Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU
İLİŞKİLİ HABERLER

İkinci Perde

Yıkmak Ya da Yıkmamak!

Görkemli saray, cami, kilise, minare ve kuleler şehri İstanbul'da tarihi eserlerin yanında bu eserlerden daha yüksek yapılar inşa edilebilir mi?

Radikal



b>Görkemli saray, cami, kilise, minare ve kuleler şehri İstanbul'da tarihi eserlerin yanında bu eserlerden daha yüksek yapılar inşa edilebilir mi?

Yüzlerce yıl şehrin en yüksek yapılarından olan 68 metrelik Galata Kulesi'nin karşısına 87 metrelik cüssesiyle yükselmek isteyen Park Otel için bu sorunun yanıtı ağır oldu. Kent siluetini bozduğu için 20 katı peynir dilimi gibi kesilen Park Otel, hayalet bir yapı oldu. Park Otel'den yıllar sonra, Dolmabahçe Sarayı ve Taşkışla'yı gölgede bırakan Gökkafes için bugün aynı soru gündemde.
Yaklaşık 3 bin yıllık tarihi boyunca yedi tepesi üzerine yükselen anıt eserleri ve bu eserlerin yarattığı kent siluetiyle ünlü İstanbul'un çehresi son 20 yılda gökdelenlerle değişiyor. Kentin görünümü ve altyapısına zarar verdiği eleştirilerine uğrayan gökdelenlerle ilgili tartışma, Gümüşsuyu'nda yapılması düşünülen 24 katlı ve 87 metre yüksekliğindeki Sürmeli Grubu'na ait Park Otel'le başladı. 1984-1989 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'dan ruhsat alan Park Otel, zeminden itibaren 24 kat ve 87 metre yüksekliğinde projelendirildi. 1989 yılında yapımına başlanan Park Otel inşaatı, yeni başkan Nurettin Sözen tarafından kent estetiğine uygun olmadığı gerekçesiyle durduruldu. Turgut Özal hükümeti döneminde Park Otel inşaatının devamı için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin imar yetkisi elinden alındı ve bölge turizm merkezi ilan edildi. Sözen'in açtığı karşı davalar sürerken kat çıkmaya devam eden Park Otel için 1994 yılında yargı 'yıkım kararı' aldı.

'Bimekânlara' barınak oldu
Kent estetiğini bozduğuna karar verilen Park Otel'in, yanındaki Alman Konsolosluğu binasının boyuna indirilmesi için 20 katı yıkıldı ama sorun çözülemedi. Park Otel'i yaptıran Sürmeli Grubu'nun sahibi Yalçın Sürmeli'nin vefatının ardından vârislerinin bu konuda hiçbir girişimde bulunmaması Park Otel'i tarihi kent içinde bir hayalet gibi bıraktı. Taksim civarındaki 'bimekânlara' barınak olan Park Otel için, Beyoğlu Belediyesi'nce 'otopark' projesi düşünüldü ancak hayata geçirilemedi.
Turizm bölgesi ilan edilen alanda sadece Park Otel değil, Gökkafes, Conrad, Swissotel gibi yapılar da var. Bunlardan Dolmbahçe'de bulunan Süzer Holding'e ait Süzer Plaza Ritz- Carlton veya Gökkafes adıyla anılan 154 metre yüksekliğinde 34 katlı gökdelenin yeri için bir ay önce Yargıtay tarafından 'Arazisi üzerinde inşaat yapılamaz' kararı alınmasıyla 'yıkım' tartışmaları yeniden gündeme geldi.
Davanın taraflarından İTÜ Rektörü Gülsün Sağlamer, "Yargı süreci tamamlanınca üniversite kendisine yakışan bir karar alacak" derken, Nurettin Sözen, kent suçlarına karşı hukukun üstünlüğünün kanıtlanması için maliyeti ne olursa olsun Gökkafes'in yıkılması görüşünde. Süzer Holding ise, kazanılmış hakları olduğunu ve Yargıtay kararının tüm Beşiktaş ilçesi için geçerli ve uygulanamaz olduğunu savunuyor.

100 yıllık şerh
Gökkafes'in yükseldiği arazi üzerine 2. Abdülhamit tarafından 1908'de
'Senedi Hakani'yle 'güvenlik' gerekçesiyle 'inşaat yapılamaz şerhi konuldu ve bu şerh Cumhuriyet döneminde de sürdü. Şerh 1984'te Mustafa Süzer'in başvurusuyla Tapu Bölge Müdürlüğü'nce kaldırıldı, ancak Beyoğlu Belediyesi 1997'de şerhin tekrar tapuya işlenmesi için dava açtı. Dava Yargıtay aşamasındayken dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz tarafından Gökkafes Şişli ilçesi sınırlarına dahil edilince, Beyoğlu Belediyesi davada taraf olmaktan çıktı, ancak arazinin hak sahipleri İTÜ, Büyükşehir Belediyesi ve Hazine davayı sürdürdü. Şişli 1. Asliye Hukuk Hâkimliği'nin verdiği kararı 9 Mart 2004 tarihinde onayan Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, Gökkafes'in yükseldiği arazi için 'Buraya bina yapılamaz' şerhinin yeniden tapuya işlenmesine karar verdi. Böylece 'yıkım' tartışması başladı.

Belediye başkanlığı döneminde Gökkafes'e karşı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a TBMM'de bir soru önergesi vereceğini belirten Sözen, "Planlara aykırı proje, projeye aykırı inşaat yapıldı. Bu kadar hukuksuzluğa karşı, bu yapıyı yıkmak süretiyle hukukun üstünlüğünü kanıtlamak gerekiyor. Hukukun üstünlüğü ve kentin tarihi dokusu söz konusu olunca 'bitmiş büyük bir bina' diye bir şey olmaz. Öyle bir simge olur ki; insanlar bir daha böyle bir kanunsuzluk yapmaz. İTÜ ve belediye talebine gerek yok, savcılar taleple iş yapmaz. Bu karar yoklukla maluldür. Yani o binanın orada olmaması, dolayısıyla yıkılması gerekiyor" dedi.
Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci ise, "Burada sorulması gereken soru şudur: Acaba İstanbul'un tarihsel ve doğal peyzajımı, yoksa bu yapımı daha değerli? Peyzaj, ölçülemeyecek kadar değerliyse, bu yapının maliyetini göz önüne alarak yapıyı korumaya kalkışmak, İstanbul için talihsiz bir durum yaratır" dedi.

'Kazanılmış hakkımız'
Süzer Holding'in avukatı Aslı Sıdıka Aydın ise, Gökkafes'in yıkılmasının mümkün olmadığını savundu: "Yargıtay kararı tarafımızdan henüz tashihi karar yapılmamıştır ve kesinleşmemiştir. Yargıtay, şerhin tapudan değil mahkeme yoluyla kaldırılmasına karar verdi. Biz, Şişli Adliyesi'ne başvurarak, tapudaki şerhi kaldırabiliriz. Bu olmazsa bile, Beşiktaş'taki çok sayıda yapı için geçerli olan bu kararın uygulanabilirliği yoktur. Bölgenin turizm merkezi ilan edilmesi maddi bir vakadır, geçici şerhin tescili hem maddi ve hem de biçimsel varlığını tapu dışında fiilen yitirmiştir. Bu kararın kazanılmış hakka hukuken bir etkisi de olamaz."

http://www.yapi.com.tr/haberler/yikmak-ya-da-yikmamak_11547.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!