Geçen Yıl 10,5 Milyon Fidan...
Bakanlık Fidanların Yüzde...
"Geleceğe Nefes" Fidanları Kurudu
Oğlunun Anısına Diktiği Ormana...
30 Bin Futbol Sahası Kadar...
81 İlde 11 Milyon Fidan Toprakla...
Ağaçlandırma Seferberliği...
11 Kasım, “Milli Ağaçlandırma...
Fidan Dikimi Rekoru için Geri Sayım
Sanayiden “11 Milyon Fidan”...
Yanan Ormanlık Alanlar Yeniden Yeşeriyor
Kaş'taki Orman Yangınında...
TMMOB İzmir İl Koordinasyon...
Rekor Etkinliğinde 1 Milyon...
Amazonlar'daki Yangınlara...
Doğa Derneği: "Çıra Eken Yangın Biçer"
Karabağlar'daki Yangından...
İzmir'deki Yangın Kontrol Altına Alındı
İzmir'deki Orman Yangını İki...
Bakan Pakdemirli'den İzmir'deki...
Yanan Alanı Korumak, Fidan Dikmekten Önemli
İzmir’deki yangınla ilgili konuşan Prof. Dr. Tolunay, “Farklı bölgelerden getirilen fidanlar oraya uyum sağlayamayabilir. Kızılçamlardan düşen tohumlar ormanı yeniden oluşturacaktır. Alanı korumak yeterli” dedi.
İzmir’de 500 hektarı yok eden büyük orman yangını günler sonra kontrol altına alındı. Yangının ardından küle dönen bölgede birçok “fidan dikme kampanyası” başlatıldı. Konuyla ilgili bir bildiri yayınlayan Orman Fakültesi’nde görevli Prof. Dr. Ünal Akkemik, Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Prof. Dr. Erdoğan Atmış, Doç. Dr. Cihan Erdönmez, Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, “Fidanını al ormana koş” kampanyalarının orman biliminden uzak olduğunu ifade etti. BirGün’den Demet Sargın’ın haberine göre; Konuyla ilgili detaylı bilgi veren İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof Dr. Doğanay Tolunay, İzmir’de yapılması gerekenleri anlattı. Yanan ormanlık bölgede öncelikli olarak yanan büyük ağaçların gövdelerinin kesilerek çıkarılması gerektiğini söyleyen Tolunay, bölgenin ağaç türünün de kızılçam olduğunu ifade etti. Kızılçamların yangın sırasında döktükleri tohumların zamanla fidan haline geleceğini anlatan Tolunay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölgede çoğunluk olarak kızılçamlar var. Fıstık çamları da var ama az. Dere içlerinde de kışın yaprağını döken türler az da olsa var. Acele etmeden, bilimsel yaklaşımlarla yanan alanı kontrol altına alarak yeniden orman halini almasını sağlamak mümkün. Yaşlı ağaçların üzerinde kozalak olduğunu biliyoruz. Hiçbir şey yapılmazsa, ısının etkisiyle açılan, o yaşlı ağaçların kozalaklarından çıkan tohumlar, külün içine düşecek. Çimlenecek. Bir sonraki baharda metrekarede onlarca hatta yüzlerce fidan olacak.” Kızılçamın orman yangınlarına en fazla uyum sağlamış tür olduğunu söyleyen Tolunay, bu türlerin doğada gençleşmesinin büyük çoğunluğunun yangınlarla olduğunu da kaydetti. Genç kızılçamlarda tohumun yaşlı kızılçamlara göre az olacağını da sözlerine ekleyen Tolunay, şöyle devam etti “Diyelim ki genç ormanlar vardı üzerinde yeterince kozalak yoktu. Kozalak olmadığı için tohum da olmayabilir. Bu gibi alanlarda çevreden toplanan kozalaklı dalları ve tohumları yere sermek düşünülmeli. Ancak yetecek tohum bile yoksa son çare fidan dikimi düşünülmeli. Burada da önemli olan şeyler var. İstediğiniz her fidanı dikemezsiniz. Tutmaz. Tür değişikliği yapılmamalı örneğin. Burada yörenin ekolojik koşulları kızılçam için uygun.” Ormanı kendi halinde yeşermeye bırakmak için önemli olan hususun, yanan alanı koruma altına almak olduğuna değinen Tolunay, “Bu da kenar şeridine yangına daha dayanıklı olan servi gibi türleri dikerek olabilir. Bu şekilde içeride bir koruma alanı oluşur” dedi. Haberin tamamına linkten ulaşılabilir. |