İsrail'in kabul ettiği şey
İsrail arkeoloji alanında ayrımcılık yapmadığını, konuyu başka amaçlar için çarpıtmak isteyenlerin tartışmayı bu zemine çektiğini, Batı Şeria'daki İsrail tarihine dair kanıtları boşa çıkarmak için böyle yaptıklarını savunuyor. İsrail Arkeoloji Kurumu (ADCA), kazılar sırasında sadece Yahudiliğe ilişkin değil, yerleşimlerin tarihteki tüm katmanlarına ait binlerce eser çıkarıldığını söylüyor. Kurum, Hayırsever Hanı ve Euthymius Manastırı gibi yerleri ziyarete açtı. Buralar Yahudi tarihine ait yerler değil.
Kazı hakları
Arkeolojinin siyasi malzeme olarak kullanılmasına karşı çıkan Emek Şave örgütüne başkanlık eden Mizraçi uluslararası hukukun, bir kaç istisna hariç İsrail'in Batı Şeria'da kazı yapmasını yasakladığını söylüyor. İsrail bu bakışı kesin bir dille reddediyor. ADCA'nın başkanı Hananya Hizmi, "İsrail'in arkeolojik kazı yapma hakkı uluslararası hukuk ve Filistinliler ile yapılan geçici anlaşmalarda yer alıyor" diyor. Hizmi'nin başında bulunduğu ADCA, daha önce Batı Şeria'yı elinde tutan Ürdün'ün yasaları çerçevesinde hareket ediyor. Batı Şeria'daki tarihi eserler ile ilgili tartışma "hangi yasanın geçerli olacağı" ile ilgili karışıklık nedeniyle daha da içinden çıkılmaz hale geliyor.
İşgal altında arkeoloji hukuku
İşgal altında tutulan topraklarda işgalci güçlerin arkeolojik alanlar ile ilgili tasarruf yetkisini düzenleyen temel anlaşma 1954 yılında imzalanan Lahey Sözleşmesi. İsrail'in taraf olmadığı 1999 tarihli bir protokol ise - inceleme ve kurtarma çalışmaları dışında - işgal altındaki topraklarda arkeolojik çalışma yapılmasını yasaklıyor. Batı Şeria'da çok sayıda tarihi eser ve alanın olduğu hatırlandığında İsrail ve Filistin heyetlerinin Oslo'da neden bu konuda da müzakere yaptıkları anlaşılıyor. 1995 yılında imzalan Oslo Anlaşması'nda İsrail ve Filistin tarafları kendi alanlarındaki arkeolojik eserlere saygılı olacaklarını taahhüt ediyor. Ama şu anda iki taraf arasında arkeolojik işbirliği bulunmuyor.
"Siyasi arkeoloji"
Dini ve siyasi hassasiyetler tarihi yerler söz konusu olduğunda daha derinleşiyor; küçük değişiklikler bile iki taraftan öfkeli tepkiler gelmesine yol açıyor. İki taraf da birbirinin niyetlerine kuşkuyla bakıyor. Filistinliler Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinde İsa Peygamber'in doğduğuna inanılan Doğuş Kilisesi'ni Filistin Kültür Mirası olarak Birleşmiş Milletler'de kaydettirmeye çalıştığında İsrail'den büyük tepki gelmişti.
İsrail'in iki yıl önce, Müslümanlar'ın Halilürrahman Camii, Yahudilerin ise Atababalar Mağarası adını verdiği El Halil'deki alanı ve Beytüllahim'deki Rakel Türbesini ulusal tarihi miras listesine alması tepki yaratmış, Filistinlilerle çatışmalar yaşanmıştı. Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar bu iki yapıyı kutsal görüyor.
Kutsal mekanlar ile ilgili sorunların çözümü için çalışma yapan Doktor İshak Reyter "Kutsal mekanlar iki tarafça kendi çıkarlarına alet ediliyor. Sorun, bu gündemlerini kamuya nüfuz ettirebildikleri oranda, uzlaşmak ve yaraları sarmak daha da güçleşiyor" diyor.
|