Türkiye'de binalarda ve yapı malzemelerinde çevresel etiketleme
Türkiye’de henüz AB Eko-etiketi olan ‘çiçek logosu’ verilmiyor. Buna karşın Türkiye’den dört şirket, ürün ya da hizmetlerine Avrupa Komisyonu’na başvurarak Eko-etiket almış durumda. Bunların üçü tekstil ürünleri, biriyse turistik konaklama hizmetiyle bu etiketi aldı ve AB Eko-etiket resmi web sayfasında da duyuruldu. Ancak, özellikle ‘Binalar için AB Eko-etiketi ve Yeşil Satın alma Ölçütleri’ henüz pilot proje aşamasında olduğu için, bu konuda ön hazırlık çalışmaları sürmekte. AB mevzuatına uyum çerçevesinde oluşturulan Türkiye Ulusal Program Taslağı’na göre, “çevre dostu ürünlerin yaygınlaştırılarak daha etkin kullanımının sağlanması, tüketicilere bu ürünler hakkında rehberlik ederek, doğru ve bilimsel bilgilerin sunulması” amacıyla ‘Eko-etiket Yönetmeliği’ hazırlanıyor. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmeliğin, 2011 yılından sonra yürürlüğe girmesi bekleniyor. Girişimcilik ve Yenilik Programı (Entrepreneurship and Innovation Programme-EIP) EEN Avrupa İşletmeler Ağı-Rekabet Edebilirlik ve Yenilik Çerçeve Programı-RYCP (Competitiveness and Innovation Framework Programme-CIP)’nin üç alt programından biri olan Girişimcilik ve Yenilik Programı (Entrepreneurship and Innovation Programme-EIP), işletmeler ve özellikle KOBİ’ler düzeyinde yenilikçiliği ve rekabet edebilirliği desteklemek amacıyla oluşturuldu. Toplam bütçesi 2,14 milyar Avro olan programın bu bütçesinin 430 milyon Avro’su eko-yenilik için ayrıldı. Program, eko-yenilik’in teşvik edilmesini de kapsıyor. Ekoyenilikçilik kapsamında, söz konusu bütçenin 200 milyon Avro’luk bölümü KOBİ’lere yönelik ve/veya onlar tarafından üretilen yenilikçi ürün, hizmet ve temiz teknolojilerin yanı sıra; çevre yönetimi, ekotasarım, çevresel etiketleme (eco-labelling), eko-yenilikçilik ağları ve kümelerin desteklenmesine ayrıldı. CIP (Competitiveness and Innovation Programme) Programı Eko-yenilik
Proje Teklif Çağrısı, temel hedefi farklı sektörlerde çevresel etkileri
azaltıcı ya da ortadan kaldırıcı projeler ile kaynakların en uygun kullanımına
katkı sağlayacak yenilikçi özel sektör projelerinin desteklenmesi olarak
özetlenebilir. Bugün danışmanlık firmaları, farklı alanlardaki ürün grupları ve
hizmetler konularında (eko-etiketlemeye başvuru, YDD Analizi, karbon analizi vb.
çevresel etki analizleri) rehberlik ediyor ve firmaları yönlendiriyor. Bunlar
–çalışma ve hizmet alanlarına göre- yurtdışı menşeyli uluslararası farklı
eko-etiketler için yardımcı olurken, YDD bazlı beyanlarda da farklı yazılımlar
yoluyla firmaların ürün ve hizmetlerinin Tip 3 kapsamına giren çevresel
beyanlarını hazırlayabilmekteler. Bu çalışmalar dışında Türkiye’de ürün üreten
ya da ürünlerin dağıtımını yapan firmalar da ürün ya da hizmetlerini Tek yapıya doğru gitme ve uyumlaştırma eğilimleri ağır basıyor Avrupa’da da tartışılan bir konu olan malzeme etiket ve beyanlarında standardizasyon için başlatılan çalışmalar kapsamında, Brüksel’de 2010 Haziran ayında yapılan Avrupa İnşaat Malzemesi Üreticileri Konseyi (CEPMC) Toplantısı’nda malzeme sertifikasyonu konusunda edinilen görüşlere göre malzeme sertifikasyonunda standardizasyon süreci (Binalar için AB Ekoetiketi ve Yeşil Satınalma Ölçütleri başlığı altında değinildiği gibi) Avrupa Komisyonu’nun da desteğiyle başlatıldı. Bu çalışmalarda, tek yapıya doğru gitme ve uyumlaştırma eğilimleri ağır basıyor. Türkiye’de binalar ve yapı malzemeleri özelinde eko-etiketlemede ortak bir ürüne ulaşmak için konuyla ilgili derneklerden İMSAD da önemli bir taraf ve Türkiye’de kurulacak sistemlerde öncü olmayı amaçlıyor. İMSAD, bu konuda AB sürecini yakından izliyor. Önümüzdeki dönemde üyelerini bilgilendirmeyi ve ortak bir platformda buluşturmayı planlıyor. Bu konuda çalışmalarını sürdüren bir başka dernek de ÇEDBİK. Dernek, enerji ve çevre duyarlılığının tasarım ve inşaata yansıtılması için altyapı oluşturacak ve eko-malzeme yapımını destekleyecek. Ayrıca, ulusal bir çevre dostu bina sertifika sistemi geliştirmeye çalışacak ve bu sistemin standart hale gelmesini sağlayacak; dünyada var olan sertifikaları inceleyerek ve Türkiye’nin coğrafya iklim ve sismik altyapısına uygunluğuna göre adapte edecek. Öte yandan ÇEDBİK de, mimar, mühendis ve tasarımcıların teknik konularda başvurabileceği bir danışma merkezi oluşturmayı amaçlamakta. Bu doğrultuda kurduğu 'Malzeme Komitesi', yapı ürünlerinin yaşam döngüsü değerlendirmesi uyarınca çevre dostu olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceğine yönelik bilgi edinme, bu bilgiyi paylaşma, dünyada ve Türkiye’de eko-etiketleme konusunu izleme misyonuyla çalışmalarını sürdürüyor. Sonuç olarak Gelinen noktada, Avrupa Komisyonu’nun da hazırlıklarını henüz yeni başlatmış olması nedeniyle, bugün Türkiye’de yapı malzemelerinin eko-etiketlendirilmesinde izlenecek yöntem ve değerlendirme ölçütleri henüz kesinliğe kavuşmuş değil. Çünkü böylesi bir etiketleme için uzman kadro, laboratuvar altyapısı, bilim insanı istihdamı ve eko-etiketlerin uyumu gibi çözüm bekleyen farklı konular var. Ancak çevresel etiketlemenin hem yeşil bina sertifikasyonunda malzeme seçiminde önemli bir yol gösterici olma, hem de Türkiye menşeyli ürünlerin yurtdışı dolaşımını da kolaylaştırma rolü yadsınamaz.
|