Longoz Ormanına TOMA ve Akrep Fabrikası
İşte 2014 Yılı ÇED Verileri
"Yeni ÇED Yönetmeliği ile...
AVM’ler ve TOKİ Projeleri...
ÇED’e Sınıf Ayarı
Petrol ve Madencilikte 120...
Toplu Konut Projeleri için...
Çılgın HES’e ÇED Onayı Durduruldu
Madencilikte Yeni ÇED Uygulaması!
Vize'de ÇED Toplantısı Başlamadan Bitti
Akkuyu'daki ÇED'e Tepkiler Dinmiyor
Akkuyu'nun ÇED'inde Nükleer...
ÇED Raporu Bağırıyor, Ama Duyan Yok!
ÇED Muafiyeti Getiren Değişiklilk...
TANAP Projesi ÇED Raporu'nun...
ÇED Toplantısı Başlamadan Bitti!
Spine Tower’a Olumsuz ÇED Raporu!
ÇED Raporunda Ballı Vaatler
Akkuyu'da Revize Edilmiş ÇED...
Dikili Halkı ÇED Toplantısı Yaptırmadı
ÇED'i Kaçırmışlar
'ÇED Raporu İptal Edilsin' Davası
Nikel Madenine ÇED Süreci Tepkisi
Hem ÇED’e Gerek Yok Dediler, Hem de Ceza Kestiler
Sakarya'nın Karasu ilçesinde, Hendek Belediye Başkanı Ali İnci’nin aile şirketine ait olan taş ocağı, çevre faciasına neden oldu. 2 dere ve bir gölün suyu içilemez hale geldi, balıklar yok oldu.
Cihan'ın haberine göre, Karasu Aziziye Mahallesi Sığırtan mevkiinde bulunan taş ocağı, bölgenin kabusu oldu. Karasu Aziziye Mahalle Muhtarı Ahmet Şakar, taş ocağı geldikten sonra buranın cehenneme çevrildiğini belirtti. 10 yıldır faaliyette olan ocağın atıklarının Küçükdeğirmen Deresi ile Büyükdeğirmen Deresi’ne bırakıldığını ifade eden Şakar, bu dereler ve derelerin beslediği Küçükboğaz Gölü’nün çimento tozu, mil gibi kirli atıklarla dolduğunu söyledi. Daha önce derelerin genişliğinin 12 metre, derinliğinin de 2 metreyi bulduğunu vurgulayan Şakar, ocağın faaliyetlerinden sonra su kaynaklarının mil ve çimento tozuyla dolduğunu anlattı. Şakar, “Dere ve göle dolan atıklar, çimento yapımında kullanılan taş tozu. Bu toza birkaç kimyasal madde ekleyince çimento oluyor. Kapkara bir zift. İki deremiz ve gölümüz bitmiş durumda.” dedi.
‘10 balık türü vardı, şimdi bir balık bile yok’ Daha önce dereler ve göllerde en az 10 balık türünün bulunduğunu, çevre illerden olta balıkçığı için buraya gelenlerin olduğunu anlatan Şakar, ocağın faaliyetinden sonra bu sularda bir tane bile balığın kalmadığının altını çizdi. Şakar, şunları kaydetti: “Şimdi akşama kadar bir tane bulamazsınız. Bu suda hangi balık ürer? Burada balık yaşar mı? O kadar rica ettik. Su ürünleri fakültesine, il çevre müdürlüğüne. Gelin tahlil edin, burada canlı mahlukat yaşar mı? Biri desin ki yaşar, zararı yok, ben bu işi bırakacağım.” Taş Ocağının bu şekilde faaliyet göstermesi halinde, 3-4 sene sonra bölgenin tamamen yok olacağına dikkat çeken Şakar, bölgenin şu durumda temizlenmesi için trilyonlar gerektiğini dile getirdi. ‘Mandalar göle girmiyor’ Tarım ve hayvancılıkla uğraşan Yusuf Aydınoğlu da, artık bu dere ve göl suyundan hayvanların bile su içmediğini, mandaların kirlilik sebebiyle göle girmediğini belirtti. Aydınoğlu, “Göl o kadar pis. Hayvanlar göl yerine denize giriyor. Göl tabanı dolunca sazlıklar çoğaldı. Böyle güzel yerler çok az var. İki üç kişi para kazanacak diye mahvettiler” dedi. Hasan Akdoğan ise ocağın çevresindeki fındık bahçelerinin ve ormanların bittiğini söyledi. Akdoğan, “Bu millet 11 ay fındığın başına bekliyor. Bir şey kalmadı. Fındık bahçeleri bitti, yollar bitti, deremiz bitti. Daha önce bu derede elle balık tutardık” şeklinde konuştu. Ceza kesmek zorunda kaldılar Taş ocağına açma ve çalışma ruhsatı verilirken, Sakarya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından Çevresel Etki Değerlendirmesine (ÇED) gerek olmadığı kararı da verildiği ortaya çıktı. Ancak aynı müdürlük, tepkiler üzerine, Türk Ceza Kanununda yer alan ‘Çevrenin kasten kirletilmesi’ başlıklı maddeler uyarınca, ocak hakkında gerekli incelemenin yapılması için suç duyurusunda bulundu. Ayrıca ocağa 42 bin 232 lire ceza kesti. |