Yenilenebilir Enerji Kanunu'nda yapılan değişiklik, Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilerek yasalaştı. Resmi Gazete’de 8 Ocak
2011’de yayımlanarak yürürlüğe giren yasaya ilişkin ilk büyük tepki
‘milli parklar gibi korunan alanların yenilenebilir santrallara
açılacağı’ gerekçesiyle çevrecilerden geldi. Ancak eleştiriler bu
kesimle sınırlı değil. Yenilenebilir enerjiye yatırım yapmayı düşünen firmalar
da düzenlemeyi yetersiz buluyor. Özellikle Hükümetin belirlediği elektrik alım
fiyatlarını yetersiz bulan yenilenebilir enerji yatırımcıları, ‘devlete
satacağımıza özel sektöre satarız’ diyerek tepkilerini dile getirdi.
Destek, aslında köstek
Marmara Üniversitesi Yeni Teklonoljiler Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü
ve Dünya Rüzgar Enerjisi Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tanay Sıdkı
Uyar, bakanlığın fiyatı bilinçli olarak düşük tuttuğunu belirtti. Uyar,
“İşlerin ‘hakikaten’ destekleniyor olması gerekiyor. Destekleniyor gibi görünüp
kısıtlar getiren bir yasa olmuş. Güneşe yıllık 600 megavat sınırlama getiriyor.
Lisans ilk müracaat edene mi verecek, neye göre verecek? 2 bin megavat başvuru
olursa ne olacak?” dedi.
Fiyat 2005’te de aynıydı
Rüzgâr Enerjisi Santralları Yatırımcıları Derneği (RESYAD) Başkanı
Selahattin Baysal ise en önemli beklentilerinin alım fiyatları
olduğunu ama bnun karşılanmadığını vurguladı. 2005’ten bu yana fiyatın 5.5 euro
cent olduğunu, şimdi 7.3 dolar cente döndüğunu hatırlatan Baysal, “30 milyar
dolarlık bir pazar bu. Yatırım yapacak insanların beklentisine cevap vermiyor.
Kanundaki fiyat bir yıl önceki Türkiye elektrik toptan fiyat satış fiyatıdır.
Neden teşvik edilmiyor? Aklı başında rüzgar yatırımcısının buna iyi bir kanun
diyemez” diye konuştu.
Serbest piyasada devamlı bir alım garantisi olmadığı için finans teminin
mümkün olmadığına dikkat çeken Baysal, daha az öz sermayelerle daha uygun ve
ucuz krediler alma açısından hükümetin yüksek alım garantisi fiyatı
belirlemesine ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Baysal, yasanın olumlu yönlerinden
birinin yerli üretime teşvik getirilmesi olduğunu ifade ederek, “Yoksa 30 milyar
dolarlık projenin yüzde 90’ı yurtdışına gidecekti. Teşvik önemli bir avantaj
oldu” dedi.
Alım fiyatı kötü, yerliye teşvik iyi
Hidroelektrik Santral Yatırımcıları İşadamları Derneği (HESİAD)
Başkanı Fahrettin Arman, yasanın olumlu ve olumsuz yönlerini
şöyle değerlendirdi:
Kanunun en önemli özelliği yerli malının teşvik edilmesidir. Bu bir devrim
niteliğindedir. Güneşe verilen fiyat düşük deniliyor ancak yerli ekipman
kullanıldığında bu fiyat yüzde 50 artırıma gidiliyor. Hidroelektrikte ise yerli
teşvikin fiyata katkısı yüzde 30 civarında. Fiyat beklentilerimizi karşılamadı.
Normalde HES için beklendi 6.5-7 euro cent’ti (kilovat başına). Bütçeye
getireceği yükten dolayı ilgili bakanlıkların itirazı nedeniyle rakam aşağılara
indi. Ancak şu anda piyasada satılan elektrik bu fiyatın çok üzerinde, yaklaşık
9-8 cent (ABD doları). Hükümetin elektrik alım fiyatı belirlemesi asıl
olarak finansörler açısından önemli. Minumum satış fiyatına göre fizibilite
yapılıyor. ‘Özel sektöre şu şu fiyattan satacağım’ demek finansör için bir şey
ifade etmiyor. Minumum garanti fiyatına bakıyor.
|