Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel
Müdür Yardımcısı Mustafa Şahin, iklim değişikliği ile mücadele eylem
planının kamu ve özel sektörden tüm tarafların görüşleri alınarak
hazırlandığını belirterek, eylem planının 15 Temmuz'da
yayımlanmasının düşünüldüğünü bildirdi.
Şahin, Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
ile İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği tarafından, TOBB İkiz
Kuleler'deki sosyal tesislerde düzenlenen, ''Yeşil Ekonomi ve Küresel Rekabette
Paydaşların Sorumlulukları ve Rolleri'' toplantısının açılışında yaptığı
konuşmada, iklim değişikliği ve çevre olgusunun, ekonomi, hukuk ve sosyal hayatı
da içeren sosyal bir olgu olarak ele alınması gerektiğini belirtti.
İklim değişikliği ile mücadelede uygulanacak yöntemlerin tüm bu alanlarla
uyumlu olmasına gerektiğine işaret eden Şahin, ''düşük karbonlu ekonomi'' ya da
''yeşil kalkınma'' tabirlerinin düşük emisyonlu bir ekonomi oluşturulması anlamı
taşıdığını kaydetti. Küresel pazarlarda rekabetçiliğin artırılabilmesi için Türk
şirketleri tarafından emisyon yönetimi, karbon pazarları ve karbon ticareti
kavramlarının iyi anlaşılması gerektiğini belirten Şahin, ''İklim değişikliğinin
yarattığı tehditlerin ve fırsatların farkında olan ülkeler yeni sanayi
devriminin liderleri olacaktır. Ülkemizin bunu fark etmesi önemlidir. İklim
değişikliğinin getirdiği fırsatları yakalamak ancak çevre dostu teknolojilere
geçmekle mümkündür. Şimdiden bu konuda atılacak adımlar iş dünyamızın önünü
açacaktır'' diye konuştu.
Uluslararası sözleşmeler kapsamında sözleşmeye dahil olsun ya da olmasın
herkesin atmosfere verdiği emisyonların ölçülebilir, izlenebilir ve
yönetilebilir olmasının bir zorunluluk haline geldiğini belirten Şahin,
Türkiye'de kamu ve özel sektörde emisyonların ölçülebilir, izlenebilir ve
yönetilebilirliği için ''Gönüllü Karbon Piyasası'' adında bir kayıt sistemi
oluşturduklarını, bir çok şirketin de bu sisteme kayıt olduğunu anlattı.
AB'ye uyum çalışmaları kapsamında da AB'ye tam üyelikle birlikte AB emisyon
sistemine tam uyum istendiğini hatırlatan Şahin, emisyonların izlenebilmesi
ölçülebilmesi ve yönetilebilmesini öngören mevzuat çalışması yaptıklarını,
yönetmeliğin yıl sonunda hazır olacağını söyledi.
Mustafa Şahin, İklim Değişikliği ile mücadeleyi öngören eylem planının da
kamu ve özel sektör dahil konunun tüm taraflarının görüşleri alınarak
hazırlandığını ifade ederek, eylem planının 15 Temmuz'da yayımlanmasının
düşünüldüğünü bildirdi.
AB Türkiye Delegasyonu Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma iklim Değişikliği
Yöneticisi Gürdoğar Sarıgül de rekabetçi düşük karbon ekonomisine geçişte AB'nin
bazı hedefler belirlediğini anlattı. Öncelikle tüm dünyanın küresel ısınmayı 2
derecenin altında tutma konusunda hemfikir olduğunu ifade eden Sarıgül, sera
gazı salınımının yüzde 80'den fazlasından sorumlu olan gelişmiş ülkelerin bu
salınımlarını azaltma garantisi verdiğini hatırlattı. Küresel ısınmayı 2
derecenin altında tutmak için alınan tedbirlerin yeterli olmadığının ortaya
çıktığını belirten Sarıgül, AB'de düşük karbonlu ekonomiye geçmenin yollarının
arandığını kaydetti.
AB'de, 1990-2009 yılları arasında alınan tedbirler sayesinde sera gazı
salınımının yüzde 16 azaltılırken, aynı dönemde gayrisafi milli hasılanın yüzde
40, üretim kapasitesinin de yüzde 34 arttığını dile getiren Sarıgül, sera gazı
salınımının 2020 yılında yüzde 20 azaltılmasının hedeflendiğini ifade etti.
Sarıgül, AB'de ulusal emisyon hedefleri oluşturulduğunu, AB'ye aday ülke
olarak Türkiye'nin de ulusal emisyon hedefini belirlemesi gerektiğini
kaydetti.
Gelecek yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji kaynakları
arasındaki oranının yüzde 20'ye çıkarılmasının hedeflendiğini, enerji
verimliliğinde de yüzde 20'lik bir artış öngörüldüğünü anlatan Sarıgül, mevcut
politikaların enerji verimliliğinde ancak yüzde 10'luk bir artış sağlayacağının
belirlendiğini, yüzde 20'lik artış için ek çabaya ihtiyaç bulunduğunu
söyledi.
|