İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Naci Görür, şu an yüz binlerce insanın deprem nedeniyle can
güvenliği olmadan büyük bir risk altında yaşadığına dikkat çekerek referandum
için ülke genelinde iktidar ve muhalefet partisince sürdürülen kampanyalara
atıfta bulundu. Görür, “Referandum için yürütülen kampanyanın yüzde 1’i tehlike
altındaki insanları uyarmak için yapılamaz mıydı? Depreme hazırlık projeleri,
duble yol, hızlı tren projeleri kadar bir çalışmayı hak etmiyor mu” diye sordu.
Prof. Görür, yöneticileri sert bir dille eleştirdi. 11 yıl boyunca deprem
kuşağındaki her kentin tehlike ve risk analizinin tamamlanıp zarar azaltma
çalışmalarının yapılması gerektiğini anlatan Görür, bunların hiçbirinin
yapılmadığını vurguladı.
Yurttaş ikinci planda
İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi
(İSMEP) kapsamında İstanbul’da güçlendirilmesi gereken kamu binası,
okul ve hastanelerin ancak yüzde 5’inin depreme dayanıklı hale getirilebildiğini
ifade eden Görür, kentteki tüm kamu binaları güçlendirilmiş olsa dahi halkın
yaşadığı konutların depreme karşı güvenli hale getirilmesi için adım
atılmadığının altını çizdi. Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün lağvedilip yerine
kurulan Başbakanlık’a bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nı da
eleştiren Görür, bu kurumla yaşadığı ilginç deneyimi gazetemize anlattı.
Doğu Anadolu Fayı’ndaki riskli bölgeleri belirlemek için İTÜ, Bingöl
Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Sütçü İmam Üniversitesi, 4
ilin belediye ve valilikleri, MTA Genel Müdürlüğü, Harita Genel Komutanlığı’nın
bir araya gelerek bir proje hazırladıklarını ifade eden Görür, bu kurumun önce
çalışmalara dahil olduğunu ve ardından da projeden çekildiğini dile getirdi.
‘Engelleniyoruz’
Görür, projeyi daha sonra TÜBİTAK’a sunduklarının ancak kurumun bu çalışmayı
değerlendirmeye dahi almadan reddettiğini söyledi. Görür, depreme hazırlık
çalışmalarına karşı kurumların bu ilgisizliği karşısında isyan ederek tepkisini
şöyle dile getirdi:
“Depreme hazırlık için hem ülkede bir şey yapılmıyor hem depremle ilgili
çalışmaları yapanların önü kesiliyor, teşvik edilmiyor, bu işlerden
uzaklaştırılıyor, dışlanıyor.”
Megakent kaderine terk edildi
Büyük Marmara depreminde, 16 Ağustos’u 17 Ağustos’a bağlayan gece saat
03.02’de meydana gelen ve 45 saniye süren Gölcük merkezli 7.4 büyüklüğündeki
depremde resmi verilere göre, 17 bin 480 kişi yaşamını yitirdi, 675 bin kişi
evsiz kaldı. Uzmanların 30 yıl içinde İstanbul merkezli 7 ve üzeri büyüklükte
bir deprem meydana geleceğine ilişkin uyarılarına karşın bu riskli binaların
güvenli hale getirilmesi için yıllardır hiçbir şey yapılmadı. Peki neler
yapılabildi. Satırbaşları ile şöyle: 4 Kentte 11 yılda yapılan çalışmalarda
tsunami haritaları çıkarıldı. 4 Haberleşme ağları kuruldu. 4 Kentin zemin durumu
ile ilgili güncel verilere ulaşıldı. 4 JICA senaryosuna göre 70 bin, Boğaziçi
Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nin senaryosuna göre, 30 bin kişilik can kaybı
tahmini endişe yaratmayı sürdürüyor.
10 ilçe diken üstünde
• Depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Kocaeli’nde 9 bin 477 kişi
yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 işyeri
yıkıldı. • Kocaeli’nde 40 bin 757 konut, 6 bin 57 işyeri orta; 45 bin 86
konut, 6 bin 128 işyeri de hafif hasar gördü. • Depremde İstanbul’da da 454
kişi hayatını kaybederken 18 bin 162 konut oturulamayacak hale geldi. • İBB
ve JICA tarafından 2003 yılında tamamlanan çalışmada 10 riskli ilçe belirlendi.
Bu çalışmaya göre Avcılar, Küçükçekmece, Fatih, Eminönü, Bakırköy, Bayrampaşa,
Adalar, Beyoğlu, Zeytinburnu, Bahçelievler’deki binaların büyük bölümünün deprem
güvenliği yok. • Tarama işlemi tamamlanan 146 bin 987 binanın 42 bin
500’ünün riskli olduğu belirlendi.
|