Beyoğlu Belediyesi önünde bir araya gelen mahalleli, dönüşüm kapsamında kendilerini mağdur edeceğini düşündükleri 1/1000'lik imar planına karşı itiraz dilekçelerini belediyeye verdi. Mahalleli, 1997'de Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanıyken hazırlanan imar planını mahkemede iptal ettirmişti.
"Rant için değil, halk için plan. Barınma hakkımıza sahip çıkıyoruz" pankartı önünde toplanan grup, "Okmeydanı Sulukule olmayacak", "Mahallemize sahip çıkalım" dövizleri taşıdı.
bianet'ten Nilay Vardar'ın haberine göre, dört mahallede (Piyalepaşa, Fetihtepe, Kaptanpaşa ve Keçecipiri) yaklaşık 100 bin kişiyi etkileyecek dönüşüm projesi için uzun süredir Beyoğlu Belediyesi ile görüşmelerini sürdüren mahalleli, yasal haklarını koruyan bir taahütname imzalanmasını istiyor. Ancak belediye taahütnameyi imzalamamakta ısrarlı. Mahalleli, kendilerinin mağdur edilmeyeceğine dair Belediye Başkanı Misbah Demircan'ın söz verdiğini; ancak görüşmelerde tutunak ve kamera kaydı almalarına izin vermediklerini söylüyor.
"Neden kamera kaydı tutulmuyor?"
Okmeydanı Çevre Derneği Başkanı Ali Çetkin, "Biz söz değil, taahütname istiyoruz. Görüşmelerin kayıt altına alınmasına izin verilmemesi şüphelerimizi daha da arttırıyor" diyor.
"Bu planlar halkı mağdur edecek. Mahallede 100 binden fazla kişi yaşıyor ancak Belediye Başkanı sayım yapmadan 65 bin diyor. Gerçek bir nüfus sayımı yapılsın. Halkın ekonomik gücünün doğru tespit edilmesini istiyoruz. Halkın geliri geçimine yetmiyor; tekrardan nasıl arsaları satın alsın.
Bize dayatılan yasaya göre, kendi oturduğu arsasını satın almak isteyen kişi üst üste iki taksidini aksatırsa arsayı kaybedecek. Arsa ihaleye çıkacak bizi de paramız yok diye varoşlara sürecekler. 60 sene önce burası da varoştu. İzin verdiler yerleştik, bugün kıymetli hale geldi. Bizi yine şehir dışına varoşlara sürmek istiyorlar".
"Belediyeden işbirliği istiyoruz"
Dernek yöneticisi Rüstem Karakuş, mahallenin kaderini belirleyecek 1/1000 imar planı raporunun kendilerine gösterilmediğini raporu belediyeden büyük baskılar sonucu elde edebildiklerini söyledi.
"Bu planlarda mahallelinin ne olacağı açık ve net bir şekilde belirtilmiyor. Biz dönüşüme karşı değiliz, gecekondularda biz de yaşamak istemiyoruz. Ancak Sulukule, Ayazma örnekleri bize belediyelerin verdikleri sözleri nasıl tutmadıklarını gösterdi. O yüzden endişeliyiz, belediye ile işbirliği yapmak istiyoruz ancak yazılı bir güvence istiyoruz."
Mahalle nasıl oluştu?
Okmeydanı'na 1950'lerde mahallenin anlatımına göre "tarla ve dutluk" olan alana Türkiye'nin her yerinden ekonomik sebeplerle göç başlamış. Mahalleli belediyenin gözü önünde tarlaları satın alıp "kaçak" ev yaptırmış. Yaşanmayacak haldeki mahallelere yavaş yavaş yol, su elektrik her türlü alt yapı hizmeti verilmiş, vergiler de alınmaya başlamış. Her seçim öncesinde siyasetçiler "Bana oy verin, tapuları vereceğiz" diye söz vermiş. 1983'te ise dosyalar hazırlanmış, Ziraat Bankası'na 2 bin lira ödenip sonradan tapuya dönüşecek tapu tahsis belgeleri alınmış.
Aradan 30 yıl geçmesine rağmen mahalleli tapusunu alamadı. Bu arada mahalleye göç hiç bitmedi; özellikle 1990 sonrasında doğu ve güneydoğu bölgesinden birçok kişi "zorunlu göç"le hala mahalleye yerleşmeye devam ediyor. Mahalle konfeksiyon atölyeleri, marketi, kuaförü dükkanlarıyla bir sistem kurmuş. Çoğu asgari ücret ya da emekli maaşı ile geçiniyor.
|