![](http://www.yapi.com.tr/Uploads/HaberMedya/125679/1033957247f24a48ae821881095ae35a-146x82.jpg)
Teke Zortlatması ile Rembetiko...
![](http://www.yapi.com.tr/Uploads/HaberMedya/124661/73b47043a6a2418b9df01aae47f36e5b-146x82.jpg)
5 Bin Yıllık Kayaköy Ranta Açılıyor
![](http://www.yapi.com.tr/Uploads/HaberMedya/107294/20731074954d4d54a80f6d38eeabb39b-1-146x82.jpg)
Muğla'nın İlk Kiremit Çatılı...
![](http://www.yapi.com.tr/Uploads/HaberMedya/107275/f260f7327f504d108d2c8cb27a8e16ce-146x82.jpg)
Kayaköy'de 'Tahsis' Hazırlığı
![](http://www.yapi.com.tr/Uploads/HaberMedya/106869/849fe20f2c1449a59a908ec699b3bea2-146x82.jpg)
"En Güzel Manzara Boğaz Stadı'ndan...
![](http://www.yapi.com.tr/Uploads/HaberMedya/105381/721f7d358d854e51ab7feb7c095062a0-146x82.jpg)
"Doğayı Koruma Değil, Yok Etme Kanunu"
"Kayaköy'de Hüzün Bitmiyor"
En son “Kayaköy’e 300 yataklı otel” haberleri ile gündeme gelen Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı, 5 bin yıllık Rum evlerini barındıran Kayaköy, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Oktay Ekinci’nin bugünkü köşe yazısına konu oldu. Ekinci, yazısında “Kayaköyü’nde hüzün bitmiyor” diyerek, Kültür Bakanlığı’nın projesini değerlendirdi.
!["Kayaköy'de Hüzün Bitmiyor"](http://www.yapi.com.tr/Uploads/HaberMedya/104591/b6a542c207404fb3a96217c154cf67b0-480x268.jpg)
Barış Köyü olması için girişimlerde bulunulan, Osmanlı dönemindeki Anadolu Rumlarının “Levissi”si Kayaköy, bugünlerde yine medyanın gündeminde. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın projesi kapsamında Kayaköy’ün butik otel inşaası ile turizme açılmak istenmesi, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Mimar Oktay Ekinci’nin “Kayaköyü’nde hüzün bitmiyor” köşeyazısı ile gündeme taşındı. Ekinci, yazısının sonunda “Kayaköy, Barış ve Dostluk Köyü olmayı umutla beklerken asıl hüzün veren “kimliksiz” ve “ruhsuz” bir konaklama projesine konu olması değil midir?” diye soruyor.
İşte Oktay Ekinci’nin o yazısı… Kayaköyü’nde ‘hüzün’ bitmiyor Çeyrek yüzyıldır ‘Dünya Barış Köyü’ olmayı bekleyen ‘Levissi’de yeni gelişmeler var Osmanlı dönemindeki Anadolu Rumlarının “Levissi” dedikleri, kenarında yer aldığı “Kaya Çukuru” ovasıyla birlikte “Karmylassos” olarak anılan Kayaköyü tekrar gündemde.. 1923’teki mübadelede Rum sakinlerinin terk etmesiyle 3 bin ev, 2 kilise, şapeller, sokak ve meydancıklarıyla “harabe”ye dönüşen metruk köy turizme açılacakmış! Kültür ve Turizm Bakanlığı kültür mirası ev kalıntılarının bir kısmını “butik otel”e dönüştürecekmiş... “Kayaköyü hüzünden kurtarılacak” diyen Muğla Valisi Fatih Şahin şunları söylemiş; “Tarihi evleri kurtarmak ve turizme ivme kazandırmak için birtakım yapılar ayağa kaldırılacak. Butik otel olacakların dışındakileri olduğu gibi bırakmayı planlıyoruz.” TÜRSAB’ın Fethiye Sorumlusu Salih Taşçı da özetle demiş ki: “Köyün bir kısmı konaklama ve sanata ayrılırsa, insanlar 100 yıl önce terk edilmiş bir kentte kalmanın mutluluğunu yaşayacaklar.” (Muğla Devrim-25 Aralık 12) Çeyrek yüzyılın düşü Okuduğumda 80’lere gittim. Kayaköyu’nün “hüzünlü” halini ilk gördüğümüzde, yamaçtaki mükemmel yerleşim dokusundan, özgün mimarisinden ve “öyküsü”nden çok etkilenmiştik. Terk edilmeden önce nüfusu 3 bini bulan Levissi, daha çok Türklerin yaşadığı diğer Kaya Çukuru köylerine de hizmet eden bir “kasaba” niteliğiyle, bölgedeki “farklı kültürlerin ortak yaşamı”na adeta başkentlik yapmıştı. Cumhuriyet gazetesinin kurucusu ve Atatürk’ün yakın arkadaşı Yunus Nadi ile gazetenin özverili emektarlarından Sami Karaören’in “memleket”leri de olan Kaya, sıradan bir projeyle kimliğini yitirmemeliydi. Levissililerin Yunanistan’daki çocuk ve torunları ise hemen her yıl dede-nenelerinin sadece taş duvarları kalmış evlerini ziyaret ederken hep şunu söylüyorlardı: “Keşke evlerde geceleri de kalabilsek; hatıralarla buluşabilsek..” İşte bu insani özlem, Mimarlar Odası ile Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal başkanlığındaki Türk Yunan Dostluk Derneği’nce 1988’de düzenlenen forumda, “Barış Köyü” projesinin doğmasına neden oldu. Levissililerin düşlerini herkes paylaşıyor, ilerleyen yıllarda “Fethiye İmamı” ile “Rodos Papazı” Kayaköyü’nün “barış ve dostluğa katkıda bulunması” için kilisede birlikte dua ediyorlardı... Kayaköyü bu kimliğiyle daha da ünlenirken çeşitli kültür ve sanat kuruluşları ile mimarlık fakültelerinin yaz okullarına kucak açtı. Oda, barış projesini geliştirmek üzere “daimi” bir komite kurdu; zaman zaman bakanlığın da katıldığı çalışmalarda ayrıntılar bile belirlendi. Örneğin turizm amaçlı konaklama için çevredeki köylerde “pansiyon”culuğun desteklenmesi... Böylece yöre halkının turizme “evsahibi” kılınarak gelirlerinden yararlanması ne kadar önemliydi. Bu gibi hedefler Muğla Koruma Kurulu’nun Kaya ve köylerini “sit” ilan ettiği kararında da “koruma planının ilkeleri” kabul edildi. O kadar ki aynı kararda Barış ve Dostluk Köyü olması dahi vurgulanmıştı. Şimdi akla şu soru geliyor: Böylesi bir birikim ve koruma kararlarını Valilik neden göz ardı ediyor? Kayaköy, Barış ve Dostluk Köyü olmayı umutla beklerken asıl hüzün veren “kimliksiz” ve “ruhsuz” bir konaklama projesine konu olması değil midir?
|