"İstatistiklere göre Kaza Riski Hep Var"

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri Odası'ndan (EMO) yapılan açıklamada, 28 yıl önce Çernobil Nükleer Enerji Santrali'nde yaşanan kazanın, yıkıcı sonuçları ile tarihe en büyük nükleer kazalardan biri olarak geçtiği hatırlatıldı. Kaza sonrası yayılan radyasyona, ilk etapta santral görevlileri başta olmak üzere bölge sakinlerinin maruz kaldığı belirtilen açıklamada, Çernobil'den tüm dünyaya yayılan radyasyondan ağırlıklı olarak Karadeniz Bölgesi olmak üzere Türkiye'nin de etkilendiği belirtildi.

Türk Tabipleri Birliği'nin 2006 yılında gerçekleştirdiği çalışmada, Karadeniz Bölgesi'nde kanser görünme sıklığının kazadan 20 yıl sonra dahi diğer bölgelere kıyasla yüksek olduğunun tespit edildiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Çernobil sonrası nükleer santrallere ilişkin alınması gereken güvenlik önlemleri konusunda yoğun çalışmalar yapıldı. Yeni nesil nükleer santrallerin kurulum, işletme ve maliyetleri oldukça yüksek düzeylere çıktı. Ne yazık ki teknolojik gelişmeler ve nükleer sanayi için sık sık ifade edilen 'Nükleer Rönesans' kavramı da kaza riskini ortadan kaldıramadı.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından yapılan çalışmaya göre, 1987 yılı ile Haziran 2013 arasında geçen dönemde nükleer santrallerde Uluslararası Nükleer ve Radyolojik Olay Ölçeği'ne (INES) göre sınıflanan 611 olay ve kaza bildirildi. Bunların 6'sı kaza (seviye 4 ve üstü) olarak isimlendirilirken, 41'i ciddi olay (seviye 3) olarak sınıflandırıldı. İstatistikler, kaza riskinin tüm çalışmalara rağmen bertaraf edilemediğini göstermektedir. Nükleer santraller söz konusu olduğunda ne yazık ki diğer santraller için 'arıza' olarak nitelendirilebilecek küçük sorunlar bile hızla kazaya sonrada felakete dönüşme potansiyeli taşımaktadır. Çernobil'den 25 yıl sonra en güvenli santrallerden biri olarak kabul edilen Fukuşima'da yaşanan kaza, riskin ne kadar büyük olduğunu tüm dünyaya bir kez daha hatırlattı".

Teknoloji geliştirme konusunda daha ileride olan tüm ülkelerde kendini gösteren nükleerden uzaklaşma yönelimine karşın AK Parti iktidarının, nükleer santraller kurdurmak istediği belirtilen açıklamada, Çernobil ile "kötü bir sicile sahip olan" Rus nükleer sanayisinin, Akkuyu'da çalışma yürüttüğü, Sinop için ise Fukuşima'ya rağmen Japonya'nın devrede olduğu ifade edildi.

Açıklamada, hem teknoloji hem de yakıt açısından dışa bağımlı olan nükleer santrallerin Türkiye'ye kurulumunun, aynı zamanda kaza riskinin de Rusya veya Japonya'dan ithal edilmesi anlamına geldiği kaydedildi.