b>İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Samsunlu, dünyadaki tehlikeli atıkların yüzde 90’ını zengin ülkelerin oluşturduğunu ve bu atıkları fakir ülkelere gönderdiklerini söyledi.
Çevre açısından geleceğin iyi olmadığının tüm dünya tarafından bilinen bir gerçek olduğu vurgulandı.
İstanbul Çevre Konseyi’nce düzenlenen eğitim seminerlerinin ilki çevre konusunda gerçekleştirildi. Sirkeci’deki konsey merkezinde yapılan “Türkiye’de ve Dünyada Çevre Sorunları ve Çözüm Yaklaşımları” başlıklı seminerde konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Samsunlu, toplumların çevreye verdikleri önemin kültürleriyle alakalı olduğunu anlattı. Prof. Dr. Samsunlu, kültür düzeyi yüksek toplumların çevreye de daha fazla önem verdiklerini belirtti. Çevre açısından geleceğin iyi olmadığının tüm dünya tarafından bilinen bir gerçek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Samsunlu, bu gerçeğin tespitiyle birlikte 1973 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) oluşturulduğunu anlattı. Prof. Dr. Samsunlu, çevre konusunda dünyadaki yeni konseptin “sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir çevre” olduğunu ifade etti.
TÜRKİYE’DE ÇEVRE
Türkiye’de çevre konusundaki ilk adımın Başbakanlığa bağlı Çevre Müsteşarlığı’nın kurulmasıyla atıldığını dile getiren Prof. Dr. Samsunlu, 1982 yılında ilk kez Türkiye Cumhuriyeti anayasasına çevreyle ilgili maddenin girdiğini, 1983 yılında da ilk çevre kanununun çıkarıldığını belirtti. Bilim adamlarının dünya ülkelerinin kalkınma hızına bakıldığında 2040 yılında çevre sorunlarının maksimuma ulaşacağını öngördüğünü vurgulayan Prof. Dr. Samsunlu, buna çözüm olarak öncelikle nüfusun kontrol altına alınması, doğal kaynakların geri kazanımı gibi öneriler bulunduğunu anlattı.
Tehlikeli atıkların çevreyi kirletici faktörler arasında önemine de dikkati çeken Prof. Dr. Samsunlu, şunları söyledi: “Türkiye’de tehlikeli atığın ne olduğunu bilmiyoruz. Ülkedeki tek tehlikeli atık yakma tesisi de İzmit’tedir. Burada sadece 35 bin ton tehlikeli atık yakılıyor. Geri kalanının ne olduğunu ise kimse bilmiyor. Dünyadaki tehlikeli atıkların yüzde 90’ını zengin ülkeler oluşturuyor ve fakir ülkelere gönderiyorlar. Bunların arasında biz de varız.”
|