Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Yapı Ürünleri Konferansı 2008'de Bunlar Konuşuldu

Odak Danışmanlık ve Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) işbirliğiyle, ÇİMSA ve VitrA ana sponsorluğunda gerçekleştirilen "Yapı Ürünleri Konferansı 2008", Türkiye'de ve dünyada kendi konularında fikir öncülüğü yapan uzmanları ağırladı. Her yıl düzenlenmesi planlanan bu konferans serisinin ilkinde, yapı sektöründe dünden bugüne değişen trendler, markalaşma,

yapi.com.tr
Yapı Ürünleri Konferansı 2008'de Bunlar Konuşuldu

BR>

Yapı ürünlerinde markalaşma ve yapı sektörü konusunda dünyanın ilk beş isminden biri olan Matt Michel de "Yapı Sektöründe Güçlü Marka Olmak" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Michel, marka gelişimi, farklılaşma ve farklılaşmanın süreçlerde uygulanması konularına değindi. "Tüm Zamanların En Büyük 100 Satış Sırrı" kitabında satış ve motivasyon dünyasının efsane gurusu olarak yer alan Michel, aynı zamanda "Never Lose A Customer" kitabının yazarı.

Günün ikinci oturumu, “Türk Yapı Sektöründe Güçlü Markaların Gelecek Planları” ismini taşıyordu. Oturumun ilk konuğu Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Ahmet Yamaner’in grubun faaliyetlerine ilişkin bilgi verdiği konuşmasının ardından sırayla Trakya Cam Başkan Yardımcısı Çetin Aktürk ve Lafarge Beton Başkan Yardımcısı Volkan Girişler söz aldılar. Trakya Cam ve Isıcam’ın yeni ürün ve marka çalışmaları ile inşaat malzemelerinde dünya lideri Lafarge Beton’un markalaşma stratejilerine değinilen bu sunumların ardından panelin başkanı Mark Matteson, konuşmacılara şu soruyu yöneltti: “Mevcut kriz gündemi içinde stratejileriniz neler olacak?”

İlk olarak sözü alan Ahmet Yamaner, ‘eski krizlerden farklı’ olarak nitelendirdiği mevcut ekonomik koşullarda yapılması gerekenleri ArGe, markaya yatırım ve yenilikçilik olarak özetledi. Uzun vadeli olarak da ihracata önem verilmesi ve yeniden organize olunması şartlarına değinen Yamaner’in ardından sözü alan Çetin Aktürk ise, ciddi bir daralma gözlemlenen düz cam sektöründe acil ve önceliği olmayan harcamaların kaldırılacağını belirtti. Aktürk, belirsizlik ortamında markalaşmanın kendi segmentlerine faydalı olacağına inanmadığını ve müşteri ilişkilerini korumanın daha önemli olduğunu ekledi. Volkan Girişken ise Lafarge’ın belli segmentlere yüklenerek ve müşteri bağlantılarını kuvvetli tutarak krizin etkilerini bertaraf edeceğini ancak amacın “karlılığı koruyarak varlığı sürdürmek” olduğunu belirtti.

Pantone Renk Enstitüsü Direktörü Leatrice Eiseman’ın “Yapı Sektörüne Yön Veren, Kararları Etkileyen Büyü; Renkler” sunumu, turuncudan sarıya, toprak renklerinden siyaha çeşitli renk ailelerinin psikolojik ve fizyolojik etkilerini ortaya koydu. Eiseman “Renk nereye gidiyor?” sorusundan yola çıkarak 2009-2010 trendlerine ilişkin öngörülerini de izleyicilerle paylaştı.

Yapı Ürünleri Konferansı 2008’in en renkli bölümlerinden “Ürün-Mimar-Müteahit Buluşması” paneli, Bilgi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İhsan Bilgin, Mimar Emre Arolat, İntema A.Ş. Genel Müdürü Atalay Gümrah ve Nida İnşaat ve Turizm A.Ş. Genel Müdürü Yusuf Sezer’i bir araya getirdi. Panel moderatörü İhsan Bilgin, üreticilere mevcut imkan ve kapasite bolluğunda neyin, nasıl üretileceğini; mimarlara ise bunları nasıl kapsayacaklarını sormayı anlamlı buldu. Bunun üzerine söz alan Emre Arolat, yeni malzemelerle tanışmak istemek, fakat aynı zamanda tedarikçilerle muhattap olacak vakit bulamamak paradoksunu, yalnızca malzeme arşivini düzenleyen ve güncelleyen bir ekip ile aşmaya çalıştıklarını belirtti. “Yapı ürünleri genellikle çağ dışıdır” diyerek yapı malzemelerinin tüm sofistikasyonlarına rağmen uçak parçası olmadıklarını, yani problemli olduklarını vurgulayan Arolat, bu yüzden de ürünlerin abartılı sunumlarını sıkıcı ve gereksiz bulduğunu belirtti. Arolat, önemli olanın tedarikçinin ihtiyaç anında malzemeyi tanıtması olduğunu ekledi.

Yusuf Sezer ise uygulamacı ile üreticinin bir araya gelmesinin mimara bağlı olduğunu, ancak haksız rekabet ortamında mal sahibi veya müşterinin “uygunu ucuza” dönüştürebileceğini ve uygulamacının elini kolunu bağladığını ifade etti. Sezer, üreticilerin uygulamacı ve mimara ulaşamadığı eleştirilerine hak verirken diğer yandan da üreticilerin ‘gerektiğinde’ orada olmamalarını eleştirdi. İyi bir uygulama ortamının bütün aşamalarını kapsadığının ve ürün tanıtımının ekipler aracılığıyla projeye dahil edilmesi gerekliliğinin altını çizen Sezer, karalı projelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Mimar ve müteahitin zaman ayırmasının yüksek iletişim potansiyelli bu ortamda elzem olduğunu vurgulayan Atalay Gümrah ise, son dakikada büyük ölçekli malzeme tedarikinin yarattığı sorunlara karşılık mimarların beklentilerini iyi planlaması gerektiğine değindi. Gümrah, yapı malzemeleri sektöründe en temel derdin uygulamacı ve mimarın mahcup kalması olarak nitelendirerek, kendilerine tanıtım için gerekli vaktin ayrılmasının gösterdikleri hizmet çabasına bir karşılık olacağını savundu.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/yapi-urunleri-konferansi-2008de-bunlar-konusuldu_64785.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!