Asansör Sanayicileri Federasyonu (ASFED)’nun, Ekim 2018’de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile yaptığı görüşmeler neticesinde “Asansörde Türkiye Markası” üzerine sektörde yoğun bir çalışma başladı. Konu ile ilgili sektörde faaliyet gösteren tüm dernekleri bilgilendirerek görüşlerini isteyen ASFED, bünyesinde oluşturduğu bir çalışma grubu ile de 4 ay süren yoğun bir araştırma yaptı. Araştırma neticesinde ortaya çıkan sektör raporunun en çarpıcı sonucu; küresel markalar altında gün geçtikçe yok olma süreci hızlanan yerli markaların, 10 yıl içerisinde yavaş yavaş yok olacağına dair. Bu gerçeği önemli kaynaklar ve verilere dayandıran ASFED raporuna göre; yerli markalar birleşip küresel bir Türkiye markası oluşturmadığı sürece, Cumhuriyet ile yaşıt Türk asansör sektörü yerini küresel yabancı markaların eline teslim edecek.
Dünyada kârlılık oranı en yüksek sektör ASFED, asansörde yerli sermayenin gücü ile bir Türkiye markası ortaya çıkartmak için konu ile ilgili pek çok kurum ve kuruluş ile bağlantılı bir veri tabanı hazırladı. Buna göre; asansör ve yürüyen merdiven sektörünün ortalama kârlılık oranı, dünya kârlılık oranı ortalamasının 2 ile 3 kat üzerinde yer alıyor. Dünya asansör ve yürüyen merdiven pazar büyüklüğü için farklı hesaplamalar ve tahminler yer almak ile birlikte Credit Suisse raporuna göre 2016’daki dünya pazar payı 61.000.000.000 EURO seviyesindedir. Dikkat çekici olan ise asansör ve yürüyen merdiven sektörünün ortalama kârlılık oranının, internet yazılımları, yarı iletken ekipmanları, eğlence yazılımları, sistem ve uygulama yazılımları, bilgisayar ve bilgisayar parçaları, ilaç üretimi, haberleşme ekipmanları, bilgi sitemleri, biyoteknoloji gibi yüksek kârlılık ve yüksek teknoloji barındıran sektörlerin oranına yakın ve eşit olması.
Yerli firmalar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya Dünyada oldukça büyük bir pazar payına sahip olan asansör ve yürüyen merdiven sektöründen en büyük payı ise dünya devi 5 büyük küresel marka alıyor. Verilere göre; bu beş büyük küresel markanın dünya pazarındaki toplam payı %70 olarak kabul ediliyor. Türkiye’de asansör pazarında da oldukça etkili olan küresel sermaye markalarının en önemli özelliği ise; bir çoğunun 100 yıl gibi bir geçmişe sahip olmaları ile birlikte kurdukları etkili dağıtım ağı. Bu da sektöre yeni rakiplerin girmesini engellerken, kendilerine rakip olma potansiyeli olan bir çok yerli firmayı da satın alarak büyümeye devam etmelerini sağlıyor. Yerli imalat ve montaj firmalarının bir çoğu üretimden, montaj, bakım ve revizyon alanına kadar her alanda küresel markaların baskısı altında ayakta kalma mücadelesi veriyor. Gelecek 10 yıl içerinde bu sürecin hızlanacağı ve yavaş yavaş yerli asansör markalarının yerini tamamen küresel markalara bırakacağı da sunulan görüşler arasında.
Elde edilen karın %72’si bakım ve tamirden Rapordan edinilen bilgiye göre; dünyada en yüksek kârlılık oranına sahip olan sektörlerden birisi olan asansör, bu kârın %72’sini bakım ve tamir işlerinden elde ediyor. Beş büyük küresel markanın hasılat rakamları incelendiğinde; cirolarının %53 oranındaki kısmı yeni asansör ve yürüyen merdiven satışı ile modernizasyon işlerinden sağlanırken; sektör içindeki kârlılık oranlarının kaynağını %72 ile bakım ve tamir oluşturuyor. Bu da şu demek oluyor ki; sektör neredeyse sıfır kâr ile yeni asansör ve yürüyen merdiven satarak, asıl iş olarak bakım ve tamir faaliyetlerinden kâr elde ediyor. Günümüzde pek çok küresel markanın yerli asansör firmalarının yarışamayacağı fiyatlara, bakım-tamir faaliyetlerini satın aldığı gerçeği de, ileri de yerli asansör firmalarını nasıl bir gelecek beklediğinin göstergesi.
İnşaat sektörünün yabancı marka tercihi yerliyi bitiriyor ASFED raporunda; yerli markaların gelecekte yok olma tehlikesi ile ilgili olarak ele alınan en önemli sebeplerden birisi de, bilinirlikleri sebebiyle küresel asansör markalarının inşaat sektöründe her geçen gün artan bir oranda tercih edilmesi olarak gösteriliyor. Havaalanları, metro istasyonları, alış veriş merkezleri, dört yıldız ve üzeri oteller, özel hastaneler gibi pek çok alanda neredeyse hiç bir yerli üretim asansörün kullanılmadığı görülüyor. Tüm bunların sonucunda; küresel yabancı markaların pazar payı artarken, asansörün aylık bakım/onarım maliyetini karşılamak zorunda kalan bina maliklerinin ödeyecekleri aylık bakım ücretleri, yerli asansörlerin bakım ücretlerinin 3 ile 5 katı üzerine çıktığı da görülüyor.
"Asansörde küresel bir Türkiye markası milli bir meseledir” Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın girişimleri ve desteği ile asansörde küresel bir Türkiye markası çalışmaların hızlandırılması üzerine konuşan Asansör Sanayicileri Federasyonu (ASFED) Yönetim Kurulu Başkan Yusuf Atik; “Asansörde çıkartacağımız yerli bir küresel marka Türkiye ekonomisi için oldukça önemli bir katkı sağlayacaktır. Raporumuzda da geçen sektörün pazar payına ve kârlılık oranına baktığınızda, asansör ve yürüyen merdiven sanayisi Türkiye ekonomisinin geleceğidir. Oluşturulacak küresel bir yerli markaya tüm kamu kuruluş ve özel sektörün inşası aşamasında destek verilerek milli bir mesele olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Nasıl ki yerli otomobil, yerli cep telefon, yerli savunma sanayine sahip çıkıyorsak yerli bir asansör ve yürüyen merdiven sanayisine de aynı oranda sahip çıkmalıyız” dedi.
"Tek eksiğimiz bir araya gelerek bir ortaklık kültürü kurmak” Yusuf Atik, yerli küresel bir asansör markası için Türk asansör sektörünün her türlü alt yapıya sahip olduğunun da altını çizerek: “Türk asansör ve yürüyen merdiven sektörü, tüm parçalarını üretebilen bir alt yapıya sahiptir. Türkiye, dört bir yanında kurulu pek çok yerli asansör fabrikası ve yetişmiş pek çok donanımlı mühendise sahiptir. Tek eksiğimiz bir araya gelerek bir ortaklık kültürü kurmak. Güçlerimizi birleştirebilirsek dünya pazarında yerli ve küresel bir asansör markası ile yok olmak yerine, varlığımızı arttırabiliriz”, dedi.
|