aşar Kemal, Kemal Tahir, Bülent Ecevit ve Yılmaz Güney gibi ismlerin
hapis yattığı, avlusunda Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edildiği, son
olarak Altındağ Belediyesi’nin “restore ettiği” Ulucanlar Cezaevinde “tarihi
bilgilerin çarpıtıldığı” ortaya çıktı. Mimarlar Odası üyesi Tezcan Karakuş
Candan, cezevinde bir levhada yazıldığının tersine, “İskilipli Atıf Hoca’nın
Ulucanlar’da değil Ulus Meydanı’nda infaz edildiğini” söyledi. Candan,
“İskilipli Atıf Hoca’nın Deniz Gezmiş ile eşitlenmeye çalışıldığını”
kaydetti.
Müzeye dönüştürülen cezaevindeki izlenimlerini Cumhuriyet Ankara ile paylaşan
mimar Tezcan Karakuş Candan, “Uçurtmayı Vurmasınlar” filmine konu olan kadınlar
koğuşunun görüş odalarının üçte birisinin yıkıldığını, bu odaların adeta “el
sürülmeye korkulacak derecede” yenilendiğini, odalar yıkılınca da küçük idam
avlusunun tüm özgünlüğünü kaybettiğine dikkat çekti. Candan, görüşlerini şöyle
dile getirdi:
‘Doğal dokusunu yitirdi’
“İdamların canlı tanığı ‘ulu kavak’ öylesine yalnızlaşmış, öylesine kıyıda
köşede kalmış ki... Taamüden yapımış, o kadar belli. Deniz Gezmiş’in idamdan
önce oturduğu ana binanın avluya bakan odası, Altındağ Belediyesi Kültür ve
Sosyal İşler Müdürlüğü’ne hizmet veren mutfak haline getirilmiş. Cezaevi
yıllardır kendi yaşadıklarıyla oluşturduğu doğal dokusunu, rengini kaybetmiş,
her şeyi tipleştiren stabilize eden bir pembe boyadır şimdi duvarlardaki renk.
Soluk benizli bir cezaevidir şimdi Ulucanlar yeni rengiyle...”
‘Fikir MMO’nundu’
Yenilenen cezaevinde “izlerini arayanların bulamayacağına” dikkat çeken
Karakuş Candan, “Ulucanlar Cezaevi’nde müze diye bize sunulan, yutturulmaya
çalışılan resmi tarihtir aslında. İskilipli Atıf Hoca’nın, Deniz Gezmiş’le
eşitlenmesidir aslında. Bu eşitleme için tarihi bile çarpıtmayı göze almışlar.
Küçük avluda bir levhada İskilipli Atıf Hoca’nın ilk infaz edilen kişi olduğu
yazıyor. Ama biz biliyoruz ki, İskipli Atıf Hoca, Ulus’ta, meydanda infaz
edildi, Ulucanlar’da değil” görüşünü dile getirdi. Candan, ayrıca koğuşlara
bakan çatı arası pencerelerinin, ahşap pencerelere dönüştürüldüğünü, sergileme
sisteminin gelişigüzel yapıldığına da işaret etti. Ulucanlar Cezaevi’nin müzeye
dönüştürülme fikrinin Mimarlar Odası’na ait olduğunu anımsatan Candan, ancak
restorasyonu gerçekleştiren AKP’li Altındağ Belediyesi’nin “binlerce insanın
emeğinin üzerine kaçak, göçek son taşı koyduğu için, bütün bir emeği
kendisininmiş gibi göstermeye çalıştığına” dikkat çekti.
|