999 yılında, İzmit ve Yalova'da büyük ve acılı bir deprem meydana geldi. Yörede, yüzlerce bina yıkıldı. Binlerce kişi öldü. Soyadı "Göçer" olan bir kişinin sattığı evler de göçünce, "Veli Göçer" adı, 1999 depreminin sembolü oldu. Onlarca müteahhidin yaptığı binalar da yıkıldığı halde, bir çoğunun üzerine gidilmedi veya gidilemedi. Ama, Veli Göçer'in gidildi ve o cezaevine konuldu.
Aynı davadan zamanaşımı nedeniyle beraat eden, Veli Göçer'in oğlu Can Göçer'den kendisini ve babasını savunan bir ileti aldım.
Can Göçer özetle diyor ki:
Depremden sonra üniversitelerce yapılan araştırmada, en çok yıkımın oluştuğu bu arazilerde, bırakın imar izni oluşturulmasını, tek kat bile inşaat yapılmaması gerektiği anlaşılmıştır. Araştırmalar dosyalarda ve elimizdedir. Oysa, bu arazide yapılan binalara Belediye inşaat izni ve imar izni vermiştir. Zemin etütlerini bile yaptırmayan Belediye için, İç İşleri Bakanlığı soruşturma açmayı reddetmiştir. Babam için göstermelik kararlar verilerek, halkımız uyutulmaktadır. Kim bilir, aynı biçimde kaç tane tek kat inşaat bile yapılamayacak arazi, halen imara açılmış durumdadır. Yıkılması gereken binaları yıkmayınca da, bundan sonraki depremlerde aynı felaketlerin yaşanması kaçınılmaz bir sonuçtur.
İmara açılmayla ilgimiz yok
Can Göçer diyor ki:
Yıkımların yaşandığı arsanın imara açılması ile uzaktan yakından ilgimiz yoktur. İzin bizden çok önce alınmıştır. Zaten arsanın ilk bölümü kat karşılığı alınmış, sonraki bölümlerde nakit veya vade ile işlem yapılmıştır.
Yapıların ruhsat aldığı tarihte bile Veli Göçer, müteahhit şirketin ortağı değildir. Sonradan, yapılan inşaatın pazarlanması amacıyla ortak olmuştur. Veli Göçer'in ortaklığı, inşaatlar bitirilip, altısına ruhsat alındıktan ve tapuların % 73'ü verildikten sonradır. Veli Göçer'in müteahhit şirket ortaklığı, bakiye daireleri satın alıp, pazarlamak için 40 ay sonra gerçekleşmiştir.
Üstelik, 40 değil 7 ay sonra şirkete ortak olan İsmet Kösebalaban hakkındaki hüküm, "ruhsat alındıktan sonra ortak olunduğu" gerekçesi ile Yargıtay tarafından bozulmuştur.
Veli Göçer hakkındaki hüküm ise, inşaat bitmiş, binaların ruhsatı alınmış, 31 dairenin tamamı 18 ayda satılmış ve 2 yıl bilfiil ikamet edilmiş olduğu halde, onanmıştır.
İnşaatların yapılmadığı belgeli
Veli Göçer'in inşaatları yapmadığı, Maliye, Belediye, Tapu, Ticaret Odası kayıtlarıyla belgelidir.
40 ay sonra, bitmiş inşaatların satılması için inşaat şirketine ortak olan ve içinde 2 yıl ikamet edilen binalar nedeniyle, Veli Göçer neden sorumlu tutuldu?
Binaları yapan olmasa da, bir bölümünü satan Veli Göçer olduğu için mi?
Neden diğer ortaklara farklı muamele yapıldı?
Belediyelerin hiç mi suçu yok?
Tedbir almak yerine, bundan sonraki depremlerde de, "günah keçisi" yaratmaya devam mı edeceğiz?
|