Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ergün Turan, kentsel dönüşümde önceliği deprem kuşakları olarak tespit ettiklerini, bu bölgelerde 170 bin 947 konutluk kentsel dönüşüm çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.
Turan, yaptığı yazılı açıklamada, afetlere karşı riskli ve yapı ömrünü tamamlamış konut stoğunun Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunu, bu konutların hem vatandaşların can ve mal güvenliğini tehdit ettiğini hem de kentlerin sağlıklı gelişimini engellediğini belirtti.
Marmara, Düzce, Simav ve Van depremlerinde yaşanan can ve mal kayıplarının, kentsel dönüşümü, özellikle deprem riski olan bölgelerde zorunluluk haline getirdiğini ifade eden Turan, deprem gerçeğinin oluşturduğu risk, nüfus artışı ve hızlı kentleşmenin Türkiye'nin üzerinde önemli bir baskı oluşturduğunu anlattı.
Kentsel dönüşümün, fiziki gerçekliğin yanı sıra zihinsel olarak da bir dönüşümü gerekli kıldığını vurgulayan Turan, projelere, evleri yıkıp daha sağlamını yapmanın ötesinde yaklaştıklarını aktardı.
Doğal afetlerden zarar gören bölgelerde konut, altyapı ve kamu hizmetleri planlama, inşa etme ve yenileme çalışmalarında TOKİ olarak öncü bir rol üstlendiklerini vurgulayan Turan, şunları kaydetti:
"TOKİ'nin ürettiği tüm konutların yüzde 40'ını kentsel dönüşüm projelerinin oluşturmasını hedefledik. Bu çalışmamızda deprem riski yüksek şehirlerimizin barındırdığı tehlikeyi esas aldık. Kentsel dönüşümde önceliğimizi deprem kuşakları olarak tespit ettik. Bu bölgelerde 170 bin 947 konutluk kentsel dönüşüm çalışmaları devam etmekte. TOKİ, birinci derecede deprem riski bulunan bölgelerde 48 kentsel dönüşüm projesi yürütüyor. Bu alanlarda yıkılması gereken ya da yıkımı gerçekleştirilen toplam 9 bin 294 konut bulunuyor. Dönüşüm kapsamında 29 bin 160 konutun ihalesi yapıldı ve inşası devam ediyor. TOKİ, birinci derecede deprem riski bulunan bu bölgelerde 49 bin 47 konutun inşasını planladı. İkinci derecede deprem riski bulunan bölgelerde 51 proje yürütülüyor. Bu alanda yıkılması gereken ya da yıkılan 11 bin 263 konut bulunuyor. 19 bin 6 konutun ihalesi yapılarak inşası gerçekleştiriliyor. 2. derecede deprem riski taşıyan bölgelerde 42 bin 311 konutun inşası planlandı."
Üçüncü derecede deprem riski bulunan bölgelerde 19 projenin yürütüldüğünü, bu alanlarda yıkılması gereken ya da yıkımı gerçekleştirilen 11 bin 532 konutun yer aldığını anlatan Turan, "14 bin 274 konutun ihalesi yapıldı, inşası devam ediyor. TOKİ bu bölgede de 26 bin 852 konutun inşasını planladı. Dördüncü derecede deprem riski bulunan bölgelerde 30 proje yürütülüyor. Yıkılması gereken ya da yıkımı gerçekleştirilen konut sayısı 11 bin 681. 25 bin 820 konutun ihalesi yapıldı, inşası devam ediyor. Bu bölgelerde 48 bin 64 konutun inşası planlandı" ifadelerini kullandı.
Turan, beşinci derecede deprem riski bulunan bölgelerde 4 projenin yürütüldüğünü, yıkılan ya da yıkılması gereken konut sayısının 2 bin 526 olduğunu, 450 konutun ihalesi yapılarak inşasının devam ettiğini, bölgede 4 bin 673 konut planlandığını vurguladı.
"İnşaat kalitesi önemli"
Turan, afet bölgelerinde dikkate alınması gereken en önemli konulardan birinin de inşaat kalitesi olduğunu, yürüttükleri projelerle inşaat kalitesinin yükselmesine katkıda bulunduklarını anlattı.
Yapımı tasarlanan inşaatlar için yer seçimi sırasında, arazinin topoğrafyası, inşaat yapımı konusundaki teknik detaylar, deprem ve diğer afet risklerine dayanıklılık kriterlerinin göz önüne alındığına dikkati çeken Turan, ilgili belediyeler ve diğer kurumların da görüşü alınarak yer seçimi yapıldığını vurguladı.
|