Enerji Sektörüne Özel Think-Tank
Enerjinin Kalbi Türkiye’de Atacak
Enerji Sektörüne Yön Verecek...
36 Trilyon KW’lık Enerji Denizi
"Enerjide Yeni Bir Döneme Giriyoruz"
Enerjide Dışa Bağımlılığa...
“Enerjide Yerli Kaynaklardan...
Türkiye Enerjide Yerli Teknolojiye...
KARDEMİR Kendi Enerjisini Üretecek
6 İlde Enerji Verimliliği Seferberliği
Yalıtımsız Çatı Yüzde 30 Enerji...
Bu Projenin Sosyal Tesisleri...
Bosna Enerji Yatırımına Açık
Yatırımcılara sunduğu önemli teşviklerle dikkat çeken Bosna Hersek'te, özellikle enerji sektöründe büyük yatırım potansiyelleri var.
Savaştan önce ekonomisi sanayi, madencilik, tarım ve hayvancılığa dayanan Bosna Hersek, 1992-1995 yılları arasında yaşanan iç savaşın tahrip edici etkisiyle ekonomisinde ciddi şekilde sarsılma yaşadı. Hasar görmüş sanayi kuruluşlarının bir kısmı devlet tarafından onarılıp tekrar işletilmeye açıldığı gibi bir kısmı da özelleştirilip yerli ya da yabancılar tarafından satın alındı. Savaşın ardından 18 yıl geçmesine rağmen Bosna Hersek'te ekonomi halen toparlanma sürecini yaşıyor. Dünya Gazetesi'nin haberine göre, DEİK Türk-Bosna Hersek İş Konseyi Başkanı Selman Ulusoy, 2003-2008 yılları arasında Bosna Hersek'in ekonomisinde fark edilir derecede ilerleme olmasına rağmen, ülkedeki düşük gelir düzeyi ve yüksek işsizlik oranı nedeniyle sıkıntılar yaşandığını aktardı. Bosna Hersek’in iç dinamiklerinde yaşadığı bu tarz sıkıntılar nedeniyle ülkenin yatırımcılar açısından biraz çekinceli pozisyonda olduğunu belirten Ulusoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatırım ve iş olanakları son derece zengin olan bir ülkeyi konuşuyoruz. Bosna Hersek’in şu andaki durumunu çok iyi analiz etmek gerekiyor. Bosna Hersek ciddi olarak geleceğini inşa etmeye başlıyor. Artık uzun yıllardır akıllara kazınan savaş sonrası manzaralar ile anılmak ve hatırlanılmak istemiyor. Politik ve siyasi görüş bu gelişme yolunda yabancı yatırımcının rolünü daha iyi anlamış durumda. Yabancı yatırımcılar açısından hepimizin bildiği gibi en önemli kriterlerin başında ülkedeki siyasi ve politik risk, bölge riskleri ve yatırım güvenceleri değerlendirilir. Bu anlamda ülkede demokratik parlamenter sistem vardır. 2014 yılına kadar NATO adaylık statüsü kazandırılması yolunda Türkiye’nin de tam desteği vardır. Hırvatistan’ın AB üyeliği, Sırbistan’ın bu yolda attığı adımlar sonrasında Bosna Hersek’in AB adaylık statüsüne ilerleyen dönemde kesin gözüyle bakılmaktadır.”
Kullanılmamış enerji potansiyeli var Bosna-Hersek'te pek çok sektörde yatırım fırsatları olduğunu söyleyen Ulusoy, özellikle enerji sektöründe yatırım yapılabileceğinin altını çizdi. Ulusoy, “Yatırım yapmayı düşünenlere enerji sektörünü göz önünde bulundurmalarını öneririm. Gerek ülkenin coğrafi konumu, gerekse AB entegrasyon süreci nedeniyle bu tür bir yatırımın ileride çok büyük önem taşıyacağı düşüncesindeyim. Bosna'da yapılabilecek yatırımların başında yenilenebilir enerji gelmektedir. Kullanılmamış enerji potansiyeli açısından Avrupa'nın en zengin ülkelerinden biri” dedi. HES için yaklaşık 600 proje lokasyonu olduğunu anlatan Ulusoy, rüzgar santralleri için de ülkede uygun rüzgarlı alanlar yer aldığını kaydetti. Biomas enerji için de ormanların uygun olduğunu ifade eden Ulusoy, güneş enerjisine de yatırım yapılabileceğini dile getirdi. Bu sektöre yapılacak olan yatırımlar için devletin önemli destekler verdiğini belirten Ulusoy, “Devlet tarafından 12 yıllık elektrik enerji alım garantisi veriliyor. Bütün Avrupa ülkelerinde enerji ihtiyacı olması nedeniyle enerji ihracatı için de müthiş bir potansiyel var. Ülke zaten AB’ye girmeye hazırlanıyor. 2020 yılına kadar yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimini yüzde 20 oranına getirmesi şart” diye konuştu. Yabancı yatırımcıya vergi avantajı Enerji dışında kerestecilik, mobilyacılık, tarım, tekstil, gıda, sanayi ve turizm sektörlerinde büyük yatırımların yapılmasının mümkün olduğunu kaydeden Ulusoy, beş yıl kurumsal vergi muafiyeti gibi yabancı yatırımcılara yatırım teşviki verildiğini söyledi. Üretiminin yüzde 30’unu ihraç eden firmalarla beraber yılda 2 milyon euro yatırım yapan firmalar için verginin sıfır olduğunu vurgulayan Ulusoy, ihracatçının da 30 gün içerisinde KDV iadesini devletten aldığını bildirdi. Ulusoy, “Yabancı yatırımcılar Bosna vatandaşlarıyla aynı şekilde mülkiyet edinme hakkına sahiptirler. Gümrük vergilerden muaftırlar. Bosna Hersek'teki yatırımlardan elde ettikleri gelirlerini serbestçe yurtdışına transfer edebilir. Malları kesinlikle kamulaştırılamaz ve istimlak edilemez” dedi. Yatırım yapmak isteyenler için de kredi imkanlarının çeşitli olduğunu anlatan Ulusoy, Eximbank’ın Bosna Hersek’e 250 milyon dolarlık kredi desteği verdiğini ifade etti. Avrupa Kalkınma Bankası’nın Bosna Hersek’teki bankalar üzerinden proje değerinin yüzde 50’sine kadar kredi ve bazı hibeler verdiğini söyleyen Ulusoy, “FC (Enerji projeleri fonu) 10 milyon euro üzerindeki projelere kredi imkanı sağlıyor. Crescen Kapital Clear Energy Fund’un da desteği var. Ayrıca AB kurumlarının verdiği finansmanların faiz oranı yüzde 5-6 civarıdır” şeklinde konuştu. Tüketim ürünleri ihraç edilebilir Yatırımlar dışında kerestecilik, temel metaller, otomotiv yedek parça, mobilya, deri ve tüketime yönelik ürünlerin Bosna Hersek’e ihraç edilebileceğini aktaran Ulusoy, şunları söyledi: “Ayrıca, arazi fiyatlarının çok uygun olduğunun altını çizmeliyim. Tarım ve tarımsal ürünler alanındaki yatırım fırsatları değerlendirilebilir. Bunların yanısıra, tarihi, kültürü, ormanları, dağları, suları ile zengin olan Bosna Hersek büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Kış ve yaz turizminin yanısıra, SPA turizmi ve eko turizmi gibi yatırım imkanlarını değerlendirebilirler. Türk yatırımcılar açısından potansiyeli yüksek bir pazar vardır. Hali hazırda Türkiye'nin önde gelen kuruluşları ve markaları pazara girmiştir. Tabi girmeye devam etmektedir. Bosna Hersek, Türkiye'nin Avrupa’daki stratejik üstü olmak için en uygun ülkedir. Tarihi ve kültürel açıdan sahip olduğumuz bağlarımızı ekonomik olarak, yatırımlarımızla ve ticari ilişkilerimizle de yapmalıyız. Türk iş dünyasına özellikle söylemek istediğim, Bosna’daki fırsatları kaçırmadan bu ülkeye yatırımlarını yapmalarıdır. Tren yola çıktıktan sonra yetişmeleri daha zor ve pahalı olacaktır. İş konseyi olarak gerek projelerde gerekse yatırımlarda elimizden gelen tüm desteğimizi vermekteyiz.” |