Emlak Konut, Kanal İstanbul...
Otel Bahçesindeki Dekorlar...
“Tarihi Eserleri Taşımak Geleceğe...
Arapların Kanal Aşkı
"Bu Ekolojik Yıkım Projesinden...
Kanal İstanbul’a 1450 Dava Yolda
ÇED Raporu için Son Söz 15...
Kanal İstanbul'dan Büyük Gemiler...
Kanal İstanbul 89 Milyon Metrekare...
İBB Kanal İstanbul Protokolünden Çekildi
Kanal İstanbul Projesinin...
Kanal İstanbul Projesi için...
“Kanal İstanbul Bir Yıkım Projesidir”
“Kanal İstanbul’un Çevreye...
İBB’den Kanal İstanbul’la...
Bakan Kurum'dan “Kanal İstanbul”...
Kanal İstanbul'un Güzergahı Belirlendi
“Kanal İstanbul için Referanduma...
Kanal İstanbul Güzergahındaki Tarihi Eserler Ne Olacak?
Kanal İstanbul’un ÇED süreci kapsamında hazırlanan arkeoloji raporunda “proje sahası içerisinde kalan ve inşaat faaliyetleri ile yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan tarihi köprü, tarihi yol, korugan, tabya gibi yapıları, Hasankeyf’te olduğu gibi koruma, bir başka yere taşıma” önerisinde bulunuldu.
Raporda projeden 1. derece etkilenecek Küçükçekmece Gölü ve çevresinin önemi “Prehistorik dönemlerden beri insan yaşamı için uygun bir ortam sağlamıştır. Bu nedenle bölge tarihöncesi ve tarihi dönemlerde oldukça değişik kökenli insan topluluklarının göç ve istila hareketlerine sahne olmuştur.” sözleriyle anlatıldı. Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ı haberine göre; Türkiye’nin ve Avrupa’nın yaklaşık 600 bin yıl öncesine dayanan en eski yerleşimcilerine ait izlerin tespit edildiği Yarımburgaz Mağarası’na da değinilen raporda dikkat çeken nokta ise şu oldu: “Bu çalışmalar sırasında hem tescilli hem de ilk kez tespiti yapılabilecek olası arkeolojik alanlarda kurtarma kazılarının bir takvim ve bütçeye uygun olarak planlanıp kurtarma kazılarının başlatılması, proje sahası içerisinde kalan ve inşaat faaliyetleri ile yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan tarihi köprü, tarihi yol, korugan, tabya gibi yapıların ise Hasankeyf Projesinde olduğu gibi belgeleme, koruma, bir başka yere taşıma ve orada sergileme gibi uluslararası iyi uygulama örneklerine uygun projelerinin inşaat öncesi dönemde hazırlanarak yürütülmesi önemle tavsiye edilmektedir.” “Bu kanal açılmamalı” Kanal inşaatına başlandığı takdirde yeni kültür varlıklarıyla karşılaşılması da kuvvetle muhtemel. Bilinen kültür varlıklarının mevcut durumlarında da her birinin kendine özgü koruma sorunları nedeniyle farklı koruma koşulları belirlenebilir. Ancak, hepsi için tartışmasız geçerli olması gereken bu kültürel varlıkların inşa edildiği yerde, kendi doğal ortamında bir anlamda kendi yaşam alanında korunmasının gerekliliğidir. Ne yazık ki kanalın tarihi yol, köprü, korugan, tabya gibi inşa edildiği yerle bütünleşik kültür varlıklarının Hasankeyf’te olduğu gibi yerinden koparılarak taşınması önerilmekte üstelik ‘iyi uygulama’ örneği olabileceği ifade edilmekte. Tabii ki ne Hasankeyf’in kültürel varlıklarının yerinden edilmesi ne de İstanbul kanalının açılması için güzergâhtaki kültür varlıklarının taşınması sadece teknik bir konu olarak değerlendirilip ‘iyi uygulama’ sıfatıyla anılabilir. Açılacak kanalın kültür varlıklarına etkisi değerlendirildiğinde kültür varlıklarını doğal çevresi ile bir bütün olarak korumamız gerektiğine göre söyleyebileceğimiz en net tespit kanalın açılmaması gerektiğidir.” “Orman ve tarım alanları yok olur” 3. Köprü Projesi, Kuzey Marmara Otoyolu ve Bağlantı Yolları projesi ve 3. Havalimanı inşaatıyla İstanbul’da yaklaşık 12 bin hektar tarım alanı, 2 bin hektar çayır - mera alanı tarımsal vasfını yitirmiştir. Kanal İstanbul ile birlikte 23 milyon metrekare orman alanı, 136 milyon metrekare tarım alanı daha yok olacaktır. ÇED raporuna göre Kanal İstanbul, kara kazısı ve deniz göl taramasıyla birlikte toplam 1.155.668.000 metreküp hafriyat oluşacaktır. ÇED raporunda belirtilen hafriyat miktarının, gerçekte oluşabilecek hafriyat miktarına göre daha az belirtildiği düşünülmektedir.” “İhanet etmeyi bırakın” “Marmara’da dengeler değişecek” Prof. Cemal Saydam, Kanal İstanbul projesinin Marmara Denizi’ni bitireceğini belirterek “Marmara’nın ilk 25 metresinde Karadeniz, altında ise tuzlu Akdeniz suyu bulunuyor. Bu yapı müthiş dinamik, aynı zamanda müthiş bir dengeyi barındırıyor. Kanal İstanbul devreye girdiği takdirde bu denge bozulacak ve Marmara Denizi ölecek.” dedi. Haberin tamamına linkten ulaşılabilir. |