Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

Taksim, Dalış Tünelleriyle Parçalanmış ve İnsansızlaştırılmış Bir Meydana Dönüşecek

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehircilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülşen Özaydın'a Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nın neden bu kadar önemli olduğunu sorduk.

Mesut Tufan
Taksim, Dalış Tünelleriyle Parçalanmış ve İnsansızlaştırılmış Bir Meydana Dönüşecek

Proje gerçekleşmesi durumunda yayaların algısını nasıl etkileyecek, bir nirengi noktası olacak mı? Mekânın belleği ne olacak?

Taksim Meydanı bu arızalandırılmış haliyle büyük mitinglerin ve gösterilerin yapıldığı meydan olma özelliğini kaybedecek, kontrol altına alınmış bir meydan yaratılmış olacak. Dalış tünelleriyle parçalanmış ve insansızlaştırılmış bir meydana dönüşecek. Animasyonlarda da bu durum açıkça görülebilmektedir. Yeni meydan, çok büyük alan kaplayan sert zeminden oluşan anlamsız bir boşluk, alt kotlar ise tekinsiz yerler olacaktır. Ayrıca otobüs duraklarındaki insanların eksoz gazlarından zehirlenmemek için,  kimsenin kullanmak istemediği yerler olacak. Topçu Kışlası’nın “ihya edilmesi”de  gündeme gelirse durum iyice vahimleşecek ve Gezi Parkı ortadan kaldırılmış olacaktır. Olmayan bir yapının “eskisi” gibi yeniden yapılması girişimi iddia edildiği gibi tarihi korumak değil, tam tersine bugün yaşayan bir koruma nesnesini yok ederek koruma kavramının da içi iyice boşaltılmış olacaktır. Orada bir tiyatro dekoru gibi ayaklanmış Topçu Kışlası replikası ile zihinleri bulandıran, anlamsız bir kent alanı oluşturulacaktır.

Koruma Kurulu’nun kararlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Mete Tapan kararı, “Tescillenmiş olması yeniden inşa edilmesini istediğimiz anlamına gelmiyor” şeklinde savunuyor. Siz de birçok akademisyenin imzasıyla, Gezi Parkı’nın korunması gerekli bir kültür varlığı olarak tescili için başvurdunuz.

Kurul kararı açısından da çok ilginç bir durum var ortada. Kurul bugün olmayan bir yapının tescil kararını almış. Oysa bu alanda Gezi Parkı gibi mimari kurgusu ve şehircilik uygulaması açısından modern döneme ait korunması gereken somut bir şey var. Koruma kurulu başkanı Mete Tapan, MSGSÜ’nde 13 ekim 2011 tarihinde yaptığımız panelde de (22. Kentsel Tasarım Paneli / Kamusal Mekâna Müdahale, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı) benzer şeyler söyledi, “Biz plana izlerini işledik, bu binanın yeniden ihya edileceği anlamını taşımıyor” dedi. Halbuki bu kararla yapının yeniden yapılabilmesi için tam da yasal bir zemin oluşturuldu. Koruma kurulunun aldığı bu karardan hemen sonra da Taksim Topçu Kışlası’nın ihya edilmesiyle ilgili projeler konuşulmaya başlandı. Ardından kurul, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi ile ilgili 5000 ve 1000 ölçekli plan tadilatlarını da onayladı. Bu karar da, dalış tünellerinin yapılabilmesi için yasal bir dayanak oluşturdu. Nitekim onaylanan 5000 ve 1000 ölçekli plan tadilatlarında  “Taksim Topçu Kışlası’nın ihya edilmesi, 1/500 ölçekli kentsel tasarım planıyla bütünsel bir şekilde ele alınacaktır” ibareli plan notu ile de (plan notları da yasal belgelerdir), Topçu Kışla’sının rökonstrüksiyonunun önü açılmış oldu.

Biz de İstanbul ve Ankara’daki devlet ve vakıf üniversitelerinden 200 kişiye yakın akademisyenler olarak Koruma Kurulu’na birer dilekçe verdik. Benimle beraber Cânâ Bilsel ve İclal Dinçer’in ortaklaşa hazırladığımız gerekçeli raporla birlikte Gezi Parkı’nın korunması gerekli bir kültür varlığı olarak tescil edilmesini talep ettik. Bu açık alanın erken Cumhuriyet döneminin ilk şehircilik projelerinden biri olarak yapılmış olması, planimetrik düzeniyle kendi içinde bir mimari örgütlenme yapısını sunması, terasları, balustradları, zemini gibi mimari bileşenleriyle korunması gereken bir kültürel varlık olduğunu ayrıntılı biçimde açıkladık. Kent içinde kullanılan bu gezi alanına bu gerekçeler nedeniyle sadece ağaçlar ve yeşil alanların oluşturduğu bir park alanı olarak bakılmasının ötesinde bir kültürel alan olarak ele alınmasının öncelikli olduğunu belirttik. Kültür Varlıklarını Koruma Yasası’nda  ‘kültür varlığı’nın tanımına bakıldığında, tam da Gezi Parkı’nın nitelikleriyle örtüşen bir karşılığı olduğunu açıkça görülebilir. Ayrıca 2011’de UNESCO’nun kabul ettiği ‘kültürel ve tarihi peyzajlar’ yaklaşımı da Gezi Parkı’nın korunmasını destekliyor. Dünyada birçok kentte bu tür alanlara sahip çıkılıyor, çünkü bir daha kolay kolay elde edilemeyecek alanlar olduğunun bilincindeler.

Bundan sonrası için nasıl bir yol izlenmeli?

Plan tadilatları Büyükşehir Belediye’sinde askıya çıktı, plana yönelik itirazlar yapılacak. Mutlaka dalış tünellerini öngören ulaşım içerikli plan tadilatlarının iptal edilmesi lazım. Diğer taraftan da Koruma Kurulu’nun plan tadilatları ile ilgili kararına itiraz edilebilir. Gezi Parkı’nın bir kültür varlığı olarak tescili gerçekleşirse bu kentliler için çok olumlu bir kazanım olur. Şu an için öncelikle ve ivedilikle yapılması gereken, uygulamaya giden sürecin durdurulması ve iptal edilmesi. Ondan sonra ne olabileceği çok geniş kesimlerin katılımıyla konuşulabilir. Beklenti, sürecin müzakere ve katılımla şekillenmesi ve genel olarak program üzerinde anlaşıldıktan sonra uluslar arası bir yarışmaya çıkılabilir.

TÜMÜNÜ GÖSTER HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/taksim-dalis-tunelleriyle-parcalanmis-ve-insansizlastirilmis-bir-meydana-donusecek_96843.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!