stanbul’da birbiri ardına başlayan büyük ölçekli konut projeleri mevcut
hafriyat döküm alanları sorununu başka bir boyuta taşıdı.
Çevre ve Orman Bakanlığı, hafriyat bertaraf yetkisini 2010
yılında yasa değişikliği ile büyükşehir belediyelerine devredince milyarlarca
dolarlık rantın döndüğü denetimsiz bir piyasa ortaya çıktı. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi tarafından belirlenen alanlara yine belediyenin
iştiraki olan İSTAÇ aracılığıyla döküm işlemi yapılıyor. İhale
açılmaksızın hafriyat döküm işini üstlenen İSTAÇ, belediyenin diğer 25 iştiraki
gibi meclis denetiminin dışında.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Hakkı Sağlam,
bakanlığın yetki devri ve İBB’nin rekabet ortamı oluşmadan ihalesiz şekilde
kendi kuruluşuna yaptırdığı hafriyat döküm işi ile ilgili önümüzdeki günlerde
yargıya başvuracak. Kentin gün geçtikçe büyüyen hafriyat sorununa dikkat çeken
Sağlam, İBB’nin 12 yapay göletin bulunduğu Arnavutköy, Yeniköy ve Durusu’daki
bazı parselleri döküm alanı olarak belirlediğini, Arnavutköy’deki yapay göletin
de bu nedenle kuruduğunu anımsattı. Çıkan hafriyatın geri dönüşümünün sağlanması
gerektiğini ancak Türkiye’de bu yöntemin uygulanmadığını belirten Sağlam, bu
durumun da büyük bir rant yarattığını vurguladı.
100 milyar dolar
İstanbul’da otoparktan sonra en büyük sıcak paranı kaynağının hafriyat döküm
yerleri olduğunu belirten Sağlam, “Hafriyat peşin para ödenerek dökülüyor,
vadesi, kredisi, taksidi yok. Denetim dışı olduğu için kesin bilemiyoruz ama 100
milyar dolar civarında bir ranttan bahsediliyor” dedi.
Yetki devrinden sonra İBB’nin döküm işini hiç denetlenmeyen iştiraklerinden
birine vermesinin birçok soru işareti yarattığını dile getiren Sağlam, “24 saat
döküm yapılıyor. Maliye eskiden yollarda ve döküm alanlarında denetim yapardı,
artık kalktı. Ortada belge yok, kaynağı istedikleri gibi kullanıyorlar. İşler,
siyasi erk bu işinde içine girmediği sürece devlet kuralları içinde gayet
sağlıklı yürüyordu. Burada ciddi bir rant var, siyasi kurumlar müdahale etmek
istiyor. Devlet memurları baskı altına alınıyor, ceza kesen mühendisin,
müdürlerin yeri değiştiriliyordu” diye konuştu.
Toprak ve su risk altında
Sağlam, kentin çeperlerindeki Beykoz, Silivri, Çatalca, Sancaktepe, Tuzla’da
bulunan tarım arazilerinin, su koruma havzalarının hafriyat dökümü için
kullanıldığını belirterek, bunun da bir ihtiyaç olduğunu ancak standartlara
uygun yapılması gerektiğini söyledi. Verimli tarım arazilerine gelişigüzel her
türlü hafriyatın dökülmesinin yarattığı risklere dikkat çeken Sağlam,
“Hafriyatta asfalt kırıkları, kimyasal malzemeler bulunuyor. Kimyasallar tarım
toprağına, yeraltı sularına zarar veriyor. Bu atıkların hem kontrol altında
dökülmesi, hem ayıklanması gerek. Geri dönüşümünün sağlanması en ideal olanı”
diye konuştu. Sağlam, kaçak döküm yapan firmalara bir yaptırım uygulanmadığına
da dikkat çekti.
Riva'da kaçak hafriyat
Riva Deresi’nin mutlak koruma alanına kot farkını gidermek ve araziyi tarıma
elverişli hale getirmek için yapılan dolgu çalışması bölgenin ekolojik dengesini
tehdit ediyor. Yaklaşık bir yıldır süren çalışma ile arazi adeta hafriyat dökümü
alanına dönüşmüş. Riva, endemik bitki türleri, göçmen kuşların yumurtlama
bölgesi. Ayrıca hafriyatla Tarım Müdürlüğü’nce 60 cm’lik kot artışının çok
üzerine çıkıldığı açıkça görülüyor. Çevredeki köylüler de sel baskını riskini
arttıracağını düşündükleri hafriyat dökümünden şikâyetçiler. Her gün araziye
hafriyat taşıyan kamyonların 120 TL karşılığında döküm işlemi yaptığı, parselde
otopark gibi kamyonlara fiş kesildiği
söyleniyor.
|