nşaat sektöründeki canlılık malum. Yeni Mortgage Yasası da bu canlılığı artıracak. Birbiri ardına yüksek binalar, konut kooperatifleri, villalar.
Bazen lüks, bazen halk tipi yapılanmalar.
Ege Bölgesi de bu anlamda en gözde yerlerden. Sadece mutlu ve huzurlu bir emeklilik dönemi yaşamak isteyenler için değil, yabancılar için de cazip bir seçenek. Birçok ilçede yabancıların ilgisi net bir şekilde gözleniyor. Didim, Bodrum, Ayvalık, Kuşadası, Gümüldür, Özdere, Çeşme, Urla... Daha birçok yer.
İnşaat sektörü tam gaz da... Benim bu hafta dikkat çekeceğim konu bir yan ilgi alanı: Yalıtım.
Geçenlerde Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) Genel Kurulu gerçekleşti. İZODER yeni Başkanı’nı seçti. Bu önemli kurumun başına bir İzmirli, Levent Ürkmez seçildi. Levent Ürkmez, BTM’nin sahibi. Bu sektörde öncü ve nitelikli kuruluşlardan biri. Ürkmez’in bir başka önemli yanı da sporcu kişiliği. Göztepeliliği dillere destan. Hani şu efsane Göztepe.
İZODER’in yeni başkanı bir yandan Avrupa Birliği (AB) sürecinde büyük önem kazanan bu konuda yeni projeler hazırlarken, bir yandan da “gönüllerdeki Göztepe’yi yaratma” heyecanı içinde. Elbette zor,ama... Hiçbir şey imkansız değil!
İZODER yeni dönemde bilimsel çalışmalara da imza atacak. Aslında yalıtım sektörünün gelişmesi ülkedeki enerji açığının da kapatılması demek. Tabii Türkiye’nin bu alanda yapacağı çok şey var. Ne yazık ki, yalıtım konusunda bugüne dek yeteri kadar bilinçlenme sağlanamamış. Oysa... Bu yüzden kayıp büyük.
Derneğin araştırmalarına göre, sadece etkin bir ısı yalıtımı ile yüzde 50 enerji tasarrufu sağlamak mümkün. Dile kolay, yüzde 50’lik bir oran. Yani yıllık 2 bin YTL enerji gideriniz olsa, bunun bin YTL’ye inmesi demek. Rakam büyük.
Ama bunu elde etmek hayal değil. Küçük bir yatırım, bilinçli bir yaklaşım sonucunda elde edilen ekonomik avantaj. Sadece o kadar mı? Sektörün büyümesi ile 20 bin kişiye ek istihdam olanağı... Çevre kirliliğinin önlenmesi, küresel ısınma felaketine karşı da ciddi bir duruş!
Küçük harcama ile büyük kazanç
Evet, küçük gibi görünen büyük bir adım. Hem kişisel, hem de toplumsal önemi var. Ama... Biz yıllar yılı “canım ne yalıtımı?” diye es geçip durmuşuz. Oysa çocukluk yıllarımda ben TRT’deki reklamlardan hatırlarım: “Yak şu kaloriferi kapıcı donuyoruz.” “Söndür şu kaloriferi kapıcı pişiyoruz.” Hani İZOCAM reklamı... Hepimizin aklında yer eden bir slogan... Ama... Kaç kişi değerlendirdi? Bu konuda yasal bir yükümlülük var mı? Net bilgimiz yok.
Yeni yeni bazı çabalar... Elbette olumlu... Örneğin; Toplu Konut İdaresi (TOKİ) bu kapsamda ciddi bir atak başlatmış. Yapılan tüm binalarda ısı ve su yalıtımı zorunlu.
İZODER’in yeni Başkanı Levent Ürkmez, “Isı yalıtımı yaz aylarında sıcağa, kış aylarında da soğuğa karşı en etkili önlem. Maalesef bu konuda yeterince bilgi sahibi değiliz. Ayrıca depremlerde görülüyor ki, su yalıtımı yapılmamış binalarda hasar ve can kaybı daha büyük oluyor. İş işten geçtikten sonra "ah" demenin anlamı yok ki. Bu konuda bir yönetmelik hazırlandı. Yeni binalarda da, eski binalarda da ısı ve su yalıtımı konusunda çalışma yapılabiliyor. Küçük bir harcama ile büyük kazanç. Biz dernek olarak halkımızı bilinçlendirmek ve bilgilendirmek için gayret sarf edeceğiz.”
Bunlar önemli çabalar. Levent Ürkmez’i tanıyanlar, O’nun yılmaz, tuttuğunu koparan yapısını bilirler. Başkan bu yeni görevde de, bu önemli ama hep göz ardı edilen konuda ciddi adımlar atacaktır. Ve o adımlar hiç kuşku yok ki, ülke yararına olacaktır.
Daha şimdiden küresel ısınma korkusu ile “kötü rüyalar” görmüyor muyuz?
Çevre göz göre göre kirleniyor diye karalar bağlamıyor muyuz? O halde...
Bu sese kulak verme zamanı... Kendimiz için değil, gelecek kuşaklar adına... Güzel ve yaşanılar bir dünya adına...
|