Rusya, İtalya ve Türkiye’nin başbakanları, 22 Ekim’de
“Güney Akımı” boru hattı projesinin hayata geçirilmesi konusunu ele aldılar.
Görüşmelerin bütün ayrıntıları muhtemelen kamuoyuyla paylaşılmayacak. Fakat bu
görüşmelerin sonucu olarak, bu üç ülkenin Güney Akımı hattının Bulgaristan’ı
by-pass ederek Türk topraklarından geçmesi konusunda aralarında anlaşmaya
vardıkları değerlendirmesinde bulunabiliriz. Bu görüşmelerden sadece iki gün
önce de yani 20 Ekim’de, başka bir yerden, Danimarka’dan çok önemli bir haber
geldi. Danimarka, Rus doğalgazını Batı Avrupa’ya ulaştıracak diğer hat olan
Kuzey Akımı’nın kendi topraklarından geçmesine onay verdi. Böylece, Rus
doğalgazının Avrupa’ya alternatif yollardan ulaştırılabilmesine yönelik planlar
gerçek oluyor.
Hatırlayacağımız üzere Güney Akımı projesi, Rus doğalgazını Karadeniz’in
altından geçirerek Güney Avrupa’ya ulaştırmayı hedefliyor. Bu projenin başlıca
katılımcıları, Rus Gazprom ve İtalyan ENI firmaları. St. Petersburg’da devam
eden müzakerelerin sonucunda muhtemelen, bu hattın Karadeniz’in altından
geçtikten sonra, önceden planlandığı şekilde Bulgaristan sahiline değil, Türk
sahiline çıkması yönünde karar alınacak. Bu durumda Rus doğalgazı Karadeniz’in
altından Türkiye’ye ulaştıktan sonra buradan önce Yunanistan’a varacak, oradan
da bir koldan Adriyatik Denizi’ni geçerek İtalya’ya, diğer koldan ise Sırbistan
ve Macaristan üzerinden Avusturya’ya varacak. Yılda 63 milyar metreküp doğalgaz
taşıma kapasitesine sahip olan bu hattın ilk kolunun, 2015 yılına kadar
tamamlanması öngörülüyor. Rusya ve İtalya başbakanlarının St. Petersburg’da
buluştuğu ve onlara canlı yayın bağlantısıyla Türk Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın
katılmasıyla gerçekleştirilen bu görüşmeden birkaç gün önce, 19 Ekim’de, Türk
Enerji Bakanı Taner Yıldız, Rusya Başbakan Yardımcısı İgor Seçin’e, Türkiye’nin
Güney Akımı hattının Türk topraklarından geçmesine ilişkin olarak Rus tarafına
gerekli bütün izin belgelerini verdiğini bildiriyordu.
Türkler, Rusya’ya böyle bir izni sebepsiz yere vermiyorlar: Türkiye’nin
verdiği bu izne karşılık Rusya’nın da, Samsun - Ceyhan petrol boru hattının
inşasına katılımı sağlandı. Rusya’nın attığı bu adımlar, onun son yıllardaki
doğalgaz politikasındaki en köklü dönüşümü yansıtıyor. Bu zamana kadar Rusya,
Güney Akımı boru hattının inşasında tercihini Bulgaristan’dan yana yapmıştı.
Bundan da ötede, Rusya ile Bulgaristan, Rus petrolünü Bulgaristan ve Yunanistan
üzerinden -yani Türk boğazlarını by-pass ederek- Akdeniz’e ulaştıracak olan
Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattında da Bulgarlarla işbirliği içindeydi. Fakat,
Bulgaristan’da yeni işbaşına gelen Batı yanlısı hükümet, enerji alanında
Bulgaristan’ın üzerine almış olduğu bütün yükümlülükleri gözden geçirmeye karar
verdi. Güney Akımı’nda yeni hükümet, anlaşmalarla kendisine sağlanan haklardan
daha fazlasını talep ediyor. Bulgar hükümeti, bununla da kalmayarak
Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattının inşası şartlarını yeniden gözden geçirme
kararını aldı. Rusya da bu şartlar altında, projenin gecikmesini önlemek için,
rotayı Bulgaristan’dan Türkiye’ye çevirdi. Bunun karşılığında da Türkiye’nin
Samsun-Ceyhan projesine destek verdi. Bu adım, Türkiye açısından son derece
önemliydi, bu hattı Rus petrolü olmadan işletmenin imkânı yok. Rusya, hatta
Türkiye’ye, Ceyhan’da bir petrol rafinerisi inşa etme sözü verdi.
Ukrayna bağımlılıktan kurtulacak
Rus-Bulgar ortak projesi olan Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattının hayata
geçirilememesi tabii ki çok üzücü. Pek çok kesimin önem atfettiği böyle bir
proje gerçekleştirilemiyor. Fakat enerji politikasının kuralları maalesef bu
kadar acımasızdır. Kuzey ve Güney Akımı projeleri, Rusya’yı doğalgazı Avrupa’ya
ulaştırma konusunda Ukrayna’ya bağımlı olmaktan kurtarıyor. Halihazırda, Rus
doğalgazının yüzde 80’i, Avrupa’ya Ukrayna üzerinden taşınıyor. Ukrayna’nın
Rusya karşısındaki bu ayrıcalıklı ve tekelci konumunun yıkılmasına, sadece
birkaç yıl kaldı. Batılı ülkelerin inisiyatifiyle gerçekleştirilmeye çalışılan
Nabucco projesi ile birlikte, diyebiliriz ki Avrupa ile Rusya’nın ortak
gayretleri, Türkiye’yi, çok kilit bir enerji taşıyıcısı ülke haline getirdi.
Avrupa’nın enerji kaynaklarının ve enerji güzergâhlarının çeşitlenmesine yönelik
çabaların kaçınılmaz sonucu, Türkiye’nin petrol ve doğalgaz taşımacılığı
alanında bir süper güce dönüşmesidir.
Rusçadan çeviren: Deniz Berktay (Rus Resmi Haber Ajansı RİA
Novosti, 22 Ekim 2009)
|