Üstgeçitler Dökülüyor!

Anakent Belediyesi'nin sürekli bir yenisi yaptığı yaya geçitleri, Ankara'yı "alt ve üstgeçitler başkenti"ne dönüştürürken, bu yapılar yurttaşlara gerektiği gibi hizmet vermekten uzak kalıyor. Her yanı kir ve pas içinde, basamakları kırılmış, çukurlaşmış üstgeçitler; merdivenlerin dik ve dar oluşu nedeniyle de gerek inerken gerek çıkarken yurttaşlar için "eziyet" oluyor. Başkentin merkezinde bulunan ve sıkça kullanılan üstgeçitlerin hali içler acısı. Kentte görüntü kirliliği ve kalabalık oluşturan üstgeçitler, "yolların kullanım hakkının sadece araçlara ait olduğu" düşüncesinden hareketle dört bir tarafa inşa edildi. Ancak gerek teknik ayrıntılara dikkat edilmeyişi gerekse bakımsızlık, yurttaşları bu üstgeçitleri kullanmak yerine "araçların arasından can güvenliklerini tehlikeye atarak karşıdan karşıya geçmek" zorunda bırakıyor. Üstgeçitlerin durumu ise kazalara davetiye çıkaran bu davranışın yurttaşlar için bir tercihten çok mecburiyet halini aldığını gösteriyor. Dik ve dar basamaklarla inip çıkmanın yurttaşlara yorgunluk olarak döndüğü, kirli ve her yanı paslanmış, kırılıp dökülmüş üstgeçitler inşa edilirken yaşlı ve engellilerin düşünülmemiş olması ise bir başka dikkat çekici nokta. Bugünkü haliyle üstgeçitleri özellikle yürüme engeli olan yurttaşların ve ileri yaştaki kişilerin kullanması neredeyse olanaksız. Ankara'nın merkezinden, sıklıkla kullanılan üstgeçitlerin durumuna birkaç örnek şöyle: - Meşrutiyet Caddesi: Karanfil-1 ve Karanfil-2 sokaklarını birbirine bağlayan üstgeçiti kullanmak yurttaşlar için zor. Basamaklarının büyük bölümü kırılmış, aşınmış durumdaki üstgeçidin çevresindeki demirler de pas içinde. Basamakların çok dik ve dar olması ise hem çıkmayı hem inmeyi güçleştiriyor. Üstgeçit etraftan, her yanı yazılarla dolu, kir ve pas içinde görünüyor. Bu haliyle görüntü kirliliği oluşturan üstgeçit, yurttaşları bir başka açıdan rahatsız ediyor. Başkentliler genellikle, kullanımı "son derece elverişsiz" olan bu geçitten geçmek yerine yoğun trafik içinde araçların arasından yolun karşı tarafına ulaşmaya çalışıyor. Bu ise hem yayalar hem de sürücüler açısından zor ve tehlikeli oluyor. - Ziya Gökalp Caddesi: Kızılay'ın girişinde, SKK İşhanı'nın yanındaki üstgeçit oldukça kirli. Demir kenarlıklarının boyası kalkan, her yanı pas tutan üstgeçidin merdivenleri de içler acısı... Basamakları kırık dökük üstgeçitteki aydınlatma direklerinin de neredeyse tamamı kırık. Üstgeçit rastgele atılan çöplerle ve her yanına yazılan yazılarla da kötü bir görüntü ortaya koyuyor. - Mithatpaşa Caddesi: Sağlık Bakanlığı'nın tam önünde, Abdi İpekçi Parkı'nın girişinde yer alan demirden üstgeçit adeta "pas yığını" haline dönmüş durumda. Üstgeçidin metalden yapılması, yağışlı havalarda kayganlaşmasına ve yurttaşların güç durumda kalmasına, yazın ise aşırı sıcaklarda üzerinde yürümenin eziyet haline gelmesine yol açıyor. Zaten oldukça dar ve dik olan basamaklardan çıkmak ve inmek, ayrı bir uğraş gerektiriyor. Boyalar ve yazılarla, üstegeçidin kötü görüntüsü daha da artıyor. - Sıhhiye: Sıhhiye Köprüsü'nün durumu içler acısı. "Her yanı dökülen" bir görüntü ortaya koyan köprüye çıkan merdivenler de sorunlu. Sağ taraftaki çıkışta yer alan basamaklar, döşenen taşın özelliği nedeniyle kuru bir havada dahi kayıyor; bu ise yayaları tehlikeye atıyor. Eskidiği için yer yer çöken, çukurlaşan, kırılan merdivenlerin trabzanlarının olduğu bölüm de pas içinde. Sol taraftaki merdivenler ise yine kırık, dökük ayrıca alan darlığı nedeniyle iki kişi bile yan yana basamaktan inip çıkmakta zorlanıyor. Üstgeçidin metal levhalı bölümü dökülmüş, paslanmış... Yurttaşların otobüs ya da dolmuşa binmek için kullandığı üst taraf ise tahrip olmuş trabzanlar, açıkta duran kablolar, kırık kaldırımlar ile bakıma ihtiyacı olduğunu daha metrelerce uzaktan ortaya koyuyor. Diğer üstgeçitlerin değişmeyen kaderi olan yazılar ve boyamalar Sıhhiye Köprüsü'nde de görülüyor. Atılan çöpler, yazılan yazılar, akan pas ile eskiyen üstgeçit iyice kötü bir görüntü ortaya koyuyor.