
43. Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu

“Öncelikle Var Olan Yeşil...

Şehir Plancıları Odası’ndan...

5 Bin Kişinin Katıldığı Şeker...

Ilgın Şeker Fabrikası'nın...

Danıştay'dan, Şeker Fabrikaları...
TMMOB Şehir Plancıları Odası'ndan Şeker Fabrikası Açıklaması
TMMOB Şehir Plancıları Odası, şeker fabrikalarının satışını konu alan bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada, şeker fabrikalarının satışı sanayinin, tarımın ve kentlerin sonunu getirecek bir adımdır ifadeleri kullanıldı.

Şeker fabrikalarınının satışıyla ilgili bir açıklama da TMMOB Şehir Plancıları Odası'ndan geldi. Açıklamada, "geniş halk kesimlerini yoksulluğa, ülkeyi tarımda ve hayvancılıkta giderek artan oranlarda dışa bağımlılığa sürükleyecek düzenlemelere son verilmesi; düzenleyici değil, üretici devlet politikası temelinde, kamucu, üretken bir ekonominin yeniden hayata geçirilmesi gerekmektedir" ifadeleri kullanıldı. İşte TMMOB'den gelen açıklamanın tam metni: Ülkemizdeki şeker fabrikaları ilk olarak 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmış, 2008 yılında ise "şeker fabrikalarının özelleştirilmesi" teşebbüsü ile tekrar gündeme gelmiştir. Ancak o dönem işçi sendikaları ile pancar üreticilerinin direnişiyle ve açılan davalar sonucu Danıştay`ın 2008`de ihale şartnamelerini iptal etmesiyle durdurulabilmiştir. Ne yazık ki bu durmak bilmez süreç bugünlerde 14 şeker fabrikası için tekrar canlandırılmıştır. Bu karar, kamuoyunda haklı bir gerekçe ile gıda güvenliğini tehdit edici boyutuyla ele alınıp tepki çekmişse de "şeker fabrikaları önemli bir kent ekonomisi ve tarımsal-kırsal sürdürülebilirlik bileşenidir" ve "özelleştirilmelerinin bu olumlu yapısal girdilerin kaybedilmesi problemi" olarak ele alınması gerekmektedir. Şeker Fabrikalarının üretim anlamında taşıdıkları bu pozitif dışsallıklara ilişkin bazı örnekler Türk Şeker A.Ş`nin resmi sitesinde şu örneklerle verilmiştir. Özelleştirilen fabrikalarda "belirli sürelerle üretime devam edileceği, 5 dönem boyunca köylülerden pancar alımına devam edileceği" gibi satış sözleşmesi maddeleriyle, yerelde oluşan tepkiler geçiştirilmeye çalışılsa da, bu özelleştirmelerin sonucunda hem kentsel hem kırsal alanlarda yoğun bir işsizliğin ve ekonomik- sosyal krizlerin yaşanacağı açıktır. Geçmişte SEKA, Et Balık Kurumu, TEKEL işletmeleri, SÜMERBANK gibi, kırsal alanlarda önemli ölçüde istihdam sağlayan ve ekonomik katma değer yaratan kamusal teşebbüslerin ve arsa-arazilerinin özelleştirilmesi ile ortaya çıkan olumsuz sonuçlar, şüphesiz ki şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile yeniden yaşanacaktır. Kamu iktisadi teşebbüsleri öncülüğünde üreten ve kendi kendine yeten, kenti besleyen kırsal alanlarda çalışan bir nüfus yerine, kente bağımlı, tüketim zincirine dahil olmuş, kente göç etmek zorunda kalarak kentsel alanlarda sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılayan yığınlar oluşturan bir iktisadi politika yürüten iktidar, şeker fabrikalarını özelleştirerek kamu yararına aykırı uygulamalarına devam etmektedir. Tüm bu nedenlerle, şeker fabrikalarının satışından bir an önce vazgeçilmesi; geniş halk kesimlerini yoksulluğa, ülkeyi tarımda ve hayvancılıkta giderek artan oranlarda dışa bağımlılığa sürükleyecek düzenlemelere son verilmesi; düzenleyici değil, üretici devlet politikası temelinde, kamucu, üretken bir ekonominin yeniden hayata geçirilmesi gerekmektedir.
|