Uluslararası Yarışma: "Atina Kentinde Geçici Strüktürler Tasarımı"
Atina 2004 Olimpiyat Oyunları ve 2001-2004 Kültür Olimpiyatları kapsamında, gündelik / geçici mimari strüktürlerin tasarımı konusunda, Yunan Kültür Mi
tina 2004 Olimpiyat Oyunları ve 2001-2004 Kültür Olimpiyatları kapsamında, gündelik / geçici mimari strüktürlerin tasarımı konusunda, Yunan Kültür Mirası A.Ş. tarafından, Yunanistan Kültür Bakanlığı'nın da desteğiyle, bir uluslararası yarışma düzenlendi. UIA üyesi ülkelerden mimarlar ve mimarlık öğrencileri katılabilecekleri ve tek aşamalı olan yarışma, "mimarlara açık bir mimari yarışma" ve "mimarlık öğrencilerine açık bir fikir yarışması" olmak üzere iki kategoride düzenleniyor. Yarışma, bütün dünyadaki mimarları, gündelik/geçici strüktürler tasarlayarak Atina kenti ile ilişkilerini yeniden düşünmeye ve bu kapsamda bir mimari form geliştirmeye çağırıyor. Yarışma temaları şöyle sıralanıyor: |
-
Değişime ihtiyaç var. Rutin işlevselliklerden bıkmış olarak durağanlıklara son vermek isteyebiliriz, ancak tasarım ürünü olarak iki gün sonra vazgeçeceğimiz binaları inşa edemeyiz. Binalarımız hem işlevsel, hem sanatın bilincini taşıyan, hem de gelecek nesillere de devredeceğimiz yapıtlar olmalı. Etrafımızda sanat adına yapılan anormalliklere göz yummamalıyız. Çabuk tüketilen sanat anlayışı ile büyük finans ve boyutlarda yıllarca şehirlerimizde yaratılan görüntü kirliliklerine izin vermemeliyiz. Modernlik anlayışımızı toplum yararına iyi bir elemeden geçirmek zorundayız...... YANITLA
-
Yenilenme,farklılık isteği,sanatın doğasında mevcut zaten,ama HİÇBİR ZAMAN unutulmaması gereken en önemli husus, MİMARLIK,yanlızca bir SANAT değil,aynı zamanda FONKSİYON KURGULAMA işlevidir. Çünkü,yaşam fonksiyonlarının,ihtiyaçların gerektirdigi her istek, planlamayı ve tabii ki beraberinde mimari kitleyi de etkileyecektir,etkilemesi gerekir de! Özetlersek,MİMARLIK KAVRAMINI diğer sanat dallarından ayıran en önemli FARKLILIK, FORM ve FONKSİYON kavramlarının,birbirinden ayrılamaz (ENTEGRASYON) beraberliğidir.Bazen biri diğerinden biraz öne çıkabilir,ama biri diğerini -nerede ise -yok sayamaz. Mimarlık Tarihi,böyle sayısız örnekle doludur. Kanımca bugun,son 10 yılda görülen örneklerde 'yıldız mimarlar'ın eserleri büyük bir bölümünde görüldüğü gibi islevsellik, (FONKSIYON),ÇOK ÖNEMLİ GÖRÜLMEMEKTE ne yazık ki. Ben bunu KAPİTAL'in pompaladığı ve ön plana çıkardığı 'yıldız'larla yürüttüğü ÇOK PAHALI bir moda olarak kabul ediyorum. Çok hoş formu olan,fakat fonksiyonsuz bir binalar dolu. YANITLA
-
Fonksiyon şart ancak mimarlığın özünde olan tasarım da şart. Aksi takdirde mekan kurgulamasını sıradan bir vatandaş da yapabilir. Burada mimara düşen, kesinlikle en fonksiyoneli en güzel sunmaktır... Evet katılıyorum yeri geldiğinde gerek fonksiyondan gerekse kütleden ödün verilebilir. Ama şunu unutmamak gerekir; tasarlanan mekanların asıl görevi fonksiyonudur. Fonksiyonuna uygun yapılmayan ama ihtişam dolu bir yapı sadece bir heykeldir. Belki böyle yapılara da ihtiyaç var. Ancak kaç tane? Bu kadar çok olması gerekli mi?? Ya da şöyle diyelim: Yapılan her bina bu yarışın içinde mi olmalı?? HAYIR!! Bu çok yalnış bir mimari yargı olur. Hele hele bunun, zaten kimliği olan bir kentte, kimlik oluşturduğunu savunmak daha da yanlış... Belki ikinci bir kimlik! Gerekli mi? YANITLA