Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Yerel Seçimde Genel Seçim Havası Esiyor, Siyaset 'Mahalle'ye Geri Döndü

15 günde 15 ayrı ilde 15 miting.. Başbakan Erdoğan'ın 8-23 Şubat tarihleri arasındaki seçim performansı böyle. Diğer yanda miting meydanlarına geri dönen CHP lideri Baykal ve hararetli konuşmalarla her iki ismi topa tutan MHP lideri Bahçeli.. Manzara Türkiye'nin bir genel seçime hazırlandığı izlenimini veriyor. Ancak 29 Mart'ta sandığa gidecek

Referans Gazetesi
Yerel Seçimde Genel Seçim Havası Esiyor, Siyaset 'Mahalle'ye Geri Döndü

BR> 
Fuat Keyman / Koç Üniversitesi: Kabul edilemez bir ilki yaşıyoruz

Bu yerel seçimler yerel sorunların tartışılmadığı bir yerel seçim niteliğinde, bu da hem siyasi istikrar hem de Türkiye için üzücü. AKP yerel seçimleri kendisinin meşruiyeti, siyasal gücü ve toplumsal desteği temelinde bir referandum olarak görüyor; yüzde 47'nin aşağısına düşmezse, kapatma davası ve toplumsal uzlaşma eksikliği temelindeki eleştirilere seçimlerin yanıt vereceğini ve böylece kendi gücünü pekiştireceğini düşünüyor.

CHP yüzde 20-22 bandını tutup, ana muhalefet partisi konumunu, dolayısıyla Deniz Baykal kendisinin parti içi liderlik ve gücünü koruyabileceğini düşünüyor. MHP-CHP'yi geçip ikinci parti konumuna gelip, seçmene ben kitle partisiyim AKP'ye alternatifim demek istiyor. DTP, başta Diyarbakır olmak üzere bölgedeki gücünü AKP'ye karşı korumak istiyor. AKP Diyarbakır, İzmir, Eskişehir, Çankaya gibi "kilit yerlerde" kazanıp, Türkiye genelinde CHP ve bölgede DTP üzerindeki gücünü sağlamlaştırmak istiyor. Bu anlamda da bence bir yerel seçimin bu kadar genel seçim gibi yapılması bağlamında bir ilk yaşıyoruz. Bu da hiç kabul edilemez bir ilk.
 
Ali Yaşar Sarıbay / Uludağ Üniversitesi: Hâkim parti sistemi demokrasiyi vurur

Genel siyasetin, yerel seçimler üzerine etkisi eskiden beri mevcut bulunan bir şey. Türkiye'de yerel seçimlerin fonksiyonunun, beldeye hizmet götürme yarışmasından çok ve bunun tersine genel siyasette hâkim olan bakışın yerel olana yansıması olarak görüyoruz. Bu anlamda 29 Mart seçimlerinde siyaseten değişen pek bir şey yok. Ancak mevcut yerel seçim süreci iktidar ve muhalefet açısından bir meşruluk yarışına dönüşüyor.

Özellikle AKP'ye yönelik kapatma davası ve Ergenekon soruşturmasına ilişkin süreç, bir anlamda mevcut iktidarın meşruluğu ya da gayrimeşruluğunun ispatı anlamına büründü. Muhalefetin en fazla yüklenmek istediği alanın da bu meşruluk zemini olduğunu görüyoruz. Fakat muhalefet buna yüklenemiyor. Seçim tartışmaları daha çok şahsiyat üzerinden yürütülüyor. Seçimler tiyatral bir duruma dönüyor. Meydanlarda krizle ilgili somut öneriler, tahliller ya da yerel yönetimlerin demokrasinin gelişimine etkileri tartışılmıyor. Yerel yönetici adaylarından çok parti liderlerini görüyoruz. Erdoğan-Baykal-Bahçeli arasındaki şahsi tartışmalarla bir genel seçim süreci atmosferi yaşanıyor. Bunun demokrasi üzerindeki sonucu çok farklı olabilir. İktidarın meşruluğu ya da "iktidarlığı" onaylanırsa hâkim parti sistemine geçilir ve bu uzun süre devam edebilir. AKP'nin tutumuna bakılırsa, "son Osmanlı padişahı" pankartında görüldüğü gibi bunun toplumun bütününe hâkim olması demokrasinin gelişimi açısından olumsuz bir etki yapar. AKP'yi iktidara getiren unsurlardan biri "sessizlerin sesi" olması iddiasıydı. Bu anlamda eşitlik tesis olduktan sonra, diğer eşitsizlikleri görmeyen bir iktidar yapısına büründü.
 
Altan Öymen / Eski CHP Genel Başkanı: Mevcut konjonktür de tartışmaları etkiledi

Bu yerel seçimlerin bir genel seçim havasında yaşandığını düşünüyorum. Gerçi Özal döneminde de 1984-89 yerel seçimlerinde genel siyaset belirleyici olmuştu fakat sonra projelerin konuşulduğu, tartışıldığı yerel seçimler yaşandı. 29 Mart seçimlerine bakarsak, burada hiç proje falan konuşulmadığını görüyoruz. Gerek iktidar gerek muhalefet açısından tüm yurtta bir genel seçim havası yaşanıyor.

Bunun birkaç farklı sebebi bulunuyor. Öncelikle genel konuların her şeyin önüne geçtiğini görüyoruz. İşsizlik, yoksulluk gibi genel sorunlar şu anda halkı daha çok ilgilendiriyor. Adaylar istediği kadar proje anlatsın, şu anda halkın tartıştığı konular farklı.

Öte yandan iktidarın siyasi anlamda yaptıkları da tartışma konusu. Belirli bir kesimde "dinlenme" korkusu var. Bir de iktidarın medyaya saldırısı var. Bu sadece basın hürriyeti anlamında anlaşılmamalı. Medya saldırısı herkesin haber alma hürriyetini engellemesi bakımından demokrasiye ilişkin bir sorun teşkil ediyor. Yerel seçim sürecinde bütün bunların etkili olduğunu görüyoruz. Tabii sadece siyasetçinin değil, mevcut konjonktürün de etkisi var bu durumda. Özellikle, Ergenekon ve Deniz Feneri gibi davaların yargı ve siyasallaşma tartışmasının önemli etkileri bulunuyor. Yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, hukuk devleti gibi meselelerin ön plana çıktığını görüyoruz. Güneydoğu'daki DTP-AKP mücadelesindeki gibi genel siyasetin yerelde hâkimiyeti söz konusu. Anayasaya göre genel seçimler öncesinde görevinden ayrılması gereken Adalet Bakanı'nın bile merkezi "hükümetle iyi geçinecekleri seçin" şeklinde yerel seçime müdahil olması bir rezalet.
 

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3  |   4
http://www.yapi.com.tr/haberler/yerel-secimde-genel-secim-havasi-esiyor-siyaset-mahalleye-geri-dondu_67618.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!