Bir şehri yaşanabilir kılan şey nedir? Coğrafyası,
havası ve suyu mu? Ekonomisi mi?
Yoksa sabahlara kadar süren gece hayatı mı?
Elbette sorunun tek bir cevabı yok. Günümüzde 1-2 değil, onlarca kritere
bakılarak bir şehrin ‘yaşanabilirliği’ ölçülüyor. Yalnız her zaman çıplak
rakamlar yeterli olmayabilir. Misal, İstanbul... Canlılığı, ekonomik ve sosyal
cazibe merkezi olması, tarihi ve kültürel mirası, egzotizmi, onu vazgeçilmez
kılıyor. Ancak dünyanın en kalabalık ve en kötü yapılaşmış şehirlerinden olduğu
bir gerçek. Şehirciliğe, metropol hayatına ve kent kültürüne geniş yer veren
Monocle dergisi, her yıl kendi kıstaslarına göre ‘yaşanabilir şehirleri’
seçiyor. Geçen yıl yaşanabilir 25 kent arasında İstanbul da vardı. Bu defa
yok...
İlginçtir, dünyanın en gelişmiş, en güzel şehirlerinden Londra veya Roma
listede yer almıyor. Peki ama nasıl?
Nasıl sevdim bu şehri?
Bir
şehri yaşanabilir kılan klasik veriler, suç oranının düşük olması, iyi ulaşım
imkanı, belediyecilik hizmeti ve binasından doğasına, güzelliği... Ancak Monocle
ekibi, bu defa kıstasları biraz değiştirmiş. Bir şehrin yaşanabiliriliği kadar
sevilebilirliğini de hesaba katmış.
“İyi de ‘sevilebilirlik’ kişiye
göre değişir” diyecekseniz. Haklısınız... Monocle dergisi tam da bunu yapmış:
Kendi ‘sevilebilirlik’ kıstaslarını belirlemiş. İlki, bir şehrin insana sunduğu
fırsatlar. Mesela Lizbon, küçük ölçekli işletmelere büyük destek veriyor.
Monocle’ın ikinci kıstası, şehrin yaşam kalitesini belirleyen ‘24 saatlik
metabolizm’i. Bu açıdan geçen yılın birincisi Münih, akşam saat 8’den sonra açık
bir markete bile sahip olmadığından dördüncülüğe düşmüş. Helsinki bir
numara.
Son testse eskinin korunmasıyla ileriye dönük planlama
arasında kurulan denge. Stockholm ve Paris, yeni ve yaratıcı projeler anlamında
‘fazla yavaş’ bulunmuş.
Buraya kadar iyi, hoş... Peki hangi şehirler 2011’in en yaşanabilirleri?
Listenin başında sürpriz var: Helsinki. Suç oranı düşük, eğitim kaliteli,
yeme-içme kültürü hızla gelişiyor. Ayrıca genç iş kültüründe girişimcilik ve
yaratıcılığa yer veriyor. Gelecek yıl ‘Dünya tasarım başkenti’ olacak Helsinki.
Her şeyi bir yana bırakalım... Kışın eksi 25’lere düşen sıcaklığa ve
metrelerce kara rağmen, Vanta Havalimanı son sekiz yıl içinde sadece yarım
saatliğine kapatılmış! Dahası Finlandiya, tüm göllerinin sularını
‘içilebilir’ hale getirmeyi hedefleyen tek ülke...
Helsinki, ‘kendini değiştirmeye’ çalışırken bunu planlı, yenilikçi, akılcı
yapmayı becerebilen bir şehir. Zenginliği ve gelişmişliğine rağmen Avrupa’nın en
temiz havası olan metropolü...
Yaşanabilir 25 kent
1- Helsinki 2- Zürih 3- Kopenhag 4- Münih 5- Melbourne 6-
Viyana 7- Sidney 8- Berlin 9- Tokyo 10- Madrid 11-
Stockholm 12- Paris 13- Auckland 14- Barcelona 15- Singapur 16-
Fukuoka 17- Hong Kong 18- Portland 19- Honolulu 20- Vancouver 21-
Kyoto 22- Hamburg 23- Lizbon 24- Montreal 25- Seattle
Oyun bozanlar
İyi şehirciliğin belli başı kuralları var. Ancak Monocle’a göre bazen bu
kurallar bozulsa bile sonuç felaket olmayabiliyor. İşte 5 örnek:
Kural 1: En iyi şehrin belli bir stili vardır. Oyunbozan:
Tokyo. Kural 2: Gökdelenler göz zevkini bozar ve çevreye
zarar verir. Oyunbozan: New York. Kural 3: Nüfus azalırsa,
hayat kalitesi de düşer. Oyunbozan: Viyana. Kural 4: Aşırı
nüfus kamu sağlığına zararlıdır. Oyunbozan: Mumbai Kural 5: Yeşil alan çok olmalı. Oyunbozan:
Beyrut
|