
Eber Gölü Felaketin Eşiğinde

Zonguldak Revizyon İmar Planı...

Yargı, Karataş’ta Kamu Yararına...

Tarım Lisesi Alanını, Konut-Ticarete...

Yargı, Zir Vadisi’nde Yapılaşmaya...

Pursaklar’da Sağlık Tesis...

Mimarlardan Atatürk Orman...

Kırşehir’de Altın Arama Çalışmalarına...
Seyfe Gölü'nün Koruma Alanı Sınırlarının Daraltması Yargıya Taşındı
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, tehdit altında olan Seyfe Gölü'nün koruma alanı sınırlarının daraltmasını yargıya taşıdı.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Başkent’te ve hinterlandındaki illerde doğal ve kültürel varlıkların korunması için hukuki mücadelesini sürdürüyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bu kapsamda maden şirketlerinin kıskacında olan Seyfe Gölü'nün koruma alanı sınırlarının Cumhurbaşkanı Kararıyla daraltmasını yargıya taşıdı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 15.09.2024 tarih ve 32663 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 3 üncü maddesi gereğince Kırşehir İli, Mucur İlçesi sınırları içerisinde bulunan Seyfe Gölü Tabiatı Koruma Alanı Sınırlarının yeniden belirlenmesine yönelik 8961 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının yürütmesinin durdurulmasına, takiben iptaline karar verilmesi talebiyle Danıştay’da dava açtı. Seyfe Gölü’nün korunarak gelecek kuşaklara aktarılması için yöre halkının yanında olacağız Gölün etrafında en az 4 altın/gümüş madeni açılmak isteniyor “Dava konusu sınır değişikliği yeni ve telafisi mümkün olmayacak çevresel tahribatlar üretilmesine sebep olacaktır. Hali hazırda çevre sorunlarını gidermenin tam tersine yeni ve büyük çevresel sorunlar yaratacaktır. Hiçbir suretle yapılaşmaya izin verilmemesi, su kaynaklarının korunması açısından sulak alan sisteminin ve havzanın bir bütün halinde korunmasının önemi ve gereği çok net iken, bu kararın alanın doğal ve ekolojik değerler bütününü bozacak, ayrıca Gölün bu değerlerini zedeleyecek yeni kararların da önünü açacaktır. Göl’ün çevresinde en az 4 altın/gümüş madeni açılmak istendiği, alanda faaliyet yürütecek firmaların sondaj faaliyetlerine başladıkları bilinmektedir. Tüm bunlar, kararın altında yatan gerekçenin, ileride verilmesi muhtemel maden ruhsatları için bir kolaylık yaratmak, yapılacak çalışmaları hızlandırmak, Göl ve çevresini bir maden sahasına dönüştürmek olarak değerlendirilmektedir. Sınır dışına çıkarılan, koruma değeri yüksek olan ve hiçbir müdahalenin yapılmaması gereken doğal alanların (tarım arazileri ve sazlıklar gibi) yapılaşma baskısı altında kalması söz konusu olacaktır. Ayrıca siyanür kullanılarak yürütülecek maden çalışmaları sonucunda ortaya çıkan zehirli atıkların nerede ve nasıl tahliye edeceği bir soru işareti olarak karşımızda durmaktadır. Siyanür havuzlarının, Gölün yukarıda özetlenen doğal değerlerine, birçok kuş türüne ve civardaki köylere de geri dönülemez zararlar vereceği açıktır. (Çok yakın bir zamanda Erzincan-İliç’te meydana gelen doğa ve insan katliamı bunun en trajik örneklerinden biridir.) Dolayısıyla bu kararın uygulanması durumunda yaşanacak sorunlar yalnızca Kırşehir`e özgü olmayacaktır. Aynı zamanda civardaki tüm iller ve ekosistem, birçok farklı sorunla karşı karşıya kalacaktır.” |