"Şehir Yeniden İnşa Edilirken...
Mimarlar Ekonomik ve Mesleki...
Mimarlar Odası’ndan, Dünya...
TürkSMD’nin Yeni Başkanı Ali...
Çimsa ve Mersin Büyükşehir...
Engellilerin Kullandığı Yola...
Beyoğlu'nda Apartman Girişlerine...
Engelliler Merkezi Yapılacak...
“Engelliler Kent Yaşamına...
Engelli Mimarlar Atama Bekliyor
EKPSS (Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı) sonrası atama bekleyen engelli mimarlar, bir kişilik kontenjan açılınca hayal kırıklığına uğradı. Sosyal medyada bir araya gelen engelli mimarlar seslerini duyurmaya çalışıyor.
Özel sektörde iş bulmakta ve sektörün yoğun temposuna ayak uydurmakta zorlanan engelli mimarlar, atama bekledikleri kamu kurumlarında sadece bir kişilik kontenjan açılınca hayal kırıklığına uğradılar. Sosyal medyada bir araya gelip grup kuran engelli mimarlarla yaşadıkları zorlukları ve beklentilerini konuştuk. Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Burçin Büber: Ben Burçin Büber. 1984’te İstanbul’da doğdum. Maçka Akif Tuncel E.M.L. Dekoratif Sanatlar bölümünden, 2001 yılında mezun oldum. 2002-2004 yılları arasında, Bursa Uludağ Üniversitesi Restorasyon ve Konservasyon bölümünü tamamladım. Aslında Mimar olmak istiyordum fakat ailemin eğitimimi daha fazla destekleyecek durumu olmadığı için birkaç yıl çalışıp birikim yaptım ve 2009 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Mimarlık bölümünü kazanarak, 2013 yılında da mezun oldum. Eğitim hayatım boyunca çalışmaya devam ettim. 2017 yılına kadar Yurtiçi ve yurtdışı birçok firmada mesleğimi icra ettim. 2017 yılında ileri evre metastatik meme kanseri olduğumu öğrendim. Bu tarihten beri tedavi görmekteyim ve yüzde 55 engelim bulunmakta.
Yeşim Sur: Ben Yeşim Sur. 1994 İstanbul doğumluyum. 2017 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Mimarlık bölümünden fakülte birinciliği ile mezun oldum. Mezun olduktan sonra çeşitli projelerde saha ve proje ofis kısmında mimar olarak görev aldım. 2020 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Mimari ve Kentsel Enformatik alanında yüksek lisans eğitimime başladım. Kalça çıkıklığım ve kronik Behçet ve FMF hastalığım olduğu için yüzde 49 engel raporum bulunmaktadır. Engelli mimarlar olarak bir araya gelip bir grup oluşturdunuz. Bu grup nasıl ortaya çıktı? Hangi ihtiyaçla, hangi amaçla bir araya geldiniz? Burçin Büber: EKPSS’ye (Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı) girmiş ya da girecek olan kişilerin bilgi alış verişi yaptığı bir facebook grubunda birbirimizi bulduk ve bir telegram grubu kurduk. Amacımız sınav öncesi ve sonrası için bilgi paylaşımı yapmaktı. Fakat sonradan en az 100 mimarın başvurduğu sınavda bir kişilik kadro açılınca gurubun amacı bilgi paylaşımından ses çıkarmaya birlik olmaya doğru evrildi. Yeşim Sur: Grubu EKPSS sınavına giren 2 kişi olarak kurduk, daha sonra diğer arkadaşlarımızın sosyal ağ üzerinden kısa süre içerisinde haberi oldu ve katıldılar. Yardım, dayanışma ve haberleşme için kurulan bir grup. Grup kurulduktan sonra engeli olan bir mimar olarak yalnız olmadığımızı, her birimizin hastalıkları sebebiyle aynı sıkıntılı süreçlerden geçtiğini görmüş olduk.
Ülkemizde engelli bir birey olmanın zorlukları ortadayken, engelli bir mimar olarak ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz? Burçin Büber: En basiti “iş bulamıyoruz” ve bunun içinde bulunduğumuz pandemi süreciyle hiç alakası yok. Kamu ya da özel sektörde “engelli mimar” şeklinde bir ilan göremiyoruz. Diğer ilanlara başvurumuzda engellilik durumumuz sebebiyle netice vermiyor. Yeşim Sur: Engellerimizi aşarak mimarlık gibi çok zor bir bölümden mezun olduk. Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğrencisi olmak bile cesaret isteyen bir yol çünkü stresli ve zorlu bir disiplin eğitiminden geçiliyor. Sağlıklı insanlar için bile ne kadar zorlu bir süreç olduğunu hangi mimara sorsak anlatabilir sanıyorum. Mezun olduktan sonraki aşamada ise engellerimize uygun konforlu iş ortamı bulmak başlıca zorlukların arasında. Ben şantiyede oradan oraya koşuştururken hissettiğim dayanılmaz ağrı ile kalça çıkıklığım olduğunu öğrendim. Doktorum yaşımın bu ağrı için çok genç olduğunu kendime ne yaptığımı ve yıprandığımı sorduğunda ise ‘mimar oldum.’ dedim. Mesleğim hastalıklarımı ilerletti, beni biraz zorladı fakat mimarlığı seviyorum. Mimarlık yaşam için var olmuştur, birlikte daha güzel bir gelecek inşa edebiliriz. Yaşamın içinde engeller de, engelli bireyler de var. Hep birlikte gerek tasarımlarımızda gerek sosyal ve iş yaşantımızda daha duyarlı olarak engelleri birlikte aşabileceğimize inanıyorum. Özel sektörde çalışmak, iş bulabilmek yeterince zorken, engelli mimarlar özel sektörde başka ne gibi zorluklar yaşıyor? Burçin Büber: ‘Engelli mimar mı olur?’ şeklinde bir algı var. Oysaki mimarlık sadece sahada aktif olmak değil. Bu meslek masa başında çalışarak da icra edilebilir. Fakat özel sektör genel olarak çalışanlarından bir ekmeğe beş köfte oranında iş istediği için ve engelli bireylerden bunu alamayacağından engelli birey çalıştırmayı tercih etmiyor. Yeşim Sur: Engelli bireylerin kamuda ve özel sektörde yüzde 3- 4 yasal istihdam zorunluluğu var. Fakat ‘engelli mimar’ pozisyonunda bir ilan başlığı bulmak bile çok zor. Belki de engelli mimar, mühendis, avukat ve çeşitli mesleklerde insanların olabileceği akıllara gelmiyor çünkü engelli birey denilince algılanan resim çok farklı. Burada engel tanımını da açmak gerekiyor. ‘Engel’ olan şey hayatımızı kısıtlayan faktör çeşitli hastalıklardır. Engelli birey denilince hepimizin akılına ortopedik rahatsızlıklar geliyor. Bizler donanımlı ve kendini yetiştirebilen, nitelikli iş gücüne sahip, çalışkan özverili insanlarız. Çok farklı sektörlerden engelli bireylerin olduğu ve engelli durumunun sadece doğuştan var olmadığı, hayat devam ettiği sürece herkesin hala bir engelli adayı olduğu unutulmamalı. Gruptaki birçok mimar arkadaşımın mezun olduktan sonra ortaya çıkan hastalıkları var. Kamuda sizlere ne gibi iş imkanları sunuluyor? Ya da yeterince sunuluyor mu? Atamalarda herhangi bir öncelik, avantaj tanınıyor mu? Burçin Büber: Kamuda bize herhangi bir imkan sunulmadığını EKPSS atamasında bir kadro açılınca tecrübe etmiş olduk. Aşağı yukarı 100 mimarın başvurduğu 2021 EKPSS sonucunda sadece bir mimar kadrosu açıldı. İŞKUR’un kurum dışı ilanlarında ise engelli mimar arandığını hiç görmedik ve başka ilanlara başvurularımız da sonuç vermiyor. Yeşim Sur: Engelli bireyler için ayrıca yapılan bir EKPSS sınavı var ve kamuya alım bu sınav ile yapılıyor. Geçtiğimiz yıllarda EKPSS sınavı ile mimar kadrosu açılmış. Fakat bu sene tahminimizce 100'ün üzerinde mimar sınava girdiği halde sadece 1 kişilik mimar kontenjanı açıldı. Sınavda 90 puanın üzerinde alan 10 mimar var fakat 1 kişi atanabildi. Diğer kadrolara bakıldığında çok daha düşük puanlar ile alımların olduğunu görebiliyoruz. İş gücü olarak verim alınamayacağı düşünülüyor olabilir ve kontenjanlar ne yazık ki nitelikli kadrolar için açılmıyor olabilir. Engelli bireyler de canla başla çalışmaya ve görevlerini yapmaya hazırlar, çalışmada performans düşüklüğü mimarlar için söyleyebilirim ki söz konusu bile değil. Bazı hastalıklara sahip meslektaşlarım özel sektörde ağır şantiye koşulları altında çalışmakta doğal olarak zorlanıyor. Kamuda istihdamın artması temel arzumuz. Engelli mimarlar olarak devlet kurumlarından ve özel sektörden ne gibi talepleriniz var? Burçin Büber: Daha önce de belirttiğim gibi engelli mimarların özel sektörde çok şansı yok. Kamuda engelli mimarlara daha çok kadro verilmeli ve istihdam sağlanmalı. Engelli mimarlar özel sektörün inisiyatifine bırakılmış, kaderine terk edilmiş durumda. Bu değişmeli. Yeşim Sur: Engelli mimarların da olduğunun unutulmaması ve uygun çalışma koşullarının oluşturulması talebimiz. Ben, İBB iştiraklerinden İGDAŞ A.Ş.'de ‘engelli mimar’ olarak göreve başlıyorum. Görüşme esnasında bana ve mesleki donanımlarıma tecrübelerime güvendiler, bu fırsatı bana sundukları için ayrıca teşekkür ederim. ‘Engelli Mimar’ kadrosunun diğer kamu ve özel şirketler için örnek oluşturmasını çok isterim. Umarım pozisyondaki başarım sesimizi duyurur ve diğer arkadaşlarım için de bir kapı açar. Burçin Büber: Biz 20 kişilik bir engelli mimarlar grubuyuz. Her biriyle tek tek görüşmelerimden yaptığım çıkarımla şunu söyleyebilirim ki; biz çalışmak, üretmek, işe yaramak istiyoruz. Devlet bize baksın demiyoruz. Aksine biz çalışarak topluma devlete ailelerimize katkı sağlamak istiyoruz. Çalışmak, üretmek insana işe yaradığını hissettirir. Ancak bu durumda engellerimizi unutup gerçekten yaşadığımızı hissederiz. Orhan Veli’nin bir şiirinde dediği gibi “avuçlarında bir iş görmenin saadeti”… İşte biz o saadete erişmek istiyoruz. Mimar Emine Özkan: Sanırım her şeyden önce “devlet neden engelli kamu personeli almalıdır” sorusu üzerine söyleyeceğimiz bir şeyler olmalı. İçinde bulunduğumuz kapitalist düzende farklılıkları olan bütün bireyleri toplumun geneliyle eşitlemek; sosyal kaygılar güden bütün devletlerin yegâne sorumluluğudur. Fiziksel ve psikolojik farklılıkları olan bireylerin iş gücüne katılımları, toplumlarına maksimum düzeyde faydalı olabilecekleri alanlarda istihdam edilmeleri gerekir. Böylece bu farklılıkları olan bireyler kendileri için gelişim ve ilerleme kaydettiklerinde, bireysel düzeyde daha fazla memnuniyet olacağı gibi; toplumsal düzeyde de sosyal güvenlik ve sağlık sistemine yük getirmeyecek tam aksine bu yükü omuzlamada katkı sağlayacaklardır. Yani devletlerin engelli bireyleri istihdam etmesi, toplum ve devlet için “kazan-kazan” politikasıdır. Genelde konu bu çerçevedeyken özelde; yani mimarlar için konunun kırılgan noktası kamuda engelli mimar kadrolarındaki büyük boşluktur. İstatistiki sayılar gösteriyor ki, devlet yetişmiş profesyonel iş gücünde engelli bireylere yok denecek kadar az kadro açıyor. Kapitalist hırsları olan özel sektörde engelli bireylerin çalışma şartları kanunlarca garanti altına alınmadığı için özel kuruluşlarda verimli olmaları imkânsızdır. Özel gereksinimi olan bireylerin profesyonel yaşamda maksimum verimi sağlayabilecekleri yegâne alan bu şartlarda kamuda çalışmaktır. Mimarlık yaratıcı olmanın matematik ile buluştuğu oldukça eşsiz mesleklerden biridir. Özel sektörün vahşi şartlarında çalışamadığı için toplumuna faydalı olamayan belki yüzlerce engelli mimar yurttaşımız iş ve emek alanından uzaktadır. Devletimiz acil olarak profesyonel alanları olan engelli bireylerin istihdamını artırmalı ya da özel sektörde engelli bireylerin profesyonelce ve kendi sağlık şartlarına uygun çalışabilecekleri kanunlar yapmalı ve bu kanunların işlerliğini sıkı biçimde takip etmelidir. Antik çağlardan günümüze değin varlığını sürdüren ve bizim de hayallerimizi süsleyen değerli mesleğimiz farklılıklarımızdan dolayı elimizden alınmamalıdır. Mimar Abdulselam Şimşek: Ben temmuz 2019 mezunuyum . Batman'da yaşıyorum ve mimarlar odasına üyeyim. Yüzde 49 ortopedik engelliyim. Çok sevdiğim mimarlık bölümünü başarılı bir şekilde dönem uzatmadan bitirdim. Öğrencilik hayatımızda sizin de bildiğiniz üzere uykumuzdan eğlencemizden fedakarlık ederek bu zor bölümü bitirdik ve engelimizi hiçbir zaman bahane etmedik. Ortopedik engelimden dolayı uzun süre ayakta kalamıyorum. Bu da şantiyelerde zorlanmama neden oluyor. Dolayısıyla özel sektördeki işlerin büyük kısmına gidemiyorum. Zaten bu yüzden devlete çalışmaya karar verdim. Sonrasında devlet kurumuna atanmak için EKPSS'ye girdim fakat sadece 1 kadro açıldı. Biz engelimizi hiçbir zaman bahane etmedik çünkü aşılmayacak engel yoktur. Ama devletimiz bize sadece 1 kadro vererek bizim hayata atılmamızı belki de farkında olmadan engelledi. Düz memurluk kadroları açıldı ama biz kendi mesleğimizi icra etmek istiyoruz. Düz memurluk isteseydik üniversite okumazdık. Ayrıca KPSS'den açıktan mimarlık alımları oluyor fakat EKPSS'den olmuyor buradan da anlıyoruz ki, devletimiz gene bizi maalesef ikinci plana atıyor. Özel sektöre gelince hem iş olanakları yok denecek kadar az hem de gerçekten çok yüksek enerji istiyor. Bu enerjiyi sağlıklı bir insan kadar vermemiz imkansız çünkü vücut buna izin vermiyor. Bugüne kadar pek çok iş ilanına baktım. Özel sektörde engeli mimar ilanı görmedim. Zaten buradan da anlayacağımız üzere özel sektörde de ikinci plana atılıyoruz. Ülkemizde engelli mimar sayısı gerçekten fazla ve çoğu anlattığım konulardan şikâyetçi. Mimarlar Odasından isteğimiz, biz engelli mimarların temsil edilerek gereken mercilerle konuşulup bu sıkıntıların giderilmesi ve EKPSS ikinci atamasında iyi sayıda kadro verilmesidir. Sınava giren yaklaşık 100 engeli mimar var. En azından büyük kısmının atanması için gereken kadronun verilmesini temenni ediyoruz. Mimarlar odasının bünyesindeki engeli mimarların haklarını savunacağına olan inancımız tamdır. Mimar Mustafa Taşavlı: 2017 yılında, Kocaeli Üniversitesi Mimarlık bölümü 4. sınıf öğrencisi iken geçirdiğim kaza sonucu, omurilik sinirlerimde oluşan hasar nedeniyle bacaklarımda kuvvet kaybı bulunmaktadır. Mevcut durumda Walker (yürüteç) destekli yürüyebiliyorum. Bu tarihten itibaren de fizik tedavi görmeye devam ediyorum. Yüzde 83 engelim bulunmaktadır. Geçirdiğim kaza sonrası, eğitimime devam edebilecek oranda kendimi toparladığım zaman, mimarlık eğitimime kaldığım yerden devam ettim. Bu süreçte hem mimarlık eğitimime devam edip hem de fizik tedavi gördüm. Kendi çabamla ve hocalarımın desteğiyle bölüme devam edip 3 sene sonrasında mezun oldum. Mimarlık bölümünden mezun olduktan sonra, bölümümle alakalı iş ilanlarını araştırmaya başladım, lakin mimarlık alanında istenilen elemanlara baktığım zaman engelli ilanı bulamadım ve ilanlarda genel itibariyle deneyimli veya sahada aktif rol alabilecek mimar ilanlarıyla karşılaştım, bu durumda farklı alternatif iş imkanları veya ‘kendi işimi yapabilir miyim’ diye düşünüp, mimarlık ofisi açma koşullarını inceledim. Mimarlar Odasına kayıtlı olmam gerektiğini, ofis açabilmem ve bazı yetkilere sahip olabilmem içinse bazı harçları (büro tescil, kaşe vb.) yıllık olarak ödemem gerektiğini, bu arada mimarlar odasına üye olunduktan sonra her yıl aidat ücreti verildiğini öğrendim. Şu an işim olmadığı ve dolayısıyla gelirim bulunmadığı için hala Mimarlar Odası’na üye değilim.
Ofis açmak için gerekli diğer masrafları da göz önünde bulundurarak ve inşaat sektörünün durgunluğunu dikkate alarak mimarlık ofisini de döndüremeyeceğime karar verdim. Bu noktada şunu da belirtmek istiyorum: Engelli hibe desteğini araştırdığımda, 60 bin TL’yi devletin engelli bireylere belirli şartlar sağlandıktan sonra verdiğini, lakin bu 60 bin TL’nin yalnızca malzeme masrafları için verildiğini ve aidatlar, faturalar vs. gibi giderlerde bu parayı kullanamayacağımı öğrendim. Daha farklı alternatifler araştırırken, eski dönemlerde mimarlık bölümü mezunlarının formasyon alarak (şimdi tezsiz yüksek lisansa çevrildi), inşaat teknolojileri veya yapı tasarımı alanında öğretmenlik yapılabileceğini öğrendim. Lakin Talim Terbiye Kurulunun düzenlemelerine göre, iç mimarlık mezunları ve inşaat mühendisleri bu haklardan yararlanabiliyor olmasına rağmen mimarlık mezunlarının bu haktan faydalanamıyor olması beni üzdü. Bu süreçte bir yandan da EKPSS sınavı tercih dönemini bekledikten sonra, tercih kılavuzunda, sadece bir engelli mimar kadrosu açıldığını görmek de hayal kırıklığı oldu. Halbuki, engelli mimar çalışanın avantajlarından da bahsedebiliriz. Özel sektörde istihdamda sağlanan kapsayıcılık ve çeşitlilik, kurum için daha yüksek katma değer sağlar. İstihdamda kapsayıcılık ve çeşitlilik yönetimi işveren markası oluştururken, çalışan bağlılığının da artıran bir güçtür. Bu durumda da çalışan üretkenliği artarken, işten çıkma oranının azalmasını ve kurum gelirinin artmasını sağlar. Özel sektör bu hususta engelli mimar istihdamı oluşturup, sonrasında istihdamı arttığında, işveren için de engelli mimar bireyler için de pozitif etkiler sağlar. Özel sektörün, engelli mimar çalıştırması özelinde bakıldığında, örneğin şantiye alanında çalışamasa bile, çalışabileceği işlerde, örneğin ofis vb. alanlarda sağlıklı bir birey performansında çalışabilir. Bu durumda İşverenlerin engelli personelin avantajlarını da düşünerek işe alımlarda bu hususları göz ardı etmemeleri gerektiğini düşünmekteyim. Devlet kurumları özelinde engelli mimar istihdamına bakacak olursak, gerek kentlerimizde gerek içinde bulunduğumuz mekanların kalitesinin iyileştirilmesinde, dezavantajlı bireylerin (engelliler, yaşlılar vb.) sorunlarına daha iyi çözümler getirebilmek için, dezavantajları yaşayan ve deneyimleyen engelli mimar istihdamına ihtiyacı vardır. Bir başka konu devletimizin kendi işini kurmak isteyen engelli mimarlara, sadece hibe olarak malzeme yardımı ya da bir yıllık vergi ücretini ödememe kolaylığı sağlamasından ziyade, kendi işini kuran engelli mimarın işini yürütebilmesi amacıyla daha kapsamlı yardımlar yapılması, sadece malzeme yardımı değil, proje yardımı, düzenli fatura kira vs. yardımlar ve teşvikler verilmesi gerekmektedir. Kurumunda engelli mimar çalıştıran işverenlere, engelli istihdamını daha fazla teşvik edecek yardımlar, indirimler yapılmalıdır. Mevcut teşvikler maalesef engelli istihdamını teşvik edecek düzeyde değildir ve yetersiz kalmaktadır. Engelli istihdamında işverenlerin yüzde 40 civarı engel oranı olan personeli istihdam etmek istemesi, engel oranı daha yüksek olup, iş yapma potansiyeli olan engelli bireylerin iş yaşamına katılmasını zorlaştırmaktadır. Devletimizin bu hususta da engel oranına göre engelli personel çalıştırma kriterlerini detaylı bir şekilde tekrar gözden geçirmesi gerekir. Bu kriterlerin düzenlenmesi ve teşviklerle desteklemesi, hem engel oranı yüksek ve çalışma potansiyeli olan bireylerin mağduriyetini giderir, hem engellilerin devlete yük olmasını engeller. Aynı zamanda engelli bireylerin toplum hayatına entegre olmasını sağlayarak devlete, kamuya ve sektörlere pozitif bir etki sağlar. |