BR>
Yapı ürünlerinde
markalaşma ve yapı sektörü konusunda dünyanın ilk beş isminden biri olan Matt
Michel de "Yapı Sektöründe Güçlü Marka Olmak" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Michel, marka gelişimi, farklılaşma ve farklılaşmanın süreçlerde uygulanması
konularına değindi. "Tüm Zamanların En Büyük 100 Satış Sırrı" kitabında satış ve
motivasyon dünyasının efsane gurusu olarak yer alan Michel, aynı zamanda "Never
Lose A Customer" kitabının yazarı.
Günün ikinci oturumu, “Türk
Yapı Sektöründe Güçlü Markaların Gelecek Planları” ismini taşıyordu.
Oturumun ilk konuğu Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Ahmet
Yamaner’in grubun faaliyetlerine ilişkin bilgi verdiği konuşmasının ardından
sırayla Trakya Cam Başkan Yardımcısı Çetin Aktürk ve Lafarge Beton
Başkan Yardımcısı Volkan Girişler söz aldılar. Trakya Cam ve Isıcam’ın
yeni ürün ve marka çalışmaları ile inşaat malzemelerinde dünya lideri
Lafarge Beton’un markalaşma stratejilerine değinilen bu sunumların
ardından panelin başkanı Mark Matteson, konuşmacılara şu soruyu
yöneltti: “Mevcut kriz gündemi içinde stratejileriniz neler olacak?”
İlk
olarak sözü alan Ahmet Yamaner, ‘eski krizlerden farklı’ olarak
nitelendirdiği mevcut ekonomik koşullarda yapılması gerekenleri ArGe, markaya
yatırım ve yenilikçilik olarak özetledi. Uzun vadeli olarak da ihracata önem
verilmesi ve yeniden organize olunması şartlarına değinen Yamaner’in ardından
sözü alan Çetin Aktürk ise, ciddi bir daralma gözlemlenen düz cam
sektöründe acil ve önceliği olmayan harcamaların kaldırılacağını belirtti.
Aktürk, belirsizlik ortamında markalaşmanın kendi segmentlerine faydalı
olacağına inanmadığını ve müşteri ilişkilerini korumanın daha önemli olduğunu
ekledi. Volkan Girişken ise Lafarge’ın belli segmentlere yüklenerek ve
müşteri bağlantılarını kuvvetli tutarak krizin etkilerini bertaraf edeceğini
ancak amacın “karlılığı koruyarak varlığı sürdürmek” olduğunu belirtti.
Pantone Renk Enstitüsü
Direktörü Leatrice Eiseman’ın “Yapı Sektörüne Yön Veren, Kararları
Etkileyen Büyü; Renkler” sunumu, turuncudan sarıya, toprak
renklerinden siyaha çeşitli renk ailelerinin psikolojik ve fizyolojik etkilerini
ortaya koydu. Eiseman “Renk nereye gidiyor?” sorusundan yola çıkarak 2009-2010
trendlerine ilişkin öngörülerini de izleyicilerle paylaştı.
Yapı Ürünleri Konferansı 2008’in
en renkli bölümlerinden “Ürün-Mimar-Müteahit Buluşması” paneli, Bilgi
Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İhsan Bilgin, Mimar Emre
Arolat, İntema A.Ş. Genel Müdürü Atalay Gümrah ve Nida İnşaat ve
Turizm A.Ş. Genel Müdürü Yusuf Sezer’i bir araya getirdi. Panel moderatörü
İhsan Bilgin, üreticilere mevcut imkan ve kapasite bolluğunda neyin,
nasıl üretileceğini; mimarlara ise bunları nasıl kapsayacaklarını sormayı
anlamlı buldu. Bunun üzerine söz alan Emre Arolat, yeni malzemelerle tanışmak istemek, fakat
aynı zamanda tedarikçilerle muhattap olacak vakit bulamamak paradoksunu,
yalnızca malzeme arşivini düzenleyen ve güncelleyen bir ekip ile aşmaya
çalıştıklarını belirtti. “Yapı ürünleri genellikle çağ dışıdır” diyerek yapı
malzemelerinin tüm sofistikasyonlarına rağmen uçak parçası olmadıklarını, yani
problemli olduklarını vurgulayan Arolat, bu yüzden de ürünlerin abartılı
sunumlarını sıkıcı ve gereksiz bulduğunu belirtti. Arolat, önemli olanın
tedarikçinin ihtiyaç anında malzemeyi tanıtması olduğunu ekledi.
Yusuf Sezer ise uygulamacı
ile üreticinin bir araya gelmesinin mimara bağlı olduğunu, ancak haksız rekabet
ortamında mal sahibi veya müşterinin “uygunu ucuza” dönüştürebileceğini ve
uygulamacının elini kolunu bağladığını ifade etti. Sezer, üreticilerin
uygulamacı ve mimara ulaşamadığı eleştirilerine hak verirken diğer yandan da
üreticilerin ‘gerektiğinde’ orada olmamalarını eleştirdi. İyi bir uygulama
ortamının bütün aşamalarını kapsadığının ve ürün tanıtımının ekipler
aracılığıyla projeye dahil edilmesi gerekliliğinin altını çizen Sezer, karalı
projelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Mimar ve müteahitin zaman
ayırmasının yüksek iletişim potansiyelli bu ortamda elzem olduğunu vurgulayan
Atalay Gümrah ise, son dakikada büyük ölçekli malzeme tedarikinin
yarattığı sorunlara karşılık mimarların beklentilerini iyi planlaması
gerektiğine değindi. Gümrah, yapı malzemeleri sektöründe en temel derdin
uygulamacı ve mimarın mahcup kalması olarak nitelendirerek, kendilerine tanıtım
için gerekli vaktin ayrılmasının gösterdikleri hizmet çabasına bir karşılık
olacağını savundu.
|