İlk Genel Kurulu'nu 26 Aralık 1954 tarihinde gerçekleştiren Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), kuruluşunun 59. yılını mesleki ve toplumsal mücadelesini sürdürme kararlılığı içinde kutluyor. Odadan yapılan açıklamada, "EMO, önümüzdeki yıllarda da TMMOB ve bağlı odaları ile birlikte kamu yararını temel alarak bilimsel özgürlüğü rehber edinen bir anlayış içerisinde, onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna devam edecektir" denildi. EMO 43. Dönem Yönetim Kurulu imzasıyla yapılan açıklamada, arkada bırakılan sürenin Türkiye'nin toplumsal-siyasal yapısı ele alındığında azımsanmayacak değerde tarihsel bir süreci ve birikimi ifade ettiğine dikkat çekildi. "Kendi içerisinde oluşan yeni uzmanlık alanları ile giderek genişleyen örgütsel yapımızın, meslek alanlarımızın ve üyelerimizin sorunlarına yaklaşımda ortak bir aklı harekete geçirmesi için, sadece seçilen yönetim kurulları ile sınırlı olmayan demokratik bir çalışma anlayışını sürdürüyoruz" denilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Tırnak içinde politika yapmakla suçlandık"
"Ancak böylesine bütünlüklü bir çalışma ve bakış açısı ile gücümüzü çoğaltabilir; meslek alanımızın değersizleştirilmesine dönük olarak gündeme gelen, bir yandan aynı üniversiteler içerisinde 'teknoloji fakülteleri' kurulmak suretiyle mühendislik eğitiminin kaos ortamına sürüklenmesine itiraz edebilir; bir yandan da teknik eğitim fakültelerinden mezun olan teknik öğretmenlerin usulen yapılan göstermelik sınavlarla mühendis unvanı almalarına karşı çıkabilir; meslektaşlarımızın giderek azalan ve yoksulluk sınırına doğru giden ücretler ile çalıştırılmalarına karşı insanca yaşam standartlarını içeren çözümler üretebilir; yapı üretim süreçlerinde mühendisliğin rolü ve mesleki denetimin önemini kamuoyu ile paylaşabiliriz.
EMO bugüne kadar kamudan yana durmuş; mühendislik mesleğinin insanlığın yararına uygulanması için hep taraf olmuştur. Bu nedenle de siyasal iktidarlar ve onların güdümündeki çıkar çevrelerince, meslek odası olarak kendi işlerimizin dışına çıkmakla, tırnak içinde politika yapmakla suçlandık. Biz bu çevrelerin niyet ve çıkarlarını, iktidarların ismi değişse de neye hizmet ettiklerini, bizlerin emek demokrasi ve barıştan yana duruşumuz karşısında nasıl bir meslek odası istediklerini de biliyoruz elbette.
EMO olarak inanıyoruz ki; geçmişten bugüne ve geleceğe üretim ve sanayileşmeyi çevreye ve doğaya karşı sorumluluk bilinciyle kavramak; insanların enerjiye erişim, haberleşme, ulaşım, barınma ve beslenme gereksiniminin sosyal bir hak olarak toplumsal hukuk ile çözülmesini talep etmek ideolojik bir tercihtir. İşte EMO, bilimi, teknolojiyi bu anlayış ile kavramaktır. Odamız önümüzdeki dönemde de daha çok politika yapmaya, bilimi ve tekniği halkın hizmetine daha çok sunmak için kendi meslek alanlarımızdan çalışmaya devam edecektir".
"Sistematik bir saldırı ile karşı karşıyayız"
TMMOB'yi ve EMO'yu etkisizleştirmek, üye ile bağlarını kopararak mevcut örgütlülüğü dağıtmak üzere son 10 yılda AKP iktidarı ile geliştirilen sistematik bir saldırı ile karşı karşıya olunduğunun savunulduğu açıklamada, 11 meslek odasını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın idari ve mali denetimine sokan Bakanlar Kurulu Kararnamesi bunun son örneği olarak gösterildi:
"Devlet Denetleme Kurulu Raporu ile başlayan bu süreçte, 2012 Nisan genelgeleri ve Meslek Hizmetleri Genel Müdürlüğü oluşturarak odaların faaliyet alanları ve özlük bilgilerine el konmak istenmesi dışında, TMMOB Yasası`nda yapılmak istenen değişiklikler ve son olarak 3194 sayılı İmar Yasası`na gece yarısı eklenen geçici maddeler ile örgütsel bütünlüğümüz yok edilmek, AKP düzenine uyumlu yeni bir yandaş kuruluş yaratılmak isteniyor. En son çıkarılan ve 11 meslek odasını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın idari ve mali denetimine sokan Bakanlar Kurulu Kararnamesi bunun son örneği olmuştur. EMO ve TMMOB örgütselliği olarak bu oyunu bozmanın tek yolunun; Taksim Gezi Parkı ile simgeleşen ve ülkenin her yanına yayılan direnişin ruhunu, söylemini, taleplerini anlamak, oluşan yeni bir toplumsal mücadele kültürünün ve dayanışmanın gereklerini kendi alanımızdan yerine getirmek olduğunu biliyoruz".
"Direnişin diliyle konuşmayı sürdüreceğiz"
"Şimdi, sokaklar, 'Bu daha başlangıç' diyerek bizlere yeni bir işaret fişeği çaktı" denilen açıklamada, EMO'nun önümüzdeki yıllarda da TMMOB ve bağlı odaları ile birlikte toplumsal muhalefetin odağında yer alarak onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna devam edeceğinin altı çizldi.
"Bizler de bu mücadele zemininden hareketle toplumsal direnişin diliyle konuşmak ve ortaklaşmak üzere; bundan sonra da barış ve kardeşlik için her koşulda demokratik bir anayasaya vurgu yapacağız, özelleştirmeler ile yaşanan yoksulluklara, işsizliğe, sendikal hak gasplarına ve taşeronlaşmaya, işçi cinayetlerine, cinsiyet ayrımcılığına, kadın bedeninin ve emeğinin sömürülmesine, kentsel dönüşüm adı altında tarihsel ve kültürel yıkımlara, doğa ve çevre felaketlerine dönen rant ilişkilerine, eğitimin gericileştirilmesine, üniversitelerin ticarileştirilmesine, bilim karşıtı yasaklamalara, öğretim elemanlarının baskı altına alınmasına, özgür basının susturulmasına, keyfi yargılama ve tutukluluk süreçlerine, sosyal yaşamın dinsel gericilik ile kuşatılmasına, Cumhuriyet değerleri ve kazanımlarının yok sayılmasına 'Hayır' demeye devam edeceğiz.
Bu egemenlerin dünyası için tarif edilen 'istikrar, kar ve tüketim' onların olsun. Biz Gezi Parkı ile başlayan ve ülkenin her kesiminde gencecik insanların yaşamları pahasına AKP faşizmine karşı yarattıkları direnişin diliyle konuşmayı sürdüreceğiz. Eşit ve özgür bir ülkede yaşamak için barış ve adaleti savunmaya devam edecek, yüzümüzü topraklarımıza, derelerimize, madenlerimize, fabrikalarımıza, santrallarımıza, yani ortak yaşamın olduğu her yere çevirmeyi sürdüreceğiz.
60. kuruluş yılının arifesinde mühendislik mesleğinin gelişimi ve bilimin kamu yararına kullanılmasında öncülük yapan EMO, önümüzdeki yıllarda da TMMOB ve bağlı odaları ile birlikte toplumsal muhalefetin odağında yer alarak, onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna devam edecektir".
|