“Türkiye’nin en prestijli vakıfları hangisidir?” araştırması yapılsa pek çok
ismin “Kültür ve Sanat vakfı” (İKSV) diyeceğine eminim. Bu
Vakfın özdeşleştiği soyadı ise “Eczacıbaşı”dır. 1973 yılında
Nejat Eczacıbaşı’nın önderliğinde 17 işadamı tarafından kurulan
vakıf sanat adına pek çok ilke imza attı. Sinemada, cazda, klasik müzikte
“gelmez” denilen sanatçılar, gruplar, filmler adeta “resmigeçit” yaptı. Geçen
yazın bombası Leonard Cohen’i unutmak mümkün mü?
Vakfın en büyük atağı yaptığı dönemde başında Şakir
Eczacıbaşı vardı. Nejat Bey’in kardeşi…Hayatını kültür sanata adamış
insan…Kısa bir süre önce vefat eden Şakir Bey’in son başarısı ise Şişhane’deki
Deniz Palas’ı hayata geçirmek oldu. 15 yıl Beyoğlu’nda Luvr Apartmanı’nda
faaliyet gösteren vakfın yeni mekanı konser izlemek en üst katındaki
lokantası tatlı zaman geçirmek için tek kelimeyle müthiş…
Şakir Bey’in vefatından sonra vakfın yönetiminin ne olacağı da merak
konusuydu. Özellikle başkanın kim olacağı. Bununla ilgili yönetim kurulu üyeleri
kendi aralarında toplantılar, telefon konuşmaları yaptılar. Aslında yönetim
kurulu deyip geçmemek lazım…İKSV’nin yönetim kurulu Türkiye’nin en zengin
işadamlarından ve işkadınlarından oluşur. Borusan’ın Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Kocabıyık da buradadır Akbank’ın Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı
Dinçer de… Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen de Ethem Sancak da…
Tüm bu isimler ve İKSV’nin profesyonelleri yeni başkan için hazırlık yaparken
ortaya ilginç bir tablo çıktı; Şakir Eczacıbaşı döneminde İKSV’nin yüksek
miktarda borçlandığı…Borcun miktarının 25 milyon dolar civarında olduğu
bildiriliyor. Şakir Bey, borçların bir kısmını vakıf üzerinden yaparken bir
kısmına da şahsi kefil olmuş. İKSV kulislerinde borçluluk durumu ortaya
çıktıktan sonra başkanlık konusunda kimi isteksizliklerin ortaya çıktığı
konuşuluyor. Cuma günü yapılacak İKSV’nin başkanlık seçimi için Eczacıbaşı
ailesinin ikinci kuşağı Bülent Eczacıbaşı’nın başkanlığa soğuk bakmadığı
belirtiliyor.
|