Arkeolojinin Kalbi ‘Kırmızı Yalı’da
Arkeolojinin duayen ismi Prof. Dr. Halet Çambel’in Arnavutköy’deki 1. grup eski eser olarak tescillenen yalısının (Kırmızı Yalı) ön restorasyon çalışmaları başladı. Yalı, bağışlanma amacına uygun olarak ‘Halet Çambel-Nail Çakırhan Arkeoloji ve Geleneksel Mimarlık Araştırma Merkezi’ olacak.
Ülkemiz arkeolojisinin duayen ismi Prof. Dr. Halet Çambel’in Arnavutköy sahilindeki 1. grup eski eser olarak tescillenen yalısının ön restorasyon çalışmaları başladı. Cumhuriyet'te yer alan habere göre yalı, restore edilerek bağışlanma amacına uygun olarak “Halet Çambel-Nail Çakırhan Arkeoloji ve Geleneksel Mimarlık Araştırma Merkezi” olacak. Prof. Dr. Halet Çambel’in “Kırmızı Yalı”da denilen yalısı kültüre, sanata ve bilime büyük katkılar yapacak bir zenginlik odağı olmaya hazırlanıyor. Yalının restorasyon projesinin müellifi Y. Mimar, restoratör Z. Ayşe Güngör, 1970 yılında 1. dereceden tescillenen yapının proje yürütücüsü ise Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü ve akademisyenleri. Boğaziçi Üniversitesi, bina ve bahçenin tarihsel ve mimari önemini göz önüne alarak, 2009 yılında Halet Çambel Yalısı’nın restorasyonunu içeren kapsamlı bir projeye başladı. Söz konusu proje yalının bağışlanma amacına uygun olarak bir bilimsel araştırma merkezi olarak kullanılmasını hedefliyor. Her kapı farklı Çocukluğunda arkeolog dayısı Erkin Emiroğlu ile birlikte Halet Çambel’in yalısına sıklıkla giden Güngör, yalıda yer alan farklı 50 kapıya dikkat çekiyor: “Halet Hoca anlatmıştı, Nail Çakırhan, kapılar yıprandıkça eskiciden yalıya uygun kapı alıp takarmış.” Yapının, yapıldığı günden bu yana çok fazla fiziki müdahaleye maruz kalmadığını ve kimliğini çok büyük ölçüde koruyabildiğini belirten Güngör, binanın iç ve dış özellikleri ile bahçesinin doğal ve mimari yapısının korunmuş olmasının, hem duayen arkeolog Prof. Dr. Halet Çambel’in hem de yalıda onunla birlikte elli yıldan fazla yaşamış olan eşi Nail Çakırhan’ın, ömürleri boyunca kültürel, mimari ve antropolojik mirasları korumaya kendilerini adamış insanlar olmalarından da kaynaklandığını söylüyor. Güngör, bu doğrultuda, yapı içerisinde çok fazla müdahaleye gidilmeden, gerekli konservasyon çalışmalarını yaparak yapının karakterini, yaşanmışlığını, malzeme ve teknik özelliklerinin korunmasını hedeflediklerini vurguluyor. Çalışkan ve kararlı 55 erguvan, 1 serdap Bahçede 86 defne, 4 Lübnan sediri, 12 palmiye, 55 erguvan olmak üzere toplam 335 tane ağaç yer alıyor. Ayrıca bahçede 1 tane de serdap (serinleme mekânı) var. Bugüne dek nadiren ulaşabilmiş Fars asıllı bir bahçe tasarımı öğesi olan “serdap” örneği de Halet Çambel Yalısı’nın arka avlusunda yer alıyor. Söz konusu mekân, kısmen yeraltına ve bahçeye açılan serin bir taş oda. Günümüzde nadiren bulunan bu önemli öğenin Halet Çambel Yalısı’nda korunmuş olması da önemli bir ayrıcalık. Güngör, “İstanbul Boğazı’nda birçok yapı restore edildi, bahçesi talan edildi. Bir şekilde bu yalının bahçesi duvarlarıyla, setleriyle, sarnıçlarıyla ve özgün bitki örtüsüyle hiç bozulmadı. Restorasyon projesi onaylandı. Hem yapıyı hem de bahçeyi özgün değerleriyle koruyarak restorasyon yapacağız. Gerekmedikçe mevcut hiçbir yapı elemanı değiştirilmeyecek” dedi. |