Plansız Yapılaşma İstanbul'u Kilitledi!
Polonezköy İmara Açılıyor
Adana'nın Akciğerleri de Yapılaşmaya...
“İstanbul’daki Yapılaşma İnsanları Bütünleştirmiyor”
Avrupai ve Bölgesel Ağlar Direktörü ve Avrupa Birliği Ruhr Bölge Birliği (RVR) Temsilcisi Michael Schwarze-Rodrian, İstanbul’un hızlı ve spontane bir şekilde büyüdüğünü söyleyerek, “İstanbul’daki mimariye, yapılaşmaya, yüksek binalara sıcak bakmıyorum. Entegrasyona yakın bir perspektif değil. İnsanları bütünleştirmiyor” dedi.
Haliç Kongre Merkezi'nde duzenlenen ArkiPARC 2013’e konuşmacı olarak katılan Almanya’nın ağır sanayi bölgesi Ruhr'u dönüştüren Michael Schwarze-Rodrian daha yaşanabilir, sürdürülebilir kentlerin yaratılma süreçlerini anlattı.
“İstanbul, insan odaklı bakmalı” Rodrian, bugünün ihtiyaçları için yapılan binaların yarının ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini vurgulayarak, kentlerin kamu ve özel sektörün bir arada olduğu birleşik yatırımlar ile geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. Günümüzde bütün kentlerin birbiri ile rekabet halinde olduğunu ifade eden Schwarze Rodrian, tarihi kent İstanbul’un yönetilmesi, geliştirilmesi sürecinin insan odaklı olması gerektiğinin altını çizdi. “Hepimiz yaşadığımız şehirler ile gurur duymak isteriz” diyen Michael Schwarze-Rodrian, kentlerin insanların gündelik ihtiyaçlarını karşılaması, insanlara iyi ve kaliteli bir yaşam sağlaması gerektiğini söyledi. “Şehrin sunduğu olanaklara herkes eşit olarak erişebilmeli” Chicago ile New York arasındaki yeşil, çevre odaklı rekabete de değinen Rodrian, "İnsanların yaşam standartlarını yükseltmek için bir şehirde neler farklı olmalı?” sorusuna da yanıt aradı. Şehirde yaşayan insanların şehrin sunduğu olanaklara kolay ve eşit erişmesi gerektiğini belirten Rodrian, daha iyi tasarımı yapılmış yapılara vurgu yaptı. Rodrian, Halkın bilgi düzeyini yükseltmek için bu alanlara da yatırım yapılması gerektiğini ifade ederek, kamu yatırımlarının önemine değindi. “Kültürel çeşitlilik katılım, ortaklık ve demokrasi ile olur” Bir arada yaşayabilmek için farklı kültürlerin birbiri ile entegrasyonunun sağlanması gerektiğini söyleyen Michael Schwarze-Rodrian, kültürel çeşitliliğin korunması gerektiğini ifade etti. Kültürel çeşitliliğin daha fazla ortaklık, katılım, daha fazla demokrasi ile mümkün olacağına değinen Rodrian, kentlerin mevcut altyapılarının dönüştürülmesinin önemini anlattı. Yaşam kalitesinin artırılması için interaktif katılma sürecinin gerektiğine vurgu yapan Rodrian, planlanan ve gelişen kentler açısından sürecin insanlarla beraber olması gerektiğini belirtti. “İstanbul için daha fazla bir şeyler yapılmalı” Kentlerdeki enformasyon ve ulaşım sistemlerinden bahseden Rodrian, İstanbul’da farklı toplu taşıma sistemlerinin kullanıldığını söyledi. Rodrian, İstanbul’un çok kalabalık olduğunu belirterek, “Daha fazla bir şeyler yapılmalı. Çok iyi düşünülen toplu taşıma sistemleri olmalı, bunlar uyarlanabilmeli ve revize edilebilmeli” şeklinde konuştu. “Bisiklet önem kazanıyor” Günümüzde bisiklet alanlarının kentin gelişimine ve planlanmasına dahil edildiğini kaydeden Rodrian, Paris ve Londra’nın bu yönde katettiği aşamaları anlattı. Kentlerin değişiminden bahseden Rodrian, bazı kentlerin içlerinden büyüdüklerini, Ruhr gibi bazı yerleşim yerlerinin ise küçüldüğünü söyledi. 15 yıldır Ruhr Bölgesi’nin küçüldüğünü belirten Rodrian, bölge nüfusunun yaşlandığını kaydetti. Rodrian, kentte yaşam kalitesi planlanırken, plancıların da demografik alanlara odaklanmasının önemine değindi. “Değişen şehirler açık ve esnek olmalı” Günümüz kent planlamasında; çevreci, sürdürülebilir, yenilenebilir hedeflerin olduğunu dile getiren Rodrian, varolan şehirlerin bu yönde dönüşümlerinin gerekli olduğunu, yenilenebilirliğin eski binalara uygulanması gerektiğini söyledi. Rodrian, “Değişen şehirler çeşitlilik arz eder. Değişen şehirlerin açık ve esnek olması lazım. Çoklu kültürlerin ön plana çıkartılması lazım” şeklinde konuştu. “İstanbul’daki yapılaşma insanları bütünleştirmiyor” İstanbul’un hızlı ve spontane bir şekilde büyüdüğüne dikkatleri çeken Rodrian, “İstanbul’da büyük bir çeşitlilik var. Kırsal ve kentsel, gelenekçi ile modern, zengin ve yoksul arasındaki bir çeşitlilik bu. Bu insanların farklı gelenekleri, farklı yöntemleri var. İstanbul lokasyon olarak, kültürlerin bir araya geldiği, hatta birbiri ile çatıştığı yer. Entegrasyon ile bu insanları işin içine katmalı. İstanbul’daki mimariye, yapılaşmaya, yüksek binalara sıcak bakmıyorum. Entegrasyona yakın bir perspektif değil. İnsanları bütünleştirmiyor” dedi. “Akıllı, sürdürülebilir ve entegre eden büyüme modeli” Akıllı, sürdürülebilir ve entegre eden büyümenin Avrupa’daki kentler için model olduğunu belirten Rodrian, yerel işbirliğinin önemine dikkati çekti. Rodrian, Almanya’nın 100 yıldır ağır endüstri bölgesi olan Ruhr’un dönüşümünün bir ekiple, hep beraber yapıldığını söyledi. Bölgede bulunan 53 şehrin işbirliği yaptığını yineleyen Rodrian, bir kombinasyon oluşturulmaya çalışıldığını, farklı insanların, farklı becerilerinin bir araya getirildiğini de sözlerine ekledi.
|