AYM, Atatürk’ün Vasiyetini Bulamadı
Bursa’da Piknik, Eğlence ve...
Atatürk Orman Çiftliği’nde...
İstanbul’da Askeri Alan İmara Açıldı
Yine Atatürk Orman Çiftliği,...
"AOÇ Arazileri Müzayedelik Değildir"
AOÇ Arazisi de Medipol’e Verildi
"AOÇ Özgürleşene Kadar Mücadelemiz...
"AOÇ’de 1 Metrekare Alanın...
AOÇ'de 250 Bin Metrekare Daha...
"Çoban Mektebi Acilen Restore Edilmeli"
“İller Bankası Arazileri ve...
Ankara'da "Yeşil Alanlar Artmalı"
Yargı’dan Atatürk Orman Çiftliği Kararı
Atatürk Orman Çiftliği’nde...
Atatürk Orman Çiftliği'ne...
Atatürk Orman Çiftliği Yapılaşmaya...
Mimarlar Odası'ndan Atatürk...
"AOÇ’de Yaklaşık 1 Milyon Metrekare Daha İmara Açıldı"
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, yeni plan değişiklikleri ile AOÇ’de 1,5-2 ayda 781 bin metrekare, inşaat alanlarıyla beraber toplamda 1 milyon metrekare AOÇ arazisinin imara açıldığını duyurdu.
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği'ndeki (AOÇ) son gelişmeler ile ilgili düzenlediği basın toplantısında, AOÇ’yi parsel parsel takip ettiklerini belirterek, kamuoyunu bu konuda duyarlılığa davet etti. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak tüm plan değişikliklerini yargıya taşıdıklarını, bazı planlara yönelik davaları açıp, diğerlerine de askı süreci biter bitmez dava açacaklarını, AOÇ alanları özgürleşene kadar mücadele edeceklerini belirtti. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi: “Atatürk Orman Çiftliği, AKP döneminde en büyük toprak kaybını yaşadı. Devirlerle, kiralama yöntemleriyle, plan değişiklikleriyle talan süreci yaşanıyor. Özellikle Saray ve Ankapark’la başlayan, sonrasında da toprak bütünlüğünü parçalayan 50 metrelik yollar ve plan değişiklikleriyle süreç devam ediyor. Son 1,5-2 ay içinde AOÇ arazilerinden plan değişiklikleri ve kiralama yöntemiyle tam 781 bin metrekarelik alan talan edilmiş durumda. AOÇ alanları Cumhuriyet’in kurucu mekanıdır. Hem kollektif yaşamı hem de üretimi örgütleyen bir alandır. Bugün baktığımızda, tanzim satışlardan bahsediliyor insanlar sağlıklı gıdaya ulaşamamışken, AOÇ 90 yıl öncesinden hem bir üretim alanı, hem bir paylaşım hem de çağdaşlaşma alanıdır. Bugün gelinen noktada parça parça edilmiş durumda." Kiralık alanlarda yapılaşma olmaması gerekir
Candan geçtiğimiz hafta gündeme gelen AOÇ arazilerinin kiralanmasına ilişkin ise şöyle konuştu: “Buranın bir bölümü TİGEM olarak kullanılan ve piknik alanı olarak kullanılan alandı. Bu alanda 81 bin metrekarelik bir alanı 345 milyona 10 yıllığına kiraya verilecek. Tam Ankapark’ın dibi, aslında Ankapark’a dahil olacak bir alan da kiralama yöntemiyle elde edilmeye çalışılıyor. Muhtemelen Ankapark’ın ihalesini alan firmanın, bu kiralık alanların ihalesini de alma ihtimali yüksek. Ankapark'a gelen insanların da bir taraftan da piknik süreçlerini çözmeye çalışacaklar. Sayıştay raporlarında konu edilmiştir. Kiralık alanlarda yapılaşma olmaması gerekir. Kiralık alanlarda geçici yapılaşma adı altındaki kalıcı bütün yapılaşmaların kaldırılması gerekir." Candan, AOÇ arazisindeki süreçle dair ise şu bilgileri verdi: “AOÇ arazilerinden bir tanesi birinci derece doğal ve tarihi SİT alanı olan arazi. Burada 15 Temmuz müzesi, otopark yapılmak isteniyor. Etrafında yollar da yapılıyor. Binlerce ağaç kesilmiş durumda. Tamamen bir beton süreci ile karşı karşıyayız. 60 bin 500 metrekarelik alanda inşaat yapılacak. Yine AOÇ planları içinde bulunan ve zırhlı birlikler tarafından ağaçlandırılacak alan olarak belirlenen Erler Mahallesi’nde bulunan AOÇ arazisi, burası 555 bin metrekare bir alan özel üniversiteye veriliyor. Bu alan çok önemli bir alan Bilkent Şehir Hastanesi’ne 3 kilometre uzaklıkta. Sağlık bilimleri ile birlikte ticaret onun lojmanı ticaret konutu üniversitesi hastanesi ile birlikte bir alan yaratmaya çalışıyorlar. Bu alanda önemli bir alan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Birimi var AOÇ arazisi tamamen sağından solundan kırpılarak yenilmeye başlanıyor. Önce bu alana stadyum yapılacağı söylendi sonra stadyumdan vazgeçilip kentsel dönüşüm alanı ilan edilmek istendi ama süreç tamamlanmadı. Büyükşehir Belediyesi ile de hasılat paylaşımı arazi satışı üzerinden böyle bir anlaşma yapılmasına olanak sağlayan Bakanlar Kurulu kararı yayınlandı. Daha sonra bu kararı yürürlükten kaldırıldı. Birinci derece tarihi ve doğal SİT alanı iken, SİT derecesi değiştirilip sürdürebilir kontrollü kullanım alanı haline getirildi. Buna dava açtık. 2018 yılının sonunda burası özel üniversite alanı haline getirildi. Bu alan da TEBA Vakfı’na devredilmiş durumda. Bunun da altını kazıdığınızda Medipol yani Sağlık Bakanlığı’na kadar giden bir süreç karşımıza çıkıyor. Bir tarafta Bilkent Şehir Hastanesi gibi 1,5 milyon metrekarelik bir hastaneden bahsediyoruz. Burada da bir sağlık alanı ve bir özel üniversiteden bahsediyoruz. 555 bin metrekarelik ağaçlandırılacak alan, özel üniversite alanına ve arkasında Sağlık Bakanlığı’nın olduğu bir alana dönüştürülmüş durumda." Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakkan da , “AOÇ planlı bir alan. Koruma Amaçlı İmar Planı var. Senelerdir mücadele ettiğimiz bir alan. Nerede koruma? AOÇ’nin kuruluş kanunu var. Ortada kanun da yok. Yapılanlara baktığımızda nefes alınabilecek gibi değil. 2008 yılında çeperlerinin yapılaşmaya açılacağını söylemiştik. Ne yazık ki şimdi bu gerçekleşiyor. Burası sadece Ankara’ya ait değil, Türkiye Cumhuriyetine mal olmuş bir alan. Bu alana yapılan ihanetlerin artık son bulması gerekiyor." Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen ise şu değerlendirmeyi yaptı: “AOÇ’yi parsel parsel takip edip devamlı açıklamalarımızı sürdürüyoruz. Ne yazık ki sürekli yeni plan yapılıyor. Bilkent Şehir Hastanesi’ne çok yakın bir alanda Ümitköy, Çayyolu semtlerine hizmet vermek üzere planda ağaçlandırma alanı olarak yer alan bir arazi özel üniversite alanı olarak bir anda değiştiriliyor ve TEBA Vakfı diye bir vakfa tahsis edilip anlaşılan o ki sağlık hizmetlerine yönelik eğitim ve hastane alanları planlanıyor. Bilkent Şehir Hastanesi’ne ilişkin hazırlanan raporlarda da açıkça belirtildiği üzere hastanenin çalışmaya başladıktan sonra kapatılan hastanelere göre hizmet kalitesinin düşeceği ve Bilkent çevresinde ikamet eden gelir düzeyi yüksek kimselerin sağlık hizmetleri için özel hastaneleri tercih edeceği öngörülmekteydi. AOÇ’nin kuruluş mantığında yer alan, ailece gidebildiğiniz kamusal etkinliklerde bulunduğunuz alanlar olarak ücretsiz şekilde kamunun yaralanabildiği mekanların topluma sunulmasının tam aksine bugün artık aynı arazilerde Cumhuriyetin devletçilik, kamuculuk ilkesine aykırı olarak piknik alanları bile kiralama yöntemiyle elde ediliyor. Devletin vermesi gereken hizmet, devlet arazileri kiralanarak, ticarete açılacak, özel kurumların inisiyatifine bırakılıyor. AOÇ kuruluş anlayışıyla taban tabana zıt bir anlayışla karşı karşıyayız.” |