İyi pazarlamacılık, beklentiler piyasası için de son
derece önemli. Bunun farkında olan Jim O'Neill 2001 yılında,
Brezilya, Rusya, Hindistan ve
Çin'in ilerde önemli rol oynayacağı tezini ortaya atmıştı. O
yıllarda Goldman Sachs'ın baş iktisatçılığını yapan O'Neill,
dört ülkenin baş harflerinden oluşan ve İngilizce tuğla anlamına gelen
BRIC kısaltmasıyla, dünya ekonomisinin en önemli ‘yapı
taşlarını' adlandırmış oluyordu. Aradan on yıl geçtikten sonra bu kısaltma
ekonomik tahmin raporlarıyla şirket analizlerinin ayrılmaz parçası haline geldi.
Hatta küçük yatırımcı bile, hemen hemen bütün bankalarda satılan BRIC fonlarına
parasını yatırabiliyor.
Deutsche
Welle Türkçe'nin haberine göre, Deutsche Bank'ın
New York'taki analiz merkezinde BRIC hakkında sayısız rapor hazırlayan
Markus Jaeger, geleceğin dört büyüğünün ekonomik önemine vurgu
yaparak, "Pazarlama ve tanıtmanın ne kadar önemli olduğu ortada. Ama bu
ülkelerin önemi sadece sözde artmıyor. Sadece ekonomik alanda değil. Küresel
yönetim, Para Fonu ve ticari sözleşmeler açısından da bu dört ülkenin önemi
artıyor” diye konuşuyor.
Ekonomik açıdan farkları
Bu dört ülkeyi tek bir kısaltmaya sığdırmanın doğru olup olmadığı ise
tartışmalı bir konu. Dünya nüfusunun yüzde 40'ını barındıran ve dünya
yüzölçümünden de dörtte birlik pay alan BRIC ülkelerinin ekonomik bakımdan
homojen bir görüntü arz ettikleri söylenemez. Kiel'deki Dünya Ekonomisi
Etüdleri Enstitüsü'nün Başkan yardımcısı Profesör Rolf
Langhammer, ekonomik yapılanmalarının farklı olduğunu ve örneğin
Brezilya'nın hammadde kadar sınai ürün de ihraç ettiğini hatırlatıyor.
Langhammer, "Çin mamul madde ihraç ediyor. Rusya ise sadece hammadde. Hindistan
diğerlerine kıyasla hâlâ kapalı bir ekonomiye sahip. Bu bakımdan söz konusu dört
ülke arasında önemli farklar var. Ortak paydaları, kalkınmışlığın eşiğine gelmiş
ve büyüklükleri nedeniyle cazip birer pazar olmaları” diyor.
BRIC ülkeleri neden cazip?
Kalabalık nüfus ve hızlı büyüme. Bu iki faktör BRIC ülkelerini yatırımcıya
cazip kılıyor. Jim O'Neill de BRIC analizini yatırımcılar için hazırlamıştı.
2008 yılındaki ekonomik krizden bu yana bu dört ülkenin büyüme hızları da düştü.
Bankacı Markus Jaeger, ‘yine de klasik sanayi ülkelerine göre
bu ülkelerin büyüme hızı parmak ısırtacak cinsten' diyor ve sözlerini şöyle
sürdürüyor:
“Çin ekonomisi 30 yıldır yüzde 10 oranında büyüyor. Önümüzdeki beş ile on
yılda ortalama büyüme hızının yüzde sekize gerilemesini bekliyoruz. Brezilya ve
Rusya yüzde dört, Hindistan ise yüzde yediyle büyümeye devam edecek.”
Dünya Bankası’nın tahminlerine göre sanayi ülkelerinin ortalama büyüme
hızının bu yıl yüzde 1,6'da kalacağı düşünülürse, BRIC ülkelerinin büyüme
çizgisi hiç de küçümsenemez.
Dünya liderliğine soyunmaları zor
İktisat profesörü Langhammer, ‘Buna rağmen, ekonomik krizin BRIC ülkelerinin
dünya ekonomisinin liderliğini devralmanın çok uzağında olduğunu gösterdiğini'
söylüyor. Langhammer, "Bu ülkelerin sanayi ülkelerini durgunluktan
kurtarabileceği sanılmıştı. Yani eski lokomotifin yerini yenisi alacaktı. Ama bu
olmadı. Çünkü bu ülkeler kendilerini dünya ekonomisinden ve sanayi ülkeleriyle
olan finansal bağlarından soyutlayamazlar. Kriz de gösterdi ki, bu ülkelerin,
paralarını emniyette hissedebilecekleri gelişmiş finans piyasaları yok” diye
konuşuyor.
BRIC ülkelerinin sorunları
Her BRIC ülkesinin hâlen problemleri var. Brezilya'nın büyüme hızı durma
noktasına geldi, Rusya hammadde ihracatına bağımlı, ama gelişmiş bir endüstrisi
yok. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını frenleyen Hindistan'ın dünyaya
açılması zaman alacağa benziyor. Çin ise sınai ürün ihracatında Avrupa ve
ABD'deki gelişmeye bağımlı. Ayrıca gayrı menkul piyasasındaki balonlaşma da
Çin'i ciddi türbülansların beklediğini gösteriyor.
|