Yaşamı, Sermaye ve Teknolojinin Önüne Koyan Bir Dönüşüm Yeni Aydınlanma Olmamalı
* Şevki Vanlı'nın bu makalesi, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin 'Meslekte Dönüşüm' temalı 57 Numaralı bülteninde (Mart 2008) yer aldı. Kurallara hamile önlemlerden kuşku duyarım. Başarı, insan düzeyini yansıtıyorsa, sapmaları önlemek için soruyu ona göre sormakta fayda umarım. Nitekim dönüşüm, eğitimle birlikte ele alınmakta, fakat her zamanki gibi mimarı sorgulayan değil, savunan çeşitli bağımlılıklar ileri sürülerek mazeretler üretilmektedir. Yani eleştirelortamdan kaçmakta, yoğun uluslararası haberler içinde, kendimizi tanımaya, mimari vasatımızı tartışmaya uzak durmaktayız. Halbuki sorunlar ve sorumluluklar çoğunlukla yerel ve mimar kaynaklıdır. Bağımlılıkları mimarinin lehine dönüştürecek, iyi yetişmiş, işini iyi yapmaya kararlı, kendini eleştirecek kadar güçlü ve entelektüel ortam, sorunların çözümünü de yine entelektüel mücadeleyle yapacaktır. Mimaride başarı, mimarın seçimi ve gelişmişfiği ölçüsündedir. Ona ne verirseniz verin, yapacağının sınırı çok fazla değişmez. Yetki, çeşitli derslerden alınan puanlarla diplomaya ulaşmak yerine bir bütün olarak mimarlığın tarihsel, uluslararası kabul görmüş ve tartışılrruş evrensel öğeleriyle gerçekleşseydi, Kurultay ve kurallar sanırım, farklı ve anlamlı olurdu. Yaprak Kitabevinin 1977 "Proje ve Uygulama" yayınını tanıtma yazımda, yapı üretim teknolojisi ve ekonomik eylemlerdeki değişmelere işaret ederek, bunun, ölçütlere ve tasarıma yapmakta olduğu etkilerin mimari kavramlara yansıyacağını anlatmaya çahşrruştım. Uygulamanın eğitici piramitleri, yapının disiplinlerinin tasarımın birleştiriciliğinde toplanması gibi gelişmeler, başarı olasılığını arttıracak, toplumun davranışını da yönlendirecektir. Dönüşümün nasıl yönlendirileceği Türkiye'nin gündemindedir. Yaşamın, sermaye ve teknoloji tarafından teslim alınmasıyla, zihinsel ve duygusal insan değerlerinin yok edilmesi ile kurallarla değil, kuramlarla mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yok edilen değerlerin yerine genelde ve mimaride geleceğe dönük çağdaşlarının konması gerekmektedir. Mimarlığın toplumsal katıiımiı bir süreç olması, birçok gündelik ilişkilerden çok, bu açıdan önem kazanır. Kopukluklar, mimarlığın yalnızca görsel ve yararlılık öğeleriyle sürdürülmek istenmesindendir. Kültürel bir mutabakat/anlaşma olmadan, insanlara görsel isteklerimizi tepeden inme kabul ettirmeyi istemek, sorunlu ve buluşmayı engelleyicidir. Bu çıkmazı kendi aramızda bile çözrnüş değiliz. ilk bakışta, hem savaşim hem buluşma çelişki gibi görünüyorsa da, mücadele kendi ortamımızda, inandırıcılık, buluşma toplumla olacaktır. Avrupa'da neoklasisizmin, döneminin aydınlanması tarafından uzun bir savaşırnla yenilmesi ilginçtir. Günümüzün sermaye egemenliğine, ahlak, erdem ve fazileti içeren entelektüel yönlendirici düşünceletle karşı çıkmalıyız.
|