Yenikapı'nın İlkleri
Anadolu Yakasından Avrupa’ya...
Ataköy Sahili’ndeki Blumar...
Yargıyı Dinlemediler: Ataköy...
Bilirkişi Raporunda Ataköy...
Bilirkişi 'Deprem'i: Ataköy'de Risk Var
Ataköy'de Bir Skandal Daha
Ataköy'e Sahile Bir Mega Proje Daha!
Ataköy Kördüğüm!
Ataköy Sahilinde Bir İnşaat...
Ataköy'de Ağaç Sökümüne Tepki
Ataköy Sahili için 'Kamu Malı' Kararı
Ataköy Sahilde Yargı Savaşı!
Ataköy Neleri Kaybetti?
Ataköy'deki Tüm İnşaat Ruhsatları İptal!
"Bunun Adı Denizi Hoyratça Kullanmaktır’’
Ataköy sahilin doldurularak yeni inşaat alanı sağlanmasına meslek örgütleri, yerel yöneticiler ve akademisyenler de tepkili.
Radikal'den Ömer Erbil'in haberine göre, Ataköy sahilin doldurularak 20 futbol sahası büyüklüğünde yeni inşaat alanı çıkarılmasına tepkiler çığ gibi büyüyor. Mimarlar Odası İstanbul Genel Sekreteri Ali Hacısalihoğlu dava açmaya hazırlandıklarını söylerken, Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu da inşaat ruhsat başvurularına kesinlikle olumsuz yaklaşacaklarını belirtti. Deniz Bilimci Prof. Dr. Cemal Saydam, "bunun adı denizi hoyratça kullanmaktır’’ dediAtaköy sahilde deniz yaklaşık 600 metre kıyıdan uzaklaştırılarak 140 dönüm doldurulduğunu ve üzerine inşaat yapılacağını duyurmuştuk. Ataköylüleri şaşkına çeviren habere yoğun tepki gösterildi. Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Ali Hacısalihoğlu: "Kabul edilebilir bir yanı yok. Maltepe, Yenikapı’yı doldurduklarında aynı tavrı göstermiştik. Ataköy sahil daha önce hiç müdahale edilmemiş bir koy özelliğindedir. Balık üreme sahasıdır. Ekolojik dengeyi altüst edecekler. Sahildeki yeşil alanı inşaatlarla doldurup şimdi denizi doldurmaları anlaşılabilir değil. Kıyı kanununda değişiklik yaptılar ve dolgu alanlarına yüzde 5 imar hakkı getirdiler. 1999 depreminde insanlar sahildeki yeşil alanlara toplandıklarında deprem uzmanları sahilde uzaklaşmalarını, sahildeki dolgu alanların en riskli bölgeler olduğunu söylüyordu. Şimdi üzerine imar izni veriliyor. Kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil. Mimarlar odası olarak dava açmaya hazırlanıyoruz.’’ Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu: "Sahil halkındır. Kıyılar halkındır. Biz bu bölgedeki tüm inşaatlara karşı çıktık. Bu yeni projeye de karşı çıkıyoruz. Lakin siyasi iradenin karşı çıkması gerekiyor. 4 bakanlığı bu projede imzası var. Biz ilçe belediye olarak ne yapabiliriz. Ancak ruhsatlara, projeye aykırı davranırlarsa müdahale edebiliyoruz. Ruhsat için başvurduklarında 45 günlük yasal süremiz var. Bunda da hukuki gerekçe göstermemiz gerekiyor, ruhsatı vermemek için. 4 bakanlık tüm yasal süreçlerine evet dedikten sonra bizim hayır diyebilmemiz oldukça zor. Hayır dediğimizde de bunun yasal sorumluluğu var, geriye dönük yaptırımları olur. Liman ile buranın canlanacağını, ticaretin ve turizmin artacağını söylüyorlar. Bunlara inanmıyorum. Şehrin alt yapı sorunlarını artıracak, trafiği perişan edecek.’’ Ataköy 1. Kısım Koruma Güzelleştirme Derneği Prof. Dr. Ayfer Kaynar: ‘’Hukuki süreci avukatlarımızla değerlendiriyoruz. Ataköy kuruluş ilkelerine aykırı bu proje. Kıyısı ve plajı için Ataköy kurulmuştu. Her geçen gün denizden uzaklaştırılıyor. Kıyı şeridini parselleyip sattılar şimdi denizi parselliyorlar. Anayasaya aykırı bu durum. Kıyılar halkındır. Deniz özel mülkiyete nasıl devredilir. Şehircilik ilkelerine aykırı. Şehir sakinlerinin bırakın denize girmesini, görmesine engel oluyorsunuz. Peşini bırakmayacağız.’’ Deniz Bilimci Prof. Dr. Cemal Saydam: "Marmara denizinde ilk 25 metrede hayat var. Daha sonrasında oksijen yok hayatta yok. Siz kıyıları doldurarak bu hayatı yok ediyor ekolojik dengeyi alt üst ediyorsunuz. Tek iç deniziniz burası. Karadeniz ve Akdeniz gibi değil. Özel bir deniz. Doldurduğunuzda denizdeki sirkülasyona ne tür etkiler ettiğinizi incelediniz mi? Miting alanı denizi doldur, yol ihtiyacı denizi doldur, inşaat alanı denizi doldur, Marmara’yı kapatmak mı niyetleri. Uzun vade planları olmadığı gibi bu tür durumlarda da bilimsel bir araştırma yapmıyorlar. Ataköy sahil Tekirdağ’a kadar balık üreme alanıdır. İlk 25 metre derinlikten sonra hayat yok zaten. Dolgunun oluşturduğu bulanıklık olacak mesela ona ne çare bulacaklar? Bunun adı denizi hoyratça kullanmaktır.’’ |