Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

Mimaride Esneklik ve Ötesi; ama Nasıl?

İlki, "21. Yüzyılın Üslübu: İşlevsellik, Yenilik, Estetik" başlığıyla gerçekleştirilen 'Tuna Ofis Mimar Buluşmaları'nın ikincisi, 'Hız ve Değişim Çağında Mimaride Esneklik ve Ötesi' konusunu ele aldı.

1 Mimaride Esneklik ve Ötesi; ama Nasıl?

Tuna Ofis ve Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) işbirliğiyle Rahmi Koç Müzesi'nde gerçekleştirilen buluşmada Girsberger Holding Yönetim Kurulu Üyesi Juerg Girsberger, şirketlerinin 120 yıllık tarihinin inovasyon, tasarım ve ergonomi ışığında bir okumasını yaparken; 'yeni nesil mimarlığın' uygulayıcılarından yüksek mimar Jeannette Kuo ve mimar Ünal Karamuk da tasarımcı ve mimarların 'beğeni otoritesi' sıfatını geride bırakarak 'olanakları gerçek kılan kişi' rolünü üstlendiği günümüzde 'esneklik' ve 'karar' olgusunun ne anlama geldiğini tartıştılar. Mimaride farklı dönemlerde farklı kavramların öne çıktığına işaret eden Tuna Ofis Mobilyaları Başkan Yardımcısı Nuri Tuna, değişen ofis mekanlarıyla teknik altyapıya göndermede bulunarak, bugünün belirleyici kavramlarının hız ve esneklik olduğuna vurgu yaptı.

GirsbergerGirsberger Holding Yönetim Kurulu Üyesi Juerg GirsbergerTarım toplumundan ofis toplumuna

1992'den bu yana Tuna Ofis Mobilyaları ile birlikte Türkiye pazarında olan Girsberger Holding'in Yönetim Kurulu Üyesi Juerg Girsberger de inovasyon, tasarım ve ergonominin Girsberger’in 120 yıllık tarihini nasıl şekillendirdiğini anlattı. Girsberger, 1889 yılında Zürih'te bir doğrama atölyesi olarak kurulduğunda İsviçre'nin tipik bir tarım toplumu olduğunu ve nüfusunun önemli bölümünün dışarıda fiziksel güç gerektiren işlerle uğraştığını anımsatan Juerg Girsberger, bugün bu rakamın yüzde 2'lere kadar gerilediğine dikkat çekti ve "İş dünyasında dışardan ofislere, fiziksel güç gerektiren işlerden 'oturarak' yapılabilen işlere doğru yaşanan bu değişim, Girsberger'in sürdürülebilir ekonomik başarısının ardındaki en önemli nedenlerden biri" dedi.

İş dünyasında 'ofis' olgusu öne çıkarken 'oturmanın' aslında çok da sağlıklı olmadığının da kısa sürede anlaşıldığını kaydeden Juerg Girsberger, kurucularının sadece 'güzel' sandalyeler yapmanın yeterli olmadığını gördüklerini söyledi. Eurochair, Trilax, Reflex, AL3 ve Diagon gibi ürünleri üzerinden Girsberger'in inovasyon, tasarım ve ergonomi açısından katettiği yola değinen Juerg Girsberger, gerekli standartları tasarım ve fonksiyonellikle buluşturan ofis mobilyaları yapmaya devam edeceklerini ifade etti. Değişen ofis ortamlarıyla birlikte saatlerce hareket etmeden oturmanın da kaçınılması gereken bir duruma dönüşeceğine dikkat çeken Juerg Girsberger, alternatif oturma biçimleri sunan ürünlerin öne çıkacağını; standartlar ve yasal düzenlemeler kadar duyarlılık, algılayış, dokunma duyusu, ustalık gibi ölçülemeyen kriterlerin de önem kazanacağını ifade etti.

JeannetteJeannette KuoEsnekliğin ötesi

Juerg Girsberger'den sonra sahneye çıkan ve sunumuna Rem Koolhaas'ın geçen ay Milan Mobilya Fuarı'nda görücüye çıkardığı 'Tools for Life' koleksiyonundan duyduğu heyecanı dillendirerek başlayan Jeannette Kuo, bu heyecanın nedeninin sadece 'güzellik' olmadığını, ama aynı zamanda mimarın ya da tasarımcının neredeyse yarım yüzyıla yayılan kendini konumlandırma biçimindeki 180 derecelik kayma, paradigma değişikliği olduğunu söyledi. Artık tasarımcının bir beğeni otoritesi olmaktan çıktığını, olanakları gerçek kılan kişiye dönüştüğünü vurgulayan Kuo, bununla birlikte 'kullanıcı' algısının da farklılaştığını; modernist öğretinin 'ideal insanı'nın tartışıldığını, artık herbirinin ihtiyaçları farklı olan bağımsız bireylerin söz konusu olduğunu belirtti. Toplu konut uygulamalarıyla birlikte, standartizasyonun hızlı kentleşme sürecinde ulaşılabilir mekanlar elde etmenin bir yöntemi olarak kullanıldığı dönemde modernist ajandanın sosyal ve ekonomik baskısıyla şekillenen tipolojilerden biri olarak tanımladığı ofis yapılarının tasarımında hala pazar dinamiklerinin belirleyici olduğunu söyleyen Kuo, mimarın hala strüktürün ve kabuğun tasarımından öteye söz hakkı olmadığını ve bunun da ayakkabı kutusu mekanlarla sonuçlandığını anlattı. Kuo, bu çerçevede esnekliğin, yapıyı algılamada kökten bir değişiklik ve mekanın farklı biçimlerde kullanılabilmesi olarak düşünülebileceğini belirtti. Madmen ve House of Cards dizilerine göndermede bulunarak, ofis yapılarını hala çoğunlukla 1950'lerin modelleriyle algıladığımızı, mimarinin çok fazla değişmediğini, sadece mobilyaların farklılaştığını kaydeden Kuo, artan mobilitenin ve değişen 'iş yaşamı'nın artık yeni bir ofis konseptini gerekli kıldığını söyledi.

Mimarların, zamanın ruhuna uygun, daha iyi çalışma mekanlarının tasarlanmasında tekrar sorumluluğu ellerine alabilmeleri için her bir çalışanın bağımsız olarak ele alınması ve mekan kalitesinin öne çıkması gerekliliğine işaret eden Kuo, esnekliğin jenerik mekanlar üretmek anlamına gelmediğine dikkat çekti. Mekan karakteri ve atmosferin ve seçenek sunmanın, çalışanların motivasyonu için önemini vurgulayan Kuo, bunun da komfor ve tatmini beraberinde getireceğini belirtti. Kuo, Lozan Politeknik Üniversitesi'nden öğrencilerle birlikte gerçekleştirdikleri ve tipik ofis yaklaşımını yeniden ele aldıkları araştırmaya da değindi ve ortaya çıkan projelerden örnekler sunarak, uygulanabilir ve gerçekçi bir alternatif sunabilmenin yolunun tipolojinin belli kurallarını ve sınırlamalarını farketmekten geçtiğini sözlerine ekledi. Ofis tasarımını ve yeni bir mimari paradigma arayışını oyuna benzeten Kuo, "Bu, jenerik ve spesifik olan arasında, ekonomik sistemle mekansal muafiyetlerin yarattığı artı değer arasında, taban ölçeğini maksimize etme çabasıyla ilham verici bir çevre yaratma sorumluluğu arasında bir alışveriş" dedi.  Kontrollü özgürlük

Sözlerine neden özellikle toplu konut projeleriyle ilgilendikleriyle başlayan Ünal Karamuk da, ABD pratikleri boyunca bu tipolojide çok fazla iş yapabilme fırsatı bulamadıklarını söyledi. ABD'de söz konusu projelerin daha çok gayrimenkul geliştiriciler ve müteahhitlerin kontrolünde olduğunu ve mimari tasarımın da öncelikler arasında yer almadığını ifade eden Karamuk, "İsviçre'ye taşındığımız zaman karşılaştığımız tasarım standartları bizi büyüledi" dedi. New York'ta dairelerin çoğunlukla bir koridorun her iki yanında sıralandığını ve tek bir cepheye baktıklarını belirten Karamuk, oysa İsviçre'de bu 'koridor modeli'nin kuşkuyla karşılandığına dikkat çekti. İsviçre'de bunun yerine bağımsız ünitelerle dikey sirkülasyonun direkt ilişkilendirildiği ve böylece cephelerin çoğaltıldığı bir tasarım yaklaşımının öne çıktığını söyleyen Karamuk, bunun 'anonim koridorlar'ın aksine daha samimi komşuluk ilişkileri için de zemin yarattığını anlattı. Karamuk, 'tek cephe'nin iç mekan tasarımına da kısıtlar getirdiğine; odalar cepheye bakacak şekilde konumlandırılmaya çalışıldığı için içerde ikinci bir koridor yaratıldığına dikkat çekerek, "Oysa birden fazla cephesi olan dairelerde daha esnek bir planlama yapılabiliyor" dedi.

ÜnalÜnal Karamukİki model arasındaki temel farkı, biri finansal konuları önceliğine alırken, diğerinin konfordan başlayarak kalite ve ekonomi arasındaki optimum dengeyi arayışı olarak özetleyen Karamuk, bu denge arayışında heyecan verici noktanın ulaşılabilirlik ve fonksiyonellikten vazgaçmaden inovatif olabilmek olduğunu belirtti. Bunu, 'kontrollü özgürlük' şeklinde tanımlayan Karamuk, "Buna, gerçekliğin sınırları hala bir artı değer yaratabiliyorken, limitleri ve olanakları test etmek diyebiliriz" dedi. Toplu konut uygulamalarını çelişkili bir tipoloji olarak nitelendiren Karamuk, bahsettiği 'kontrollü özgürlük' kavramını İsviçre'de yaptıkları iki yarışma projesi ile örneklendirdi. Bugünün mimarlarının ve tasarımcılarının yoğunluk ve sürdürülebilirlik konularında eskilere göre daha karmaşık sorunlarla karşıkarşıya olduğunu vurgulayan Karamuk, sorumlulukların doğru tarif edilmesinin önemine işaret etti. Bu anlamda daha yüksek standartlarda, çevre dostu, enerji verimli yapılar inşaa etmek kadar; bu yapılarda yaşayanlarda bir topluluk bilinci yaratmanın da önemli olduğuna inandıklarını söyleyen Karamuk, bunun yollarından birinin de mimarlığa değer katacak mekanlar yaratmaktan ve seçme şansı sunan esnek ortamlar sunmaktan geçtiğini sözlerine ekledi.

http://www.yapi.com.tr/haberler/mimaride-esneklik-ve-otesi-ama-nasil_108448.html

Read Comment Section
1 Yorum Yorum Yaz
  • çok faydali YANITLA
1 yorumdan 1 tanesi gösteriliyor. 
Yorumunuzu ekleyin
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!