Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Turistlerin Uğramadan Geçemedikleri Eski Evler Binlerce İnsana İş Kapısı Oldu

Tarihî değerlerin bir bir yok olduğu Türkiye’de birkaç kültür sevdalısınca başlatılan projeler meyvesini vermeye başladı.

Zaman



arihî değerlerin bir bir yok olduğu Türkiye’de birkaç kültür sevdalısınca başlatılan projeler meyvesini vermeye başladı.

Yıkılmaya yüz tutan eski evler kültür merkezi hâline getiriliyor. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleri olan eski evler binlerce insana da ekmek kapısı olmaya başladı. Erzurum’da Erzurum Evleri ve Safranbolu’daki eski evler restore edilerek kültür merkezine dönüştürüldü. Şimdilerde devlete vergi ödeyen eski evler tamamen sivil insiyatifin eseri. Bu yerler Türk kültürünü yabancılara aktarmada elçi görevi yürütüyor. Tarihî mekânlar dekorları ve yöresel yemekleriyle müşterilerine sunduğu güzelliklerle bir gelenin bir daha geleceği yerler oluyor.

Lokanta, otel ve kafeteryaya dönüştürülen eski evler büyük tur şirketleriyle anlaşarak her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlıyor. Türkiye’de korunması gereken 50 bin kültür varlığının bin 125’ini bünyesinde bulunduran, 1994 yılında UNESCO tarafından Dünya Mimari Miras şehirleri arasına alınan, yılda 350 bin yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Safranbolu, bu işi Türkiye’de en güzel şekilde başarmış bir ilçe. Eski ev ve konaklardan otel kafeterya ve lokantaya dönüştürülen 100’ü aşkın iş yeri var Safranbolu’da.

Safranbolu’da eski evlerden yeni mekânlar oluşturan kültür sevdalılarından biri de Mustafa Erbak. Erbak, 1995 yılında satın alıp restore ederek işletmeye açtığı evler ilgi görünce ortaklarıyla beraber işleri büyütmüş. Turistik turlarla da anlaşan işletmeciler Safranbolu’yu bir turizm merkezine dönüştürdü. Kadıoğlu Şehzade Konakları’nı kuran Mustafa Erbak ve arkadaşları otel restorant ve kafeteryadan oluşan 9 işletmeyi anonim şirkete çevirdi. Devlete vergi ödeyen Erbak, stajyerler hariç 50 kişiyi yanında çalıştırıyor. Bu sayının turistlerin yoğun olduğu dönemlerde apart çalışan elemanlarla arttığını söyleyen Erbak, “Bu evlere sahip çıkılmasaydı Türkiye’de kaybolup giden diğer kültür değerleri gibi sadece fotoğraflarda kalacaktı. Biz ve bizim gibi düşünen insanlar bu evleri hem yok olmaktan kurtardı, hem de ülkesine döviz getiren gelir getiren yerler hâline getirdi. Sadece Safranbolu’da değil hemen hemen her ilde böyle evler var. Bu evler yıkılıp yok olmaktan ve kaderine terk edilmekten kurtarılmalıdır.” şeklinde konuşuyor. İlçede ayrıca kaymakamlık tarafından restore edilen ve turistlerin beğenisine sunulan 5 adet de müze ev bulunuyor.

Evlerde yöresel yemekler

damak zevkine zevk katıyor

Şimdilerde lokanta ve kafeterya olarak kullanılan eski evlerde birbirinden güzel yemekler yerli ve yabancı turistlerin beğenisine sunuluyor.

Neler yeniliyor?

Yöresel Yemekler; Su Böreği, Keşlicevizli yayım (erişte), Perohi, Tereyağlı uzun bakla (Fasülye), Korukluetli bamya. Bütün et, — Safranbolu Bükmesi, Kuyu kebabı, Etli yaprak dolması, Cevizli çörek,

Yöresel Tatlılar; Baklava, Safranlı Zerde, Haluşka, Höşmerim, Safranlı aşure.

Her zaman taze satılan fındıklı, şam fıstıklı, güllü ve safranlı çeşitleri bulunan Safranbolu lokumu. Çavuş üzümü

Bu yemekler tarihî dokusu bozulmamış sekili cumbalı ve sofalı evlerde turistlerin beğenisine sunuluyor. Gerçek bir ev ortamını aratmayan iş yerlerinde müşterilere Türk kahvesi ve nargile ikramı da sunuluyor.

Eski evler Doğu’da da iş kapısı oldu

Safranbolu modelini örnek alan ve kültürüne sahip çıkmak isteyen Doğu’lu müteşebbisler de boş durmayıp kültür değerlerin ekonomik gelire dönüşmesinde kolları sıvadı. Bunun en güzel örneklerinden biri de Erzurum’da yaşanıyor. 5 sene öncesinde yıkılmaya yüz tutmuş harap hâldeki 8 evin tamiratını yaparak birleştiren ve burayı bir kültür merkezi hâline getiren Siyami Demir ve arkadaşları, yok olmaya yüz tutmuş tarihten nasıl iş kapısı olacağını gösterdi. 8 evin birleştirilmesiyle oluşan ‘Erzurum Evleri’ şehre gelen yerli ve yabancı turistlerin ilk duraklarından biri. Evler 25 kişiye de ekmek kapısı oldu. Devletten hiçbir destek alınmadan oluşturulan Erzurum Evleri hem sivil insiyatifin istenince ne kadar büyük işler yapabileceğini gösterdi hem de aklında bu düşünceleri olanlara örnek oldu.

Erzurum Evleri’nin yöneticilerinden Mehmet Temiz, Erzurum Evleri’ni harabe haldeki 8 evi gece güdüz demeden çalışarak meydana çıkardıklarını söylüyor. Evlerin yapımında devletten hiçbir destek almadıklarını dile getiren Temiz, “Harabenin içerisinden bir kültür merkezi ortaya çıkardık.” diyor. Şehre gelen yerli ve yabancı turistlerin mutlaka uğradıkları bir mekân olan Erzurum Evleri’nin işletmecileri birçok tur şirketi ile anlaşma yapmış. Otobüslerle şehir turuna çıkan turistlerin daimi uğrak mekânlarından biri hâline gelen Erzurum Evleri’nin şehir esnafı için de çok önemli olduğunu söyleyen Mehmet Temiz, “Burası artık Erzurum’un tarihî mekânlarından biri. Böyle bir yerin olması şehir esnafını da memnun ediyor. Eskiden Palandöken’e gelen turistler pek şehre inmiyordu. Şimdi Erzurum Evleri sayesinde şehre inen turistler diğer esnaflardan da alışveriş yapıyor.” şeklinde konuşuyor.

Erzurum Evleri’nde toplam 25 kişi çalışıyor. Yöresel kıyafetlerle müşterilere hizmet veren bu elemanlar sürekli eğitimden ve sağlık kontrollerinden geçiyor. Mehmet Temiz, müşterilerine daha fazla hizmet vermek için sürekli kafa yorduklarını anlatıyor.

Evlere gelenler,

kısa bir tarih gezintisi yapıyor

Erzurum Evleri’ne gelen turistler yeme ve içmenin yanında bir de kısa bir tarih gezintisi yapma imkânına sahip. Ayakkabı giyilmeyen evlerde ocaklar ve tandırbaşlarında hamur açıp börek yapan kadınlar görebilirsiniz. Eskiden evlerde kullanılan araç ve gereçler odalar, sekiler tarihî yapısı bozulmadan restore edilmiş. Bu evlerin içine girenler bir saatlik de olsa yüzyıllar öncesine gidip atalarının yaşadığı tarihi koklama imkânına sahip oluyorlar. Bir tarafta yanan kandiller diğer yanda çalınan müzik farklı bir atmosfer oluşturuyor.

Erzurum Evleri Atatürk

Üniversitesi’nde yaşatılacak

Atatürk Üniversitesi tarafından tarihî Erzurum Evleri’ni yaşatmak amacıyla bir proje hazırlandı. Hazırlanan proje ile yapılacak tarihî evin temeli törenle atıldı. Törene Rektör Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, rektör yardımcıları ve davetliler katıldı. Törende konuşan Rektör Sütbeyaz, kaybolmaya yüz tutan tarihî ve kültürel mirası yaşatmak amacıyla Tarihî Erzurum Evi’ni inşa ettiklerini açıkladı. Evin projesinin bilimsel bir ekip tarafından uzun çalışmalar sonucunda oluşturulduğunu anlatan Sütbeyaz, evin aslına uygun olarak inşa edileceğini açıkladı. Tarihi Erzurum evini 76 yaşındaki Ali Sırrı Alacakanat inşa edecek. 60 senedir bu işi yaptığını anlatan Alacakanat, yapılacak evi tüm özellikleri ile aslına uygun bir şekilde inşa edeceklerini açıkladı.

Tarihî evin yaklaşık 300 milyar liraya malolacağını söyleyen Alacakanat, “Bu yapacağım son ev olacak. Kış gelmeden evi bitirmeye çalışacağız. Güzel bir proje hazırlanmış. Aslına uygun bir şekilde yapmak için gayret edeceğiz.” şeklinde konuşuyor. İnşa edilecek tarihî ev için malzemeler özel olarak doğadan toplandı.

http://www.yapi.com.tr/haberler/turistlerin-ugramadan-gecemedikleri-eski-evler-binlerce-insana-is-kapisi-oldu_30369.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!