya yaklaşık 140 bin hektar orman alanının yanması sonucunu doğurdu. Antalya’da yangın çıkınca telaşla Muğla’daki ekibi yardım amacıyla Antalya’ya yönlendirdiler hemen akabinde Muğla’da yangın çıktı. Bu bile olayı değerlendirme senaryolarının nasıl hazırlıksız olduğunu görüyoruz.” dedi. Özkara, şöyle devam etti: “Biz hep yangın anına odaklanmaya çalışırız, bu çok büyük yanlış. Yangın öncesi çok önemli. Eğer yangın öncesinde orman yollarını hazırlayabilmişsek, yangın emniyet şeritlerini elden geçirebilmişsek, yol kenarlarındaki ara ve alt tabakalarının bir an önce ortamdan çıkarılmasını yangın olmayan dönemlerde başarabilmiş olsaydık, doğal olarak yangın çıksa da baş edilemez hale gelmezdi. Bunların hiçbiri yapılmadı. Diğer yandan orman yangın işçilerini Maliye Bakanı’ndan alınacak olan kadro düzeniyle çözemezsiniz. Mevsimlik olarak bunları çalıştırmaya çalışıyorsunuz. 2021 yılının temmuz ayında orman yangın işçisi kadroları alınmaya başlıyor. Birkaç ay çalıştırılacaklar dolayısıyla yangın sezonu sona ermiş olacak. Bu kadar hatanın üst üste gelmesi… Aynı zamanda yangınla mücadelede hava araçlarıyla kara gücünün senkronize olması gerektiğini her zaman söylüyoruz. ‘Yangını söndürecek olan kara gücüdür’ Orman yangınları meselesinin Orman Genel Müdürlüğü’nü aşan bir durum olduğunu belirten Özkara, yerel yönetimlerle, dernekler ve kamunun farklı kurumlarıyla koordine halinde olması gerektiğini söyledi. “Asıl felaket her yıl 40 bin hektarlık saha izin irtifaka bağlı olarak orman niteliği kaybediyor” “Orman yangınlarının ortalama 9-10 bin hektarlık alanı etkilediğini biliyoruz. Ama asıl felaket her yıl 40 bin hektarlık saha izin irtifaka bağlı olarak orman niteliği kaybediyor. Bu sahalar hızla artmaktadır. O nedenle en az orman yangınları kadar etkili ve zarar verecek niteliğe kadar gelmiştir. Öncelikleri belirleyerek bunları yapmak lazım. Mutlaka toplumun ihtiyaçları var onlara dikkat etmek lazım. ‘10 metreküp olan üretim (ağaç kesimi) bugün 37 milyon metreküpe çıktı’ |