Kent heyecanı'nı doğup büyüdüğü İstanbul düşürmüştü ilk kez içine. Belki, eski İstanbul'da iki katlı bahçeli bir evde; kedi, tavuk, ördek kovalarken sonradan bahçesiz ama kaloriferli apartman dairesine geçmek uyandırmıştı içindeki 'kent heyecanı'nı; belki de anneannesinin Mecidiyeköy diye İstanbul'un öbür ucundaki dut ağaçlı bir semte taşınmasının ardından çocukluğunda yaşanan bitmek bilmez Aksaray-Levent otobüs yolculukları...
Çamlıca'da yazları ablasıyla bomboş tarlalara serilip geceleri yıldızları seyretmek de, bir süre sonra Beylerbeyi tepelerinden ilk İstanbul Köprüsü'nün yapılışını izlemek de, babaannesinin Aksaray'daki evinin yanındaki açık hava sinemasının keyfini çatmak da pekiştirmişti
İstanbul'un içine düşürdüğü 'kent heyecanı'nı.
Ama yine de, ne botanik okumak vardı düşlerinde, ne ekoloji doktorası, ne de kent planlaması mastırı. İstediği bir bölümü kazanmıştı İstanbul Üniversitesi'nde.
Boşlukla gelen sevgi
"Psikoloji bölümüne kaydımı yaptırdım. Bir ay devam ettim. Nedense düşündüğüm gibi çıkmadı. Değiştirmeye karar verdim. Ama diğer bölümler dolmuş. Bir botanik bölümü açıktı. Olsun mu, olmasın mı diye epey düşündükten sonra girdim bu bölüme ve botaniği çok sevdim. Okul bittikten bir yıl sonra, 1978' de Newcastle Üniversitesi'nde ekoloji üzerine mastır yapmak üzere İngiltere'ye gittim. Sonra doktoraya çevirdim mastırımı."
Hiç düşünmediği biyolojiyi sevdikten sonra ekoloji de ilginç gelmiş Şule Takmaz Nişancıoğlu'na. "Yatay düşünmemi sağlayan şeyler hayatta bana hep ilginç geliyor. Ekoloji de öyle. Ekolojik dengeyi anlayabilmek için toprağa, havaya, kirliliğe bakman lazım. Bir sürü şeyin birbiriyle bağlantısını kurman gerekiyor."
1984'te doktorasını bitirdikten sonra, Londra Haringey Belediyesi'nin 'kenti yeşillendirme' projesine katılır. Projeyi, kent planlaması bölümü yürütüyordu. Dolayısıyla ilk kez kent planlamasıyla ekolojinin bağlantısını kurmaya başlar.
İlginç projelere atılan imza
"Kent planlaması da çok hoşuma gitti. Zaten ekoloji birçok şeyin birbiriyle bağlantısını kurmaya yönlendiren bir alan. Kent planlaması da öyle. Ekonomik, sosyal, çevresel, tarihsel bir sürü şeyi dikkate alıp onları birbirine bağlayarak proje üretiyorsunuz. Bu projede çalışırken de kent planlaması konusunda mastır yaptım. 10 sene Haringey'de çalıştım. Enfield Belediyesi 'Sürdürülebilir Yaşam' adıyla yeni bir bölüm kurdu. Başvurdum ve işe alındım."
İlginç projelere imza atmış Şule. Örneğin Haringey'in nâzım planı üzerine çalışırken kent planlama politikalarının kadınların günlük yaşamlarını ne derecede etkilediğini araştırmış. Özellikle çocuklu kadınların şehir merkezinde rahatlıkla dolaşımına olanak verecek tasarımlar yapmanın mümkün olup olmadığı, binaların tasarımının buna uygun yapılıp yapılamayacağı, kapıların genişliğinin, örneğin çocuk arabasıyla bir dükkâna girmek için uygunluğu üzerinde çalışmış. Bu alandaki projeye de 'Açıl Susam' adını vermiş.
"Bu proje daha sonra epey konuşuldu. Bu arada İstanbul'da yapılan Habitat toplantısı için İngiliz hükümeti tarafından hazırlanan bir kitapçığın içinde de yer aldı. Bu proje, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve diğer belediyelerin yapmış olduğu kampanyalarla iyice geliştirildi. Ulusal çaptaki kent planlama projelerine de yansıdı."
Londra Enfield Belediyesi Sürdürülebilir Yaşam Bölümü Başkanı olarak yaptığı 'Çevreye Duyarlı Kent Planlama Projesi' ile Kraliyet Şehir Planlamacıları Enstitüsü' nden takdirname almış. Son olarak da beş yıldır Corporation oof London tarafından düzenlenen bir yarışmayla verilen ve İngiltere'nin 'Çevre Nobeli' diye nitelenen 'Yaşanabilir Kent Ödülü'nü almış. Hem de iki tane birden. Hem yarışmaya girdiği kategoride birincilik ödülü almış, hem de tüm kategorilerden katılan 85 kuruluş arasında en büyük ödüle layık görülmüş Şule'nin projesi. Böylece de Enfield Belediyesi yarışmayı kazanan ilk kamu kuruluşu olmuş.
En büyük sorun küresel ısınma
Gelelim ödül alan 'Çevreye Duyarlı Kent Projesi'ne. "2000'de, sadece belli bir grup arasında bilinen bir olguyu önümüze koyduk. Şu anda gelecekte bizi bekleyen en büyük çevre sorunlarından biri küresel ısınma ve onun yol açacağı iklim değişikliği. Bu küresel ısınmaya yol açan en önemli sorun fosil yakıtlara dayalı enerji kullanımı. İngiltere'deki binalarda toplam enerjinin yaklaşık yüzde 50'si kullanılıyor.
Dolayısıyla binalarda enerji tüketimini minimuma indirebilmek ya da yenilenebilir enerji kaynaklarının binalarda kullanılmasına olanak verecek politikalar geliştirmek önemli bir şey. Yine aynı şekilde özellikle evlerde su israfı çok fazla ve basit yöntemlerle bunun önüne geçmek mümkün."
Hareket noktasını kent politikaları içinde bir yere oturtmayı, kendi belediyelerinin sınırları içinde başvuranlara bir yönlendirme sağlamanın olanaklarını araştırmışlar. Önce büyük bir konferans düzenlemişler. Sonra çeşitli seminerler ve teknik eğitimler düzenlemişler çalışanları için.
Seminerlerin bir kısmını Şule vermiş. İki de kılavuz kitapçık yayımlamışlar. Bu kitapçıklar da ayrıca ödül kazanmış ve diğer belediyelere örnek olmuş.
"Enerji tasarrufu için binalarda yüksek yalıtım gerekiyor. Ayrıca enerji tüketimini en aza indirmek için havalandırmada ve aydınlatmada en az enerjinin kullanılacağı projeleri özendirmek çalışmanın amacı. Bunun için doğal yollardan havalandırılan binalar yapmak.
Ayrıca öyle bir tasarlanmalı ki bina ışık alsın ve aydınlatma için elektrik kullanımı minimuma insin. Bir de yenilenebilir enerji kullanımı için fırsat yaratmak. Sıcak su için güneş enerjisi kullanmak mesela. Ben de evime taktırdım. İngiltere'de 'Güneş mi var?' demeyin. Yazın sıcak su ihtiyacımızın yüzde 90'ını sağlıyorum. Hükümet özendirmek için güneş enerjisi takma masrafının bir kısmını karşılıyor."
İnşaat izni puana bağlı
Bir de su tasarrufu var. İngiltere'deki eski tür sifonlar her çekildiğinde 9.5 litre su atıyor. Hem de içilebilir kalitede. Oysa 4.5 litrelik sifonlar var. Bu yöntemle dört kişilik bir evde su kullanımını her gün 100 litre azaltmak mümkün.
Pencerelerde uzun vadede çevreye zarar verdiği bilinen PVC yerine ahşap malzeme özendiriliyor. Buradaki her unsur ayrı ayrı puanlandırılıyor. Sonunda toplam 100 üzerinden 50'yi bulan inşaat projesinin yapımına izin veriliyor. İlk bir yıllık deneme uygulaması sona ermiş. Şimdi artık 50 puanı bulamayan hiçbir inşaatın yapımına izin vermeyecekmiş Enfield Belediyesi.
İşte Şule'ye İngiltere'nin 'Çevre Nobeli'ni kazandıran proje bu. Şimdi Şule Londra'nın Haringey Belediyesi'nde Kent Planlama ve Ulaşım Politikaları Müdürü olarak çalışacak. İnsanlar için çevre dostu kentler, yaşanabilir çevreler tasarlayacak.
Şule'nin projeleri yaşamın incelikleri üzerine. Biz bu coğrafyada o incelikleri aklımıza getirmeyecek kadar hoyrat bir hayat sürüyoruz. Yaşamın inceliklerindeki billur patikalarda gezmek belli ki adam gibi ülkelerin yurttaşlarına özgü bir zevk.
|