Ancak Colombia'nın en büyük ikinci şehri olan Medellin, 3.5 milyonluk nüfusu ve yeni yeni gelişen turizm sektörü, yeni kamu binaları ve meydanlarının yanı sıra kusursuz işleyen bir metro ve teleferik sistemiyle, son zamanlarda bir sağlık ve ticaret merkezi oldu.
Zengin semtlerle fakir mahalleleri birbirine bağlayan ve özel girişimi canlandıran metro, Medellín sakinlerine göre demokratik yenilenmenin bir sembolü. Şehirde kısa süre önce 396 metrelik bir asansör kuruldu ve 12 bin kişinin yaşadığı, bol yokuşlu bir banliyöde, 30 kat yüksekliğinde bir yokuşu çıkmak için harcanan süre 5 dakikaya indi. Medellín'de cinayet oranı, azımsanmayacak bir oran olmasa da şu anda 100 bine 60. Cinayet oranlarındaki düşüşün tek nedeni, elbette yalnızca mimari değil ancak bu ikisinin birbiriyle alakalı olmadığını söylemek pek mümkün görünmüyor. Burada mimari, sosyal ve ekonomik hayatın önemli bir parçası. Medellín'i diğer şehirlerden ayıran şey, şehir kültürünün bilhassa güçlü olması.
Belediye Başkanı Aníbal Gaviria, bana bir saat boyunca şehrin ortasından geçen sıkışık bir otoyolu yerin altına gömmeyi, banliyölerin kontrolsüz büyümesini durdurmak için yamaçlara elektrikli tramvaylar yapmayı, tramvay hattı boyunca yapılaşmayı yasaklayıp kamu binaları inşa etmeyi, Medellín Nehri'ni ıslah edip şehir merkezini yoğunlaştırmayı hayal ettiğinden bahsetti. Medellín'de yaşayanlar geleceğe, mimariyi bir araç değil amaç olarak görmeye tereddütle yaklaşıyor. Ancak kamusal mimarinin ve yeni kamusal alanların yaratabileceği sosyal ve ekonomik avantajların da altını çiziyorlar. Şehrin kentsel dönüşümünde görev alan baş mimarlardan Alejandro Echeverri, benimsedikleri felsefeyi "bütünsel bir yaklaşım" şeklinde tarif ediyor.
Medellín, 1930'ların modernist mimarisinin bir mirası olan ateşli kilise sempatizanlığına, yoğun bir şekilde eğitilip teşvik edilen bir grup genç mimara ve yerel işletmelerin şehrin en büyük şirketinin başlattığı sosyal refah anlayışını geliştirme çabalarına bel bağlıyor. Kamu hizmetleri şirketi Empresas Públicas de Medellín (EPM), anayasa uyarınca şehirdeki kaçak gecekondu mahallelerine bile temiz su ve elektrik sağlamak zorunda. Bunun ötesinde, EPM'in yılda 450 milyon doları bulan gelirleri, yeni okulların, kamu binalarının, metro ve parkların yapımına gidiyor. Medellín ortasındaki bulunan şehrin en güzel meydanlardan biri, EPM tarafından bağışlanmış. EPM ayrıca şehrin kuzey kesimindeki banliyölerde, şehre teleferikle ulaşımı sağlanan bir dağ ormanında park yaptırdı. EPM'nin eski başkanlarından Federico Restrepo, "Eğitim, kültür, kütüphaneler, güvenlik ve kamusal alanlar da dâhil her şeyin birbirine bağlı olduğunu düşünüyoruz" diyor. "Anlaşılması gereken asıl nokta şu: Hükümetin amacı zenginlerle fakirlere aynı kalitede eğitim, ulaşım imkânı ve kamusal mimari sunmak olmalı. Aidiyet hissini ancak bu şekilde artırabilirsiniz" diye ekliyor.
Echeverri, şehrin kuzeydoğusundaki gecekondu mahallelerine gitmek için benimle bir sabah teleferik istasyonunda buluştu. Teleferik kaçak gecekonduların üzerinde yükseldi ve bir zamanlar polisin bile giremeyeceği kadar tehlikeli olan bir bölgede, teleferikten inerek restoranlar, okullar, kıyafet dükkânları arasında dolaşmaya başladık. Önce kalabalık bir meydana, daha sonra da España kütüphanesine gittik. Medellín'in en çok göze çarpan sembollerinden biri olan kütüphane, vadinin 460 metre yukarısında konuşlanmış, birbirine bağlı üç adet siyah binadan oluşuyor. Kütüphane, Bogotálı yetenekli mimar Giancarlo Mazzanti tarafından tasarlanmış. Echeverri, "Başlıca fiziksel dönüşüm, kamusal alanda gerçekleşti" dedi ve yeni yapılaşmaların hemen arkasındaki fakir yerleşimleri işaret ederek, "Ama bu sadece başlangıç" diye ekledi.
Kuzeydoğudaki banliyölerin başka bir kesimindeki Andalucía, bir spor tesisi ve bir okul, yeni kaldırımlar, orta yükseklikteki yeni siteler ve derenin üzerinden geçen bir köprüyle yenilendi. Burada, şehir merkezindeki iş yerine gitmek üzere yola çıkan 20 yaşındaki Mateo Gómez'le karşılaştım. Teleferiğin, iki saat süren yolculuğu yarı yarıya azaltarak bir saate indirdiğini söyledi. "España kütüphanesi, kendimizle ilgili algımızı değiştirdi. Eskiden dışlandığımızı hissederdik. Ancak kültür-sanat mekânlarının sayısı halen çok az" diyor.
Botanik Bahçesi'nin içinde ve etrafında, yeni mimari yapıların başka örneklerine de rastlanıyor. Echeverri, son derece etkileyici bir bilim müzesi ve bir meydan tasarladı. Bahçe yenilendi, girişe daire şeklinde bir kasır eklendi. Orquideorama adı verilen ahşap sarmaşık, örgülü taraçanın üzerinde 20 metre kadar yükseliyor. Bulundurduğu 10 adet altıgen şekilli, bal peteği şeklinde örülmüş yapı, taze yağmur sularını toplayarak bir orkide tabakasına ve kelebek yuvalarına ev sahipliği yapıyor.
Ancak en dikkat çekici bina, bir çöplüğün yanında bulunan Moravia semtindeki kültür merkezi. Fas esintili bir tasarıma sahip olan bu ağırbaşlı bina, Kolombiyalı usta mimar Rogelio Salmona'nın son eserlerinden. Yetkililer son dönemlerde buradaki çöp sahalarının yakınlarında yaşayanları şehrin uzak kesimlerindeki yeni konutlara taşımaya başladı. Bu, şehrin çarpık kentleşmenin bir örneği çünkü taşınan bölge sakinleri, işlerinden ve mahallelerden soyutlanıyor.
Benim gözlemlerime göre, otoyolları yer altına çekip şehrin yüksek kesimlerine tramvaylar yapmayı teklif etmek, siyasi açıdan eski sorunları çözmeye çalışmaktan daha kolay. Şehir, iskân politikaları açısından ne olursa olsun tedbiri elden bırakmamalı. Modern sanatlar müzesinde genç mimarlarla buluştum. Arquitectura y Espacio Urbano'nun ortaklarından Verónica Ortiz Murcia, "Sosyal konut projeleri ve karma mahalleler konusunda halen düşünceli davranmıyoruz" diyor. Bir diğer mimar Catalina Ortiz, "Genç mimarlar, buraya kaçırılmış bir fırsat gözüyle bakıyor" diyor.
Medellín, modern mimariyi bir araç olarak kullanarak büyük bir ilerleme kaydetti. Ancak burada genç mimarlar daha fazlası için baskı yapıyor. Hem yenilikçiliği hem de mimari aktivizmin insani rolünü, işlerinin bir gereği olarak görüyorlar. İnsanların hâlâ daha fazla eşitliği amaçladığı bir şehirde, bu, değişimin devam edeceğini vaat ediyor.
Michael Kimmelman
|