Türk Şiirinin Çınarıydı
Türk şiirinin anıtlaşmış kalemi Fazıl Hüsnü Dağlarca, tedavi gördüğü Başkent Hastanesi İstanbul Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde dün akşam saatlerinde hayata gözlerini yumdu. 5 Temmuz tarihinde diyaliz sırasında fenalaşıp bilinci kapanan Dağlarca, 15 Nisan’da kalp ve böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi altına alınmıştı.
/P> Şiirler mahkemelik etti Bir süre Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde çalışan şair, 1952-60 yılları arasında Çalışma Bakanlığı’nın İstanbul İş Müfettişliği Örgütü’nde görev yaptı. 1960’ta İstanbul Aksaray’da Kitap adlı ‘efsanevi’ kitabevini açtı. Vitrininin “Karşı Duvar Dergisi” adını koyduğu bir köşesine 15 günde bir değiştirdiği şiirlerini astı. Astığı şiirler yüzünden mahkemeye düştüğü de oldu, şiirleri geciktirdi diye okurdan azar işittiği de... 1960-1964 yılları arasında Türkçe adlı dergiyi çıkardı. Uzun yıllar Türk Dil Kurumu’nun yönetim kurulu üyeliğini yapan Dağlarca, TDK 12 Eylül sonrası kapatılınca arkadaşlarıyla birlikte Türk Dili Dergisi’ni hazırladı.1970’ten sonra kendini yalnızca şiire verdi. Ve hayatının sonuna kadar da yalnızca şiirle var oldu. Öyküden çabuk vazgeçti Dağlarca, şiirle çocuk yaşlarda tanıştı. Altı kardeştiler; ablaları da, ağabeyleri de edebiyatla yakından ilgilenirken babası, gazetelerin tefrikalarını okuyordu Dağlarca’ya. Kendisi okumaya başladığında ise sevdiğini fark etti. Yazmaya çalışınca, yazabildiğini gördü. Hatta bir ara ablasının etkisiyle öykü yazmayı da denedi ama ‘duyarlılığı uzatan’ bu türden, kısa sürede vazgeçti. O günden sonra şiirle birlikte büyüdü Dağlarca, şiiri büyüttü. İlk şiiri 1933 yılında İstanbul dergisinde yayımlandı. İlk kitabı “Havaya Çizilen Dünya” ise Harbiye’den subay çıktığı gün olan 30 Ağustos 1935’te. Genç bir subayın duygu ve dünyasını yansıtan bu kitapla birlikte Cumhuriyet dönemi gizemci şiir geleneği içindeki yerini aldı. 1940’ta çıkan ikinci kitabı “Çocuk ve Allah”, Türk edebiyatının başyapıtlarından biri olarak anılageldi. Oysa ona göre bu kitap “başyapıtlarının anasıydı”. Asıl başyapıtı ise “başıydı”.
|